Her dakika gündemin değiştiği bir ülkede yaşıyoruz. Geçen hafta Bahçeli’nin akla ziyan Öcalan çağrısını konuşmuştuk, bu hafta DEM partili belediyelere kayyum atanmasını konuşuyoruz. Aslında birbirinden farklı gibi gözükse de her iki olay aynı projenin bir parçası. Öcalan Meclis’te konuşamaz, buna Bahçeli’nin de onun arkasındakilerin de gücü yetmez. Zira Öcalan’ın Meclis’te konuşması PKK’nın değil Meclis’in kendini feshetmesi demek.
Öcalan’ın konuştuğu bir Meclis milleti temsil yetkisini kaybeder.
Bahçeli bebek katilini Meclis’e davet ederken iktidarın DEM Partili dört belediyeye kayyum ataması bir çelişki gibi gözükebilir. Olay sadece iyi polis kötü polis şeklindeki rol dağılımı ile ilgili değil. Kayyum atamalarıyla DEM Parti’yi sıkıştırarak pazarlığa zorlamaya çalışıyorlar. Dış amaç terör sorununu çözmek gibi görünse de gerçek amaç Erdoğan’ı ölünceye kadar Cumhurbaşkanı yapmak. Bahçeli işini gücünü bırakmış bütün mesaisini buna harcıyor.
Hırsın sınırı yoktur. İslam, ahlaki değerleri aşan ihtiras biçimini reddeder. Ne yazık ki yeniden CB olma hırsı hiç bir kural tanımıyor. Terörü ihtirasları tatmin aracı yapmak onu büyütmekten başka işe yaramaz. Sn. Erdoğan bu ülkede bir faninin olabileceği her şey oldu ama bir türlü tatmin olmadı. Son olaylar, en büyük sorunlarımızdan birinin bu olduğunu gösteriyor. Gerçek bir dindar, durması gereken yerde durmasını bilmelidir. Ama siyasette dindarlık yok, din istismarı var onun için kimse yakaladığı koltuğu bırakmıyor yapışıp kalıyor. Bu doyumsuz hırs siyasette hâkim oldukça iki yakamız bir araya gelmez, nitekim gelmiyor da.
İYİ Partililere çağrı
İYİ Parti kurulduktan kısa bir süre sonra anketlerde yüzde 15’lere kadar ulaştı. Çizgisini sürdürse muhtemelen yüzde 20’leri yakalayacaktı. Masadan kalkıp oturmalar, yerel seçimlerde muhalefete muhalefet, partinin oylarını yüzde 3’lere kadar düşürdü. Sn. Dervişoğlu bayrağı devraldığında İYİ Parti bir enkazdı, umutla tükenmiş heyecanlar bitmişti. Dervişoğlu’nun sabırlı ve düz siyaseti İYİ Parti’yi yeniden gündeme soktu. 7. kuruluş yıl dönümü izdihama dönüştü, on binler Ankara’ya doldu. Buna Bahçeli’nin hiç bir zaman akıl ermeyen politikaları da eklenince bu İYİ Parti için bir basübadelmevt, yani yeniden diriliş oldu. Hakkını yemeyelim Dervişoğlu ülkenin birliğini, milletin menfaatlerini iyi müdafaa ediyor. Etkili konuşmalar yapıyor, millî damara hitap ediyor. Anketler İYİ Parti’nin yüzde 8-9’lara dayandığını gösteriyor, kısacası düşüş ve yerinde sayış bitti yükseliş başladı. Tekrar geçtiğimiz perşembe Sn. Dervişoğlu ile makamında ziyaretle görüşme imkânım oldu, kararlı ve moralli gördüm. Enkaz temizliğini bitirmiş, yüzünü yeniden inşaya çevirmişti. Hedef, gidenlerin geri dönüşünü sağlamak ve yeni kütleleri kazanmaktı.
Hatırlanacağı üzere, Akşener döneminde istikrarsız politikalar yüzünden seçmen sağa sola savrulmuş, çoğu CHP’ye gitmişti. Son olaylar gidenlerin geri dönmesi için iyi bir ders olmuştur. Gidenlere bir çağrı da ben yapmak istiyorum; dönün yuvanıza burası ne kadar büyürse ülke ve millet o kadar emniyette olur!