Ne olacak bu ülkenin hali!
Ben merak ve endişe ediyorum doğrusu?
Peki ülkenin bu durumda olmasından kim sorumlu?
Vatandaşlarımız mı?
Esnaf kardeşlerimiz mi?
Sanayicilerimiz mi?,
Sanatçılarımız mı?
Yazarlarımız mı?
Akademisyenlerimiz mi?
Aydınlarımız mı?
Kim sorumlu? Ülkenin bu halde olmasından.
Elbette sesini çıkaranlar ve itirazını edip tepkisini gösterenleri sorumlu tutamayız.
Ama bunların dışında kalan, sesini çıkarmayan, tepkisini göstermeyen her kim varsa onlarda en az iktidar kadar sorumlu ve suçludur.
Ülkeyi kim yönetiyor Allah aşkına?
Nereye gidecek bu ülkenin hali?
Ne olacak bu ülkenin hali ben merak ediyorum.
Gün geçmiyor ki saçma sapan yapay bir gündemle meşgul olmayalım.
Zaten ülkenin içinde bulunduğu bu kaos ortamında iktidarın suni gündem oluşturmasına, muhalefetin de bu suni gündeme ayak uydurmasına diyecek lafımız yok.
18 yıldan beri ülkeyi yönetem AKP iktidarlarına neler malzeme olmadı ki, gerçek gündem haricinde siyasilerin diline.
Ordu,
Eğitim,
Sağlık,
Tarım,
Ekonomi,
İşsizlik,
Yokluk,
Din sömürücülüğü,
Rejimin tehdit edilmesi,
Yoksulluk...
Evet, bu saydığım ana gündemler sadece malzeme oldu.
Sakın yanlış anlamayın bu konular çözüm üretmek için gündeme gelmedi sadece laf olsun torba dolsun misali konuşulan dedi kodu mahiyetin konulardan öteye geçmedi.
Şayet gerçekten gündeme getirilip sorunlar noktasında konuşulmuş tartışılmış ve çözüm aranmış olunsaydı şimdi;
Ordu,
Eğitim,
Sağlık,
Diyanet,
Ekonomi,
İşsizlik,
Yokluk,
Yoksulluk içler acısı bir halde olmayacaktı.
Tek adamın tahakkümünde bir devlet anlayışı olursa farklı bir tablo beklemek abesle iştigal bir durumdur.
Ülkenin ekonomisi, tabiri caizse, Hoca Nasreddin’in göle maya çalmasına benzer.
Bakıyorsunuz, iktidar çarkını ve değirmenin, döndürmek için ülkede ne kadar kamu kuruluşu varsa satıp savuruyor.
Hesağ verme yok,
Açıklama yok,
Yargıdan korkusu yok!
Hukuktan korkusu yok!
Allah’tan korkusu yok!
İnsanlardan korkusu yok!
Hal böyle olunca da satmakta herhangi bir sakınca görmüyor.
Nasıl olsa hesap vereceği bir merci yok kendilerine göre.
Ama çark bu şekilde dönmeyecek kervan bu şekilde gitmeyecek elbette bunların da bir hesap verme günü gelecek!
Şimdi de elde bir şey kalmayınca gözünü İstanbul’a dikti acaba orada ne satabilirim günü kurtarmak için diye.
Her şeyiyle ve her yönüyle İngilizlerin emrinde ve egemenliğinde olan Katarlılara İstanbul’u ellerinden gelse tapusuyla verecekler.
Borsa İstanbul’un %10’luk hissesi satıldı bir Allah’ın yetkilisi de adam akıllı çıkıp bilgi vermedi vermekten kaçındı neden, çünkü sarayın gazabına uğramaktan korktu.
Ülkenin sermayeleri bir bir satılırken.
Lafa gelince;
Müslümanlar,
Dindarlar,
Allah’tan korkar,
Kuldan utanırlar.
Bunların ne Allah’tan korkuları ne de kuldan utanmaları var.
Bunların tek korkuları makamı mevkiyi ve kendi geleceklerini kaybetme korkusu, Bunların tek korkusu Tayyip Erdoğan’ın hışmına uğrama korkusu.
**
Yolda,
Tramvayda,
Markette,
Pazarda rastladığım her tanıdık yüz,
Bir vesileyle yanıma sokuluyor.
Havadan sudan bir iki sözcükten sonra
“Ya hocam siz gazetecisiniz, bilirsiniz neler oluyor ülkede?” diye bir muhabbet açmaya çalışıyor.
Beni daha yakından tanıyan ahbaplarsa meyhane jargonuyla açıyorlar lafı: Hoca ya! N’olacak bu ülkenin hali?
Artık bir 70’lik de kesmiyor.
Dilimin ucuna Nâzım’ın dizeleri geliyor ama “Ah be kardeşim kabahatin büyüğü de sende” diyemiyorum.
Sadece gülümsemekle yetinip kendimin de inanmadığı bir iki cümle mırıldanıp kaçar gibi uzaklaşıyorum.
**
Malum Pandemi yasakları tekrar gelmeye başladı.
Alınan kararlara bakıyorsunuz, güle misiniz, ağlaya mısınız?
Kime ne kadar faydası olacak bu yasakların.
Sen kalk koca koca devasa AVM’leri açık tut,
Sen kalk koca koca devasa fabrikaları açık tut, tozlu dumanlı yerlerde binlerce insanın aynı ortamda çalışmasına izin ver.
Öte taraftan, küçük esnaf grubuna bindir bindirebildiğin kadar, yüklen yüklenebildiğin kadar.
Neden çünkü kasa da para yok büyük işletmelerin çalışması lazım, küçük esnaflar çalışmasa da olur.
Yazık gerçekten yazık.
Ya bu yasakları toptan herkese ve her işletmeciye eşit şekilde uygulanmasını sağlayın,
Ya da komple kaldırın çünkü bu şekilde alınan hiçbir tedbirin önemi de yok anlamı da.