Arjantin’de seçimleri La Libertad Avanza (Özgürlük Gelişimi) Partisi'nin adayı Javier Milei kazandı. Milei, mevcut durumda yaşadıkları başta enflasyon olmak üzere ekonomik sorunları ortadan kaldırmak için Arjantin Merkez Bankası'nı kapatacağını ve para birimi olarak Arjantin Pesosu yerine ABD Dolarını getireceğini ilan etti.
Milei’nin yapmak istediği bu uygulamaların para teorisindeki ve politikasındaki yeri nedir, literatürdeki hangi uygulamaya işaret etmektedir ?
Bu soruya cevap arayalım.
Milei’nin icra etmek istediğinin iktisat bilimi literatüründe teorik olarak PARA İKAMESİ YA DA DOLARiZASYON denmektedir.
Para ikamesi bir ülkede yaşayanların yabancı para birimlerini kendi paraları yerine veta paralel olarak kullanmaları durumudur.
3 Tür para ikamesi var.
Gayri Resmi, formel ya da onay almadan.
Yarı resmi, veya çift para sistemi de deniyor, yabancı paranın olduğu ancak yerel para karşısında ikincil bir rol aldığı durum.
Resmi, bir ülkenin para basmayıp sadece yabancı para kullanmasıdır.
Dolarizasyon terimi sadece ABD doları için geçerli değildir. Genel olarak herhangibir para birimine geçilmesine de dolarizasyon deniyor.
Bu olgunun en üst seyiyesi yerel para yerine tümüyle bir yabancı paranın kullanılmasıdır. Buna para teorisinde TAM DOLARİZASYON deniyor.
Mesela Ekvador ve Panama’da ABD doları resmi yerel para olarak kullanıldğı için bu ülkelerde tam dolarizasyon geçerlidir.
ABD doları ya da Sterlin gibi para birimleri yerine resmi para olarak TL kullanan Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti kendi merkez bankası tarafından para basmadığı için tam dolarizasyon terimi onun için de geçerlidir.
Pekâlâ Milei’nin yapmak istediği bu uygulama daha önce dünyada hangi ülkelerde uygulanmıştır ve başarı seviyeleri nedir ?
Arjantin devlet başkanı Milei’nin bu konuda örnek aldığı diğer Latin Amerika ülkelerinden EKVADOR’dur.
2000 yılında tüm ödemelerde yerli parası SUCRE yerine ABD Doları kulanmaya başlayan Ekvador için Arjantin başkanı Milei, tam dolarizasyondan sonra gelirleri 10 katına çıktı, enflasyon çakıldı, Ekvador’da bugün olan sorunların ana kaynağı hırsız başkan Rafael Coreca nedeniyle ülkedeki yolsuzluk rüşvet çarkı neden oldu demiştir.
Diğer tarafından örnek alınan Ekvador petrol gibi güçlü kaynaklara sahiptir ve tarım ülkesidir ama dünyanın 62. sıradaki yoksul ülkeler sıralamasındadır.
Dolarizasyon sonrası yatırımların artmadığı, ihracat ürünlerinin çeşitlendirilemediği, bu nedenle yoğunluklu petrol gelirlerine bağımlı olduğu için yapısal sorunlara çare olmadığı bir gerçektir.
Doğal kaynaklar olan Petrol gelirleri Ekvador ekonomisinin %50’sini kapsamaktadır. O da yabancı küresel şirketlerin tekelindedir.
Fakat ABD dolarına geçişle birlikte 1999 yılındaki finansal krizin aşılması ve enflasyonun kontrolünde etkili olmuştur. %96 olan enflasyon 2 yıl sonra %10’a düşmüştür.
Bunun yanısıra Ekvador, ABD dolarını resmi para kabul ederek ABD
Merkez Bankası FED’in kontrolüne girmiştir.
Ekvador’un artık kendi Merkez Bankası etkisizleşerek para politikalarına yön veremez para miktarında artış yapamaz, bu durumda ABD’nin kendi ile ilgili herhangibir ekonomik olayda finansal krizlerde, ABD dolarının değer kazanıp ya da kaybetmesinde tamamen ona bağımlı hale gelmiş olmaktadır.
Ekvador dışında ABD Dolarını resmi para olarak kullanan El Salvador ve Panama gibi ülkeler de yoksul ülkeler kapsamındadır.
Arjantin’in ekonomik koşulları dikkate alındığında Milei’nin yapacağı bu uygulama başarılı olabilir mi ?
