İngiltere'nin Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Robert Jenrick, hükûmetin "Yeni Ruanda Planı" konusunda anlaşmazlık yaşadıklarını belirterek görevinden istifa ettiğini duyurdu.
İngiliz hükûmeti, Nisan 2022'de hazırlanan ilk "Ruanda Planı" kapsamında, düzensiz göçmenleri ve ülkeye yasa dışı yollarla girip sığınma talebinde bulunanları, Ruanda'ya gönderme kararını açıklamıştı. Karar, Yargıtay ve Yüksek Mahkemece, yasaya uygun bulunmuştu. Söz konusu kararın ardından Haziran 2022'de Ruanda'ya 7 kişiyi taşıyan ilk uçuş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla durdurulmuştu. İngiliz Yüksek Mahkemesi ise temyiz başvuruları üzerine verdiği son kararında Ruanda'ya gönderilecek göçmenler için bu ülkede kötü muameleye maruz kalma ve kendi ülkelerine gönderilme gibi riskler bulunduğunu belirterek planın yasaya uygun olmadığını açıklamıştı.
İngiliz hükûmeti, böyle bir riskin olmadığını göstermek için Ruanda ile 5 Aralık'ta yeni bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya göre İngiltere'nin Ruanda'ya gönderdiği düzensiz göçmenler, İngiltere dışında başka bir üçüncü ülkeye sınır dışı edilemeyecek. Bakan bu kararın yasaya uygun olmadığını düşünüyor olsa gerek ki istifa etti.
Ruanda'nın kabul ettiği, düzensiz göçmenleri, üçüncü bir ülkeye göndermeme şartı, Türkiye'nin AB ile 2013 yılında imzaladığı geri kabul anlaşmasına çok benziyor.
Anlaşmayla Türkiye’den yasa dışı yollarla AB’ye geçtiği belirlenen üçüncü ülke vatandaşlarının, Türkiye tarafından geri kabul edilmesi karara bağlanmıştı. Bu anlaşmanın Türkiye’de halk tarafından sessiz karşılanması için de Türk vatandaşlarına “3 yıllık bir geçiş sürecin sonunda vize muafiyeti” sağlanacağına dair ikinci bir anlaşma daha imzalanmıştı. Bunun için Türkiye’nin 72 şartı yerine getirmesi gerekiyordu!
AB liderleri ile 2015’te geri kabul anlaşmasına ilişkin bir mutabakat zaptı daha imzaladı. Vize muafiyeti için üç yıllık geçiş süreci iki yıla indirildi ama anlaşma uygulanmadı, tam aksine vize verilmeyen Türk vatandaşlarının sayısı arttı.
Tunus ile AB arasında da kapsamlı bir iş birliği mutabakat zaptı imzalanmış, düzensiz göçmenlerin Tunus’ta kalması için bu ülkeye kredi ve yardım muslukları açılmıştı. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, bu anlaşma yüzünden ülkesinde zor duruma düşünce Avrupa Komisyonu'nun "sadaka" parasını reddettiklerini duyurdu!
AB yürütme organı tarafından sağlanan 60 milyon Euro’luk hibeyi iade eden Tunus, AB yönetimini göçmen anlaşması kapsamında vaat ettiği daha fazla fonu alıkoymakla suçladı. Hibe fonu 100 milyon, kredi fonu ise 300 milyon Euro olarak belirlenmiş, ancak Tunus’a 60 milyon Euro gönderilmişti.
Anadolu Ajansı ve AB kaynaklarından kısa alıntılar yaparak derlediğim bu bilgiler, AB'nin, düzensiz göçmenleri geri kabul konusunda, Türkiye'yi, Ruanda ve Tunus gibi gördüğünü gösteriyor...
Buna karşılık eski ABD Başkanı Donald Trump, tekrar başkan seçilirse sadece bir günlüğüne diktatörlük yaparak, ABD-Meksika sınırını kapatmak istediğini açıkladı.
Yani Suriyelileri Türkiye'ye süren politikanın mimarı olan, ayrıca eski Afganistan ordusunun askerlerini gizli anlaşmayla Türkiye'ye gönderen ABD, Meksika sınırını kapatarak bu ülke üzerinden ABD'ye düzensiz göçmenlerin doluşmasını önleyecek.
AB ise zaten Türkiye'yi para karşılığında düzensiz göçmen deposu olarak kullanıyor. Türkiye'nin, aldığı parayı iade edecek hâli de yok.
İktidar, ensar-muhacir edebiyatı ile artık halkı ikna edemiyor ama sırada Filistinliler var!
Bu yöndeki ilk haberler Türkiye tarafından yalanlanmıştı...
Emekli kurmay albay Mehmet Alkanalka duyurdu; “The Times of İsrael” gazetesi, 7 Aralık 2023 tarihli sayısında “İsrail İstihbarat Bakanlığı’na ait bir belgede Mısır, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ya maddi olarak ya da yerinden edilmiş Gazze sakinlerini mülteci ve uzun vadede vatandaş olarak kabul ederek İsrail’in planını desteklediğinden bahsediliyor” diye yazdı! (https://www.timesofisrael.com/intelligence-ministry-concept-paper-proposes-transferring-gazans-to-egypts-sinai/)
Yine yalanlama yapılacaksa öncelikle adı geçen İsrail gazetesine gönderilsin!
Yeniçağ yazarı: Arslan Bulut