Ülke ekonomik darboğazda. Asil Türk halkı, geçinmekte zorlanmakta, enflasyon ve fiyat artışlarının altında hem bunalmakta hem de ezilmekte.
Çıkış aramakta. Bugünkü parçalı muhalefet, bir umut olmaktan uzakta.
Sn. Erdoğan, bu durumu iyi okumakta. Her dönemde düşen oy oranını gördükçe, muhalefetten partileri yanına almakta. Has Parti’yi kattı bünyesine. Bir başka seçimde MHP’y, BBP’yi aldı saflarına.
İhtiyaç duydukça, muhalefeti yanına bir şekilde almakta. Son seçimlerde de DSP, Hüda-Par’ı aldı yanına.
2028 seçimlerine giderken düşen oylarının farkında ki, DEM’i ve Dem Parti taraftarlarını yanına alma gayretinde.
Bunu neden yapıyor AKP ve Sn. Erdoğan? Oylarının çokluğu ya da AKP’ye oy getireceği için değil; AKP’den kaçacak oyların gideceği parti olmasın diye. DSP’nin oyunun olmadığını bilmiyor mu? Son seçimde neden YRP’yi aldı yanına, kaçacak oylar oraya gitmesin diye.
Sn. Erdoğan, kamuoyu araştırmalarını iyi okuyor. Türkiye onca badire yaşamasına karşın AKP, parçalanmadan bir bütün olarak duruyor. MHP öylece duruyor. Neden?
CHP’nin %25 oyu var. Sistem ne diyor, 50+1. CHP 51’i nasıl bulacak? Ya da muhalefet bu oya nasıl ulaşacak?
Hiç kimse, ekonomik tablodaki başarısızlıklara güvenip, seçimi çanta da keklik görmesin.
Seçmene Recep Tayyip mi, Mansur’mu diye sorulduğunda Mansur Bey, 7-10 puan önde çıkıyor. Erdoğan mı, İmamoğlu mu diye sorulduğunda İmamoğlu 5-7 puan önde çıkıyor.
Ama seçmene; Erdoğan mı, Yavaş mı, İmamoğlu mu diye sorulunca; rakamlar karışıyor. İmamoğlu diyen %20, Yavaş diyen %25 gibi bir gerçek çıkıyor. Eğer muhalefet, tek adayda anlaşamaz da parçalı ve bölünmüş adaylarla seçime girerse; Erdoğan rahatlıkla kazanabilir. Eğer önündeki aday olamaz engelini aşarsa.
Ne yapılmalı?
Siyaset “Deneyim ve Dinamizm” isteyen bir uğraştır.
Muhalefet, geçmişin deneyimlerini göz ardı eder, gereken dinamizmi de gösteremez ise ki, şu ana kadar da gösterdiği söylenemez. Yandı keten helvası.
Milliyetçi ve ülkücüler maşallah hâlâ bölünme sürecindeler. Vatan diye çırpınan ülkücü-milliyetçi kesim N. Kemal Zeybek’in Ata Partisine mi, D. Bahçeli’nin MHP’sine mi, Yusuf Halaçoğlu’nun Kutlu Partisi’ne mi, Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’ne mi, Müsavat Dervişoğlu’nun İyi Parti’sine mi oy versin? Adını unuttuğum birkaç daha var.
Kendinizi düşündüğünüz kadar, ülkeyi ve ülkücüleri-milliyetçileri ve Atatürkçüleri de düşünseniz ya!
Ey muhalefet! Söz konusu vatansa, gerisi teferruat olmalı, tek bir çatı altında birleşilmeli. Ya değilse AKP ve Sn. Erdoğan, size daha çok nal toplatır.
Gündemi siz belirleyin, AKP’nin gündemine alternatif olmayın. Sn. Erdoğan ve Bahçeli, seçimi alabilmek uğruna bu kez de yanlarına DEM Parti’yi alma peşindeler. Daha söylenmiyor ama “Ana dilde eğitim” gündeme gelebilir. Bu da Güneydoğu’daki yurttaşlarımızın işine gelmez mi, hoşlarına gitmez mi?
Söyleyin bakalım, parçalı bir muhalefet olarak; 50+1’e nasıl ulaşmak istemektesiniz, formülünüz ve söyleminiz nedir?
Bizleri oyalamayın, koltuklarınıza oturup klasik ahkam kesmeyin: deneyimlerinizi ortaya koyup, dinamizmle halkın karşısına çıkın. Seçmenin en büyük sorusu; “Kime Oy vereceğim?” Bunu da siz çözeceksiniz. Ciddi söylem ve ayağı yere basan projelerle karşımıza çıkınız lütfen.