Habererk Genel Yayın Yönetmeni Neşe Egemen İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi ve İstanbul Milletvekili aday adayı, İş adamı, Oyuncu Mehmet Aslan'la çok özel bir söyleşi gerçekleştirdi.
Aslan söyleşide çok ilginç tespitlerde bulunarak " Hararetle, ısrarla İkinci tura Muharrem İnce'nin kalmasını için AKP de müthiş bir çaba var. Sn Muharrem İnce'nin her mitingini canlı yayınlamaya başladılar. Sn Meral Akşener'i bırakın canlı yayınlamayı bir konuşmasını beş dakika bile yayınlamıyorlar.
Çünkü ikinci turda CHP'nin adayı kalırsa Tayyip Erdoğan seçimi kesin alır ama Meral Akşener kalırsa yenileceklerini biliyorlar.
Sağduyulu herkes şapkasını önüne koyar düşünür.İkinci turda toplumun hangi kesimi kime daha çok oy verir. Yani bir Saadet Partili, Ülkücü Camia, muhafazakârlar, bütün bir sağ kesim, Muharrem İnce'ye mi oy verir, yoksa Meral Akşener'e mi oy verir?" dedi.
Neşe Egemen - Mehmet Bey siyasete geçmeden önce sizi biraz tanımak istiyoruz.
Mehmet Aslan - 9 Nisan 1983 yılında İstanbul'da doğdum. On yaşına kadar İstanbul'da okudum. Sonra eğitimim için Fransa'ya gittim. Ta ki Baccalauréat Üniversitesi’ni
kazanana kadar, sonra Sorbonne Üniversitesi’nde psikoloji okudum.
Daha sonra Boston Üniversitesi'ne transfer oldum. Orada uluslararası ticaret bölümünden mezun oldum.
Babamın rahatsızlığından dolayı İstanbul'a geldim. Akabinde Yeditepe Üniversitesi’nin İşletme bölümünü bitirdim. Bu arada televizyon ve sinemayla ilgilendim.
Hayata, babamın vefatından sonra işlerin başına geçerek başladım. Her şeyi toparladıktan sonra, kendi ayaklarımın üzerinde durarak istikbalimi kurmaya çalıştım.
Bunu başardığımı inandıktan sonra da, artık ülkem için bir şeyler yapmak arzusuyla siyasete atıldım.
Siyasete girdiğim sene boyunca beni ben yapan doğrulardan, ilkelerden taviz vermedim.
Konuşmamızın başında söylediğim gibi eğitim için erken yaşta yurtdışına gittim.
Tabi bunun doğal sonucu olarak da sahip olduklarıma aidiyet duygusu çok erken yaşta gelişti.
Fransa'da çok büyük ırkçı durumlarla karşılaştık.
On yaşında Ermenilerin saldırısına uğradım.
Zaten yüksek olan aidiyet duygum çok daha hassaslaştı.
Dolayısıyla hem dini inancımıza hem de ait olduğumuz kültüre, geleneklere, vatanımıza ve milletimize daha tutkulu bağlandım. Milliyetçi bakış açım o yaşlarda, yurt dışında gelişti
Türkiye'de beni en iyi yansıtabilecek siyasi parti, Milliyetçi Hareket Partisi olduğu için de siyasete orada başladım. İl başkan yardımcılığına atandım, sonra seçim oldu, başkan yardımcılığına seçildim. Daha sonra da milletvekilliği adaylığım oldu.
Yaşanan o süreçlerden sonra İYİ Parti kuruldu. Şu an İYİ Parti kurucular kurulu üyesiyim ve aynı zamanda da İstanbul milletvekili aday adayıyım.
Neşe Egemen – MHP’de kongre süreci yürütüldüğü zamanki üslubunuzu hatırlıyorum. Hatta bir canlı yayında gayet ılımlı ve olumlu bir dil kullandınız. Bu muhalif kesime bir sinyal miydi?
Mehmet Aslan - O programı dikkatlice izlediyseniz ben o programda şöyle bir şey söylemiştim: "Kimse kanunlardan üstün değil. Lütfen Kanunlara riayet edelim."
O günde, bugün de çok kötüye giden bir adalet sistemi var.
Muhalif kanadındaki arkadaşlarımızın polis barikatlarına maruz kalması tabi can sıkıcıydı.
Bu arada her iki tarafla da iletişimim güçlüydü
.
En azından kendi çevremde suhuletin önemini vurgulayıp Yargıtay’ın kararına uyacağımı dillendirdim.
Ben bir delege olarak "kongre onaylanırsa"" zaten katılmak zorundayım ve katılacağım dedim. Yargıtay, MHP’de kurultay olmasını kararlaştırdı. Bende o kurultaya, sözünde durup delege olarak katıldım. Katılınca da otomatikman muhalefet kanadına geçmiş sayıldım.
