Ülkücülerin Değişim ve Kongre Taleplerini takip etmek üzere son dört aydır Türkiye’nin her tarafını geziyorum. Ziyaret ettiğim il ve ilçelerde toplumun her kesim ve kesiti ile görüşüyor, konuşuyorum. Bu yazımda konumu güvenlik çalışanları ve polislerimize ayırdım. Siyasetçinin, gazetecinin en çok mesai yaptığı veya yan yana olduğu insanlardan bir gurupta polislerimizdir.
Polislerimizin işleri gerçekten çok zor her an terörle karşı karşıya kalan ülkemizde bu evlatlarımızın çalışma saati, özel hayat diye bir şeyleri yoktur!24 saat çalışıyorlar ifadesi onların yaşadıklarını anlatamaz! 150 saat aç, susuz görev yapıyorlar dersek abartı olmaz! Bunun maddi karşılığını alıyorlar mı? Dinliyoruz kesinlikle almıyoruz diyorlar! Bizim gözlemimizde bu doğrultudadır! Bu ülkede bir amelenin yevmiyesi 120 TL’dir. Varın gerisini siz hesap edin. Mal, can ve huzur teminimiz için bu fedakârlıkları yapanları asla unutmamalıyız, onların haklarını biz siyasetçi, gazeteci olarak savunmalıyız.
Buraya kadar onların sıkıntılarını yazdım. Şimdi ise polis kardeşlerimizin hatırlarsanız Cemal Enginyurt meselesinden dolayı MHP’ye koydukları tavrı ve kısmen uzun yıllar geçmesine rağmen tepkilerini sürdüren polis kardeşlerimizi eleştireceğim. Dün yine bir polis gurup bize işte Cemal Enginyurt meslektaşımızı tartakladı diyerek MHP karşıtlığı oluşturmaya çalışan arkadaşlara aynen şunları söyledim. Yanlışı kimse savunmaz ancak Cemal Enginyurt’u siyaseten ayrı olsak ta savunmak zorundayım eğer hakkı tutacaksak dedim. Birincisi o gerilim ikliminde Cemal Enginyurt ile didişen polis sivildi, polis olduğunu bilmeyen ve basının abartması kadar büyütülecek bir saldırı orada olmadı. Âmâ diyelim oldu! HDP ve AKP sizin meslektaşlarınızı şamar oğlanı yaptılar, ben sizlere neler yapıldığını benim dememe gerek yok deyince bir emniyet müdürü beyefendi çok haklı diyerek konuyu tatlıya bağladık.
Biz ülküdaşlık hukukunu adalet ve vicdan muhasebesi üzerine kurarsak kızgınlık ve önyargılarımızdan ari şekillendirebiliriz. Bu hadiselere benzeyen yüzlerce hak etmediğimiz ölçülerde haksızlıklara muhatap olmuş bir camiayız. Biz haksızlıklara maruz kalırken başkalarına adaletsiz ve haksızlık yapamayız. Her hadise bize ders ve yol göstermelidir. Meral Akşener hanımefendi ile gezerken gördüm ki millet bizi çok iktidar etmek istemiş ve bu millet ülkücüleri çok seviyor. Âmâ gel gör ki biz milletimizin bize verdiği mesajları okuyamadığımız için hep siyasi yanlışlar yapmış ülkücüyü memleketin idaresinden uzak tutmuşuz! Bunun baş vebali Sn. Bahçeli’nin üzerinde olduğunu Allah şahit yaşayarak binlerce örnek verebilirim. Bizi AKP’nin insafsızlığına terk edenlere hakkımız haram olsun diyen ülkücülerin feryatlarını sizlere aktarmak zorundayım.
Gelelim Gümüşhane ve Bayburt gezilerimize ölçeğinde değerlendirdiğimizde elli bin nüfuslu Gümüşhane’de ve 35 bin nüfuslu Bayburt ilimizde muhteşem bir karşılama ilgi alaka ve kalabalık bir kucaklaşma ile seyahatlerimizi tamamladık. Özellikle üç dönem belediye başkanlığı yapmış Mustafa Canlı, il başkanlarımız şahsında bütün Bayburt ve Gümüşhaneli ülküdaşlarımıza teşekkür ederiz.