Hükümet ve Sn. Erdoğan, ekonomiye, işsizliğe, soğana, ete hiç değinmiyor.
Hükümet ve Sn. Erdoğan, seccade, Kandil, HDP, S. Ergin’nin CHP listesinden aday gösterilmesi, TOGG ve TCG Anadolu gemisi üzerinden siyaset yapmaya, algı oluşturmaya çalışıyor.
Öyle görünüyor ki, Çamlıca Camii, Ayasofya’nın ibadete açılması, her tarafın İmam-Hatip okullarına dönüştürülmesi de işi kurtarmıyor.
Oysa unutuyor. S. Soylu’nun, D. Bahçeli’nin, N. Kurtulmuş’un kendileri hakkında neler neler söylediklerini.
TOGG ile de Anadolu gemisi ile de gurur duyarız.
Hükümetlerin görevi halka, ülkeye ve devlete hizmet etmektir. Kimse cebinden para harcamıyor. Ülkenin toplanan vergileri ile bu hizmetler, eserler yapılıyor.
Biz yapılanların değil yapılmayanların peşindeyiz.
Efendim altı parti bir araya gelmiş. Altı lider, altı ayrı hayat görüşü, altı ayrı programı olan altı siyasi parti!. Ucube sistemin gereği bir protokol yapılmış.
S. Ergin’de Deva Partisi’nin adayı olarak CHP listesinden aday gösterilmiş. Tıpkı BBP, Hüda-Par, DSP adaylarının AKP listelerinden aday gösterildiği gibi.
Konya sokaklarını gezerken, Sn. Erdoğan’ın karizmatik bir fotoğrafının altında “60 yıllık hayal TOGG yazıyordu.” Buna bakan bir Konyalının arkasında duruyordum. Konyalı, altmış yıllık hayal: soğan 25, et 330, mazot 21.35 Lira olmuş diye fısıldadığını duydum.
Bir AVM’de bayramlık şekere bakıyordum. Orta yaşlı bir ailenin, ulen bu ne? Bu gidişle biz, bırakın torunlara harçlık vermeyi bayramda çikolata, şeker de ikram edemeyeceğiz diye sızlanıyordu. Perşembe pazarında dolaşıyorum. Kıl biber fiyatını soran birisi, 50 TL/kg fiyatını duyunca hızlıca tezgâhtan uzaklaştı.
Hani bir kızcağız, “Senin Ata’n ne yaptı, ne yaptı?” diye yırtınıyordu ya! Ben Ata’nın yaptıklarını saymayacağım. Körler ve siyasal İslamcılar hariç herkes biliyor Atamın yaptıklarını.
Ata’nın emisyonda ki parasının gücünü anlatacağım:
Tarihi banknot tedavüle çıktığı 1927 yılında 1000 Cumhuriyet altını değerindeydi ve "1. emisyon 1000 lira tedavülde kaldığı sürede büyük bir ekonomik değere sahipti. "
Türkiye henüz genç bir Cumhuriyet!. Hem Osmanlının borçlarını ödüyor. Hem pek çok fabrika kuruluyor, hem de parası; dünyanın en değerli paraları arasında.
Neden ?
Çünkü dönem, emperyalizme meydan okuyan “ Mustafa Kemal” dönemi!.
Bay Nebati ne diyor: “Türk lirası düştüğü kadar düştü, başka düşecek hali kalmadı.”
Bir ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı, parasının değerinin düşüklüğü ile övünür, gurur duyar mı?
Bizim en büyük paramız 200 TL, ilk tedavüle çıktığında 134 Dolar alabiliyor iken, bugün 10 Dolar almakta zorlanıyor.
Sn. Erdoğan, şimdi bir beş yıl daha istiyor. İyi güzel de, 21 yılda yapamadığı, beceremediği ekonomiyi: 5 yılda hangi kadro, hangi program, hangi dünya görüşü ile toparlayıp, düze çıkaracak?
Hüda-Par ile mi, YRP ile mi?
Davetlerine bir türlü evet demeyen Sn. M. Şimşek’in uzaktan yönlendirmesi ile mi?
Bir ülkenin parasının değeri, sağındaki sıfırların çokluğu ile değil, alım gücünün büyüklüğü ile değerlidir.
Bulgar Levası, Gürcistan Lari’si bile ne yazık ki, TL’mizi solladı.
Esen kalınız.
Ramazan Bayramı’nın insanlığa, ülkemize ve asil milletime hayırlara, huzura, barışa, kardeşliğe, mutluluğa ve zenginliğe vesile olmasını görkemli Tanrı’dan diliyorum. Kutlu Bayramlar.