Neşe Egemen - Şöyle söyleyebiliriz o zaman.Muhalif saflara vicdanınızın sesini dinlemenin yanı sıra aklın ve hukukun üstünlüğünü gözeterek geçtiniz..
Mehmet Aslan – Tabi ki… Fevri alınmış bir karar değildi bu.
Neşe Egemen- Peki O süreçte MHP Genel Merkezinden doğduran bir tepki aldınız mı?
Mehmet Aslan- Evet. Beni Sn Devlet Bahçeli’ye yakın olan bir çok isim aradı. Özetleyecek olursak bana; ‘’Ne oldu da saf değiştirdin? Hadi görevden alınanları, siyasi hayatı son bulanları kısmen anlıyoruz da sen niçin böyle bir karar verdin’’ gibi yergilerle karşılaştım
Ben de dedim ki:Bakın doğrudur, bana güvenen, belli yerlere getiren, siyasette yer veren tabi ki sn genel başkanımdır. Ama ortada bir haksızlık var. Ve bu haksızlığın muhataplarına yumruk ve diş sıkmak daha büyük bir haksızlıktır.
Ben, benimle iyi geçiniliyor diye, bana iyi davranılıyor diye başkasına yapılan haksızlığa göz yumarsam yarın, öbür gün bana da aynı haksızlık yapıldığı zaman başkasına:"Sen neredeydin’’ nasıl derim?
"Sen neden mücadele etmiyorsun’’ nasıl derim?
Bu çok büyük bir yanlış. Bu çok büyük bir ayıp.
Bana yapılmasını istemediğim birşeyi başkasına yapamam.
Neşe Egemen - Oyunculuktan siyasete geçme kararınızda aile fertlerinizin bir etkisi var mı?
Mehmet Aslan - Rahmetli babamın tabii ki milliyetçi olması ve Başbuğ Alparslan Türkeş ile olan yakınlığından dolayı Ülkücülere hep sempati duydum. Ayrıca MHP gecelerinin hep Maksim'de yapılmış olması benim MHP’ye geçmemdeki diğer etkenlerden bir tanesi.
Maksim'de yapılan MHP gecelerini organize edenlerin hepsi ölmedi, hala yaşayanlar var.
Siyasete girmem, bir makam bir mertebe ya da bir başarısızlık neticesinde değil. Bu ülkeye hizmet etmek için, bir şeyler yapabilmek için...
Bu gidişat, benim ülkeme, benim insanıma layık değil. Ben buna inanıyorum. Yıllar sonra dönüp arkama baktığımda bu düzeni değiştirmek için susmadığımı, başımı önüme eğmediğimi görmenin vicdani sorumluluğuyla bu işlere girdim.
Yani ülkem için bir şeyler yapabilmek ve inandığım doğruda hareket edebilmek için siyasete girdim. Yoksa benim böyle bir şeye ihtiyacım yok. Ne makamda, ne mevkide, ne de başka bir sebepten dolayı siyasete girmedim.
O zaman her kesimin sevdiği, sevilen biri olarak tarafsız olmam gerekirken, ben en zor dönemlerde çıktım televizyonlarda Ülkücülüğümü ilan ettim.
Çözüm süreçleri varken, ben televizyonlarda safımı belli ettim.
Neşe Egemen – Peki oyunculuk sayfasını tamamen kapattınız mı?
Mehmet Aslan - Sinema ve sanat ölmez. Bu böyle kapatılıp açılan bir şey değildir. Şu an için siyasetle ilgileniyorum, hayatımda siyaset var hedefim çok daha farklı.
Neşe Egemen – İyi Parti İstanbul Aday adayı oldunuz. Artık parlamenter sistemde olduğu gibi Milletvekili unvanı çok işlevsel değil. Şayet aday olup daha sonra seçilirseniz bireysel olarak sizin bir projeniz var mı?
Mehmet Aslan - Ben bu olaya şöyle katılmıyorum. Biliyorsunuz ben siyasete girer girmez ismimle ve ya medyatikliğimle ve ya tanınırlığımla, gençlerin ve halkın tanıdığı bir şahıs olarak bu benim avantajım deyip diye girmedim.
Bir şeyler yapmak istedim. Uyuşturucuya karşı mücadele kampanyası başlattık. Uyuşturucuya karşı en büyük mücadele kampanyası oldu.
"Gel kardeşim" kampanyasıyla Türkiye'de gezilmedik il, konferans vermediğimiz üniversite kalmadı.Hepsine gittik, gerginlik olmasın diye güneydoğuda iki, üç üniversite hariç bütün üniversitelerde konferanslar yaptık.