Arjantin halkı yerli paralarına güvensizlik ve ciddi enflasyon nedeniyle yerli parası peso yerine dolar tuttuğu için, 1991 yılında bunu önlemek maksatlı 1 Arjantin pesosu 1 ABD dolarına eşitleyen para kurulu oluşturdular.
Bu sistem aslında Avrupa ülkelerinin sömürgelerinde uyguladığı bir sistemdi, bu sistemde ülke kendi parasını basabilmekte fakat katı bir biçimde sömürgeci ülke parasının değerine bağlı kılmakta ve denetimi sömürgeci ülke parasından oluşan rezervlerle garanti altına alınmaktaydı.
Fakat bu sistem 2001 yılındaki finansal krizle iflas etti. Kriz o kadar büyüdü ki market yağmalamaları başladı.
Ülkenin her tarafında farklı farklı Dolar kuru oluşunca güven iyice sarsıldı, dolara sabitlenen yerel para sistemi çöktü, ekonomik krize dönüştü.
Arjantin’de güven duyulmayan sürekli değer kaybeden PESO yerine, fiiliyatta ABD doları elde tutulmaktadır. Güvensizlik bunda asıl etkendir.
Bu nedenle zaten resmi olmasa da dolarizasyonun had safhada olduğu Arjantin’in dış ticaretinin ana ortağı da ABD olunca, Tam Dolarizasyon yani resmi olarak ABD dolarına geçelim fikri bu nedenle ortaya atılmıştır.
Resmi para birimi olarak ABD dolarına geçiş ile döviz kuru ve yerel paraya güvensizlik riski ortadan kalkacaktır. Fakat ülkede döviz kaynağı yaratacak yeterli cari fazlasının olmaması, yapısal sorunlar ve borçlanma gibi sorunlarını çözmeyecektir.
Döviz kuru şoklarından dolayı oluşan yüksek devalüasyon ve bunun yaratacağı enflasyonun önü kısmen kesilse de, bir başka para birimine bağlanarak en önemlisi ekonomik bağımsızlığınızı kaybetmiş oluyorsunuz.
Türkiye’de son dönemde yaşanan enflasyon sorununu ortadan kaldırmak için benzer bir uygulamaya gidilmesini TCMB Başkanına tavsiye eder misiniz sorusuna yanıt arayalım ?
Türkiye’nin tam dolarizasyon yani resmi para birimi TL dışında bir başka birimine geçmesini kesinlikle önermem.
Bunun bir çok nedenleri var.
En önemlisi para politikalarında bağımsızlığınızı ve esnekliğinizi kaybetmiş oluyorsunuz.Para basma yetkiniz, dolayısıyla Merkez Bankası’nın senyoraj hakkından elde edeceği gelir de elinizden alınmış oluyor.
Bu bağlamda Merkez Bankasının önemli karı olan para basma maliyeti ile üzerinden yazılı değer farkından oluşan senyoraj karından olacağı gibi, bankaların likidite sıkışıklığı durumunda bankalara kaynak aktarma gücünü de kaybedecektir.(Son Ödünç Verici Merci)
Merkez Bankasının etkisizleştirilmesi ile para politikaları tamamen parayı basan ülkenin inisiyatifine bırakılacaktır.
Ayrıca Türkiye diyelim ABD Dolarına geçerse ABD doları ithalat yaparak bu parayla borçlanıyoruz fakat en çok ihracatı EURO bölgesine yapıyoruz bu da kur farkları yani arbitraj sorununa yol açacaktır.
Türkiye AB’ye girer ve ortak para birimi EURO’ya geçerse, o zaman AB Merkez Bankası bastığı parayı kullanacaktır, bu durum ekonomik bağlılık yaratacağı şöyle dursun, mevcut yapısal sorunları da çözmez. 2008 krizinde olduğu gibi İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinin EURO bölgesinde olmasına rağmen krizden farklı farklı etkilendiğini unutmamak gerekir.
Uluslararası güvenirliği olan REZERV PARA hükmündeki bir para birimine geçişte birlikte KUR RİSKİ güvensizliği ve devalüasyon nedeniyle oluşabilecek enflasyon sorunlarını kısmı olarak çözersiniz, fakat Türkiye’nin kendine has yapısal sorunları başka bir para birimine resmi olarak geçişle çözülemez, aksine başka bir ülkeye hem siyasi hem de ekonomik anlamda bağımlı hale gelirsiniz.