Sputnik adlı haber sitesinin verdiği habere göre İstanbul kanalı projesinin 3 köprülük bölümünün ihalesi için 500 trilyon TL’lik teklifler alındı.
Emperyalizm hız kesmiyor.
Virüs gelmiş her gün ülkede onlarca dünyada yüzlerce insan ölüyormuş. insanlar evlerine tıkılmış yarınlarından tedirgin şaşkın ve çaresizmiş ekonomi bitmiş iflaslar ve olası trajediler kapıda.
65 yaşından büyük vatandaşlarına bir paket kolonya bile veremeyecek duruma getirmişsiniz koca devleti.
Neye yarayacağı, kaça çıkacağı, neye hizmet edeceği, doğaya ne kadar zarar vereceği, bölge nüfusunu ne kadar arttıracağı, kimlere peşkeş çekileceği, belli olmayan bir kanal ütopyasıyla uğraşıyorsunuz.
Yahu yapmayın.
Bu millet size ne kötülük yaptı.
Sizi saraylarda yaşatıyor.
Her biriniz bir derebeyi gibi kendi yüksek bir standartlarda yaşıyorsunuz.
Hoyratça milletin neyi var neyi yoksa yağmaladınız.
Yüz sene önce aşı üretip Çin’e gönderen ülke iken, birisi şu aşıyı yapsa da bize verse dilenciliğine getirildik.
İşyerlerinden işten çıkarılan çalışanlara beş kuruş destek yapamadık.
Günlük çalışıp evine ekmek götüren insanlarımızın evinde tenceresini nasıl kaynatacağını bilmiyoruz.
Ama kanal ihalesi yapıyoruz.
Osmanlı da yıkılacağı zaman padişahların keyfine borç alıp İstanbul boğazına cepheli saraylar yaptırmıştı.
İngiliz ve Fransız tefeciler devlete yüksek faizli borç veriyordu, padişahlar da millet için millete sormadan aldıkları yüksek faizli borçlarla kendilerine boğaz kenarında saray yaptırıyorlardı.
Yazık değil mi bu millete?