Yarım milyon öğrenci ile görüştük. Binlerce bağımlı arkadaşımıza ulaştık. Yüzlercesinin hayatını kurtuldu, bu bile bir hizmettir.
Yüz elli civarında ki bağımlı ölümün kıyısındayken tekrar hayata tutundu..
Madde bağımlıları sadece kendi hayatlarına son vermiyorlar. Daha bugün gazetelerde okudum, sentetik uyuşturucu bonzai içerek başkalarını bıçaklayan insanlar var.
Şimdi arkadaşlarımız şunu biliyorlar. İYİ Parti kurulduktan sonra da eski parlamenter sisteme geri döneceğiz. Bunun için mücadele ediyoruz. Bu süreci yönetebilmek milletvekillerini çok büyük gayretiyle olacak ve tarihe imza atacaklar.
Türkiye'de demokrasiye tekrar güçlü olarak. Seçilen milletvekilleri Türk milletinin özüne dönmesine, prangalarından kurtulmasına ve tek adam rejiminin aşılmasına öncülük edecekler. En az kurtuluş yıllarında ki ilk meclis kadar önem arz edecek bu meclis. Bundan daha büyük bir işlevsellik daha büyük bir önem olamaz.
Neşe Egemen – Bir şeyi merak ediyorum. Bazı kesimler sizi eleştirmeye başlayınca güya rencide etmek adına birey olmaktan çok uzak "Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın oğlu Mehmet Aslan" gibi nahoş ifadeler kullanıyor. Bu durumdan rahatsız oluyor musunuz? Siyaseten dezavantaj olarak görüyor musunuz?
Mehmet Aslan - Öncelikle ben Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın oğluyum. Dünyaya yüz bin kere de gelsem Fahrettin Aslan'ın oğlu olarak gelmek isterim. Burada nedenlerini açıklamama çok gerek yok, bilende bilir. Hakaret, çirkinlik, iftira sahibine aittir. Hiç kimse kendi babasına hakaret edilmesini istemez. Yalan ve iftira atılmasını istemez. Ama dediğim gibi ben aynı adamın oğluyum ve bundan gurur duyuyorum.
Benim babamı bütün Türkiye'ye biliyor. O yüzden üç ,beş kişinin attığı iftiraya ya da kendi kompleksi için yazdığı çirkinlikleri umursayacak değilim. Rahatsız edecek boyuta gelirse zaten gerekli hukuki işlemleri başlatırım. Hukukun üstünlüğüne güvenim tam.
Neşe Egemen - Kendiniz de ifade ettiğiniz gibi medyatik yönünüz var. Hatta Sn Meral Akşener bir programında "seni gördüler bizi unuttular, kameralar sana döndü" gibi bir ifade de bulundu. Bazen fikri duruşunuzdan ziyade fiziki özelliklerinizle ön plana çıkıyorsunuz. Bu sizi rahatsız ediyor mu ya da hoşunuza gidiyor mu?
Mehmet Aslan – Estağfurullah! Bir kere genel başkanımızın teveccühü bu. Yanındaki insanlara verdiği değeri gösteriyor. Bu durumdan rahatsızlık duymuyorum, bu işin esprisini yapıyor zaten.
Sevilmekten kim hoşlanmaz?
Bugünlerde şımaran insan sonra bu günleri arar. İnsanların size koşarak, heyecanla nefesi kesilerek gelmesi, resim çekilmek için sarılmak istemesi…
Bundan kim rahatsızlık duyabilir ki?
Ben bu durumdan çok mutluyum. Beni tekrar halkımla buluşturan Sayın Genel Başkanım Meral Akşener'e teşekkür ediyorum. Ben onu hiç yalnız bırakmadım. Hiçbir gezisini atlamadım. Hiçbir işimi ya da başka bir bahane bularak, yalnız bırakmadım. Her şeyi ona göre ayarladım. Yeri geldi toplantılarına katılmadım. Yeri geldi ailemi görmedim. Ablam hastaneye yattı gidemedim. Genel Başkanımızı yalnız bırakmak istemedim.
İYİ Parti kurulduğundan beri genel başkanımızın katıldığı hiçbir il gezisinde onu yalnız bırakmadım. Her ilde de o sevgiyi gördüm. Bana o şansı verdi.Aracılığınızla, kendilerine çok teşekkür ediyorum, müteşekkirim. Genel başkanımızın o esprisi insanın tabiî ki ruhunu okşuyor ..
Neşe Egemen - Milletvekilliği adaylığınızda sıralamaya giremediğini takdirde bir motivasyon eksikliği yaşar mısınız?
Mehmet Aslan- Kongre oldu. Genel İdare Kuruluna da giremedim. İlla sıfatlar önemli değildir.
Neşe Egemen - Kongre de bir seçim vardı ama şimdi bir kurul var. Dolayısıyla bir tercih edilip edilmeme durumu var?
Mehmet Aslan - Ben bir işi yaparken o işi en iyi şekilde yaptığıma inanarak yaparım ve en iyi şekilde yaparım. Ama "Mehmet bak kardeşim bu adam senden daha iyi yapıyor" derlerse buyursun yapsın tabi ki baş göz üstüne derim, hatta destek olurum.
Maksadı burada şahsi olarak algılamamak lazım. Ben siyasetin altı yıldır aktif olarak içindeyim. Gördüğüm tek şey şudur. Önemli olan iktidar olmaktır. Biz iktidar olalım da, İYİ Parti iktidar olsun, Genel Başkanımız Cumhurbaşkanı olsun.
Biz zaten bir şey olmuşuz demektir.
Neşe Egemen - Seçime sayılı günler kaldı. Aday adayı olduğunuz İYİ Parti ile ilgili son olarak neler söylemek istersiniz?
Mehmet Aslan - Seçimler hiç bu kadar gerilmemişti.
Türkiye'ye hiç bu kadar kutuplaşmamıştı. Türkiye’de hiç bu kadar bir adamın gölgesinde ülkenin istikbali söz konusu olmamıştı.
Güneş doğacak ve artık çat pat yanan ampul sönecek.
Bu milletin gücüdür, kanaatidir. Ben bunu onların gözünden görüyorum.
Biz Tunceli'de gittik, Edirne'ye gittik, Şırnak'a da gittik, İzmir'e de gittik. Orada gördüğümüz şudur: İYİ Parti'nin sevilmediği, kabul edilmediği Türkiye'de bir il yok, bir yaşam alanı yok, bir kültür yok.
Herkes umutla, mutlulukla heyecanla İYİ Partiyi bekliyor. Denenmişi denemenin bir alemi yok. Her şey ortada. En güzel söylem de şu;"Herşey iyiydi neden erken seçim yapıyorsunuz? Madem her şey kötüydü niye seni bir daha seçiyoruz?" Bu çok güzel bir söylem tebrik ediyorum söyleyeni.
Aynı şekilde iktidar ilk kez 2002'den beri kontrolünü kaybetti. Kontrolünü İYİ Partiye veya muhalefete bıraktı. Muhalefet yönlendiriyor ve şekillendiriyor farkındaysanız.
Tayyip Erdoğan ilk kez 2002'den beri halkın desteğini alarak partisini kuran bir rakip ile yarışacak. Bugüne kadar hiçbir zaman halkın çıkardığı bir lider ile mücadele etmedi, ilk kez halkın desteğini alarak bu günlere gelen, partisini kuran ve cumhurbaşkanı adayı seçilen bir liderle sandıkta yarışacak.
Neşe Egemen – Gözlerinizden okuya biliyorum. İkinci tura Meral Hanım’ın kalacağına eminsiniz sanırım.
Mehmet Aslan – Ben öncelikle Sn Meral Akşener’in birinci turda seçileceğine inanıyorum. Şayet birinci turda salt çoğunluk sağlanamayıp seçim ikinci tura kalırsa, adaylardan birinin kesinlikle Sn Meral Akşener olacağı şüphem yok. Sn Muharrem İnce CHP'nin çıkartabildiği en iyi aday buna bir lafım yok ama olayı bir de karşı tarafın ne yapmak istediğine bakarak bazı şeyleri görebilirsiniz
Hararetle, ısrarla İkinci tura Muharrem İnce'nin kalmasını için AKP de müthiş bir çaba var. Sn Muharrem İnce'nin her mitingini canlı yayınlamaya başladılar. Sn Meral Akşener'i bırakın canlı yayınlamayı bir konuşmasını beş dakika bile yayınlamıyorlar.
Çünkü ikinci turda CHP'nin adayı kalırsa Tayyip Erdoğan seçimi kesin alır ama Meral Akşener kalırsa yenileceklerini biliyorlar.
Sağduyulu herkes şapkasını önüne koyar düşünür.
İkinci turda toplumun hangi kesimi kime daha çok oy verir. Yani bir Saadet Partili, Ülkücü Camia, muhafazakârlar, bütün bir sağ kesim, Muharrem İnce'ye mi oy verir, yoksa Meral Akşener'e mi oy verir?
Biz ancak bunu işaret ederiz. Karar milletimizindir.
Neşe Egemen - Kıymetli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim. Ayrıca geçmiş olsun. Önceki hafta evinize yapılan silahlı saldırıyla ilgili netleşen bir gelişme var mı?
Mehmet Aslan - Konu yargıya taşınmış vaziyette. Polislerimiz araştırıyor. Şu an için bu röportajı yaptığımız süre zarfında herhangi bir tutuklama ve zanlı yok. Süreç yargıda. Bekleyip hep birlikte göreceğiz.