Dünyada ve ülkemizde çok hareketli geçen bu yılın da sonuna geliyoruz. Sabahtan akşama dek gündeminin birden çok değiştiği ülkemizin dertleri çoğalıyor, sorunları çözülmüyor tersine yumaklaşıyor.
Dış politikada derin stratejimiz(!) sığ sularda boğulmamıza neden oluyor. Suriye’de saplandığımız bataklık, K.Irak kaynaklı bölücü terörün müttefikimiz(!) ABD’nin kara gücü olmasıyla güçleniyor, geleceğimizi tehdit ediyor. Öngörüsüzlüğün zirvesinde ahmak hamasetiyle büyüyeceğiz diye Osmanlıcılık sevdalısı iktidar sıfır sorun dediği komşularımızdan Suriye sınırına sed örüyor.
Tümüyle içe dönük algı amaçlı Kudüs naraları atıyor ama tâ G.Amerikadaki Venezuela Başkanının İsrail’e yaptıklarının binde birini yapamıyor. Mahdumların gemicikleri İsrail’e çalışmaktan bile geri durmuyor.
Yolsuzluğun her yanı yönü ispatlanmasına rağmen burada hayırsever işadamı olan ancak ABD ye gidince casus sayılan Zarrap davasında karar geliyor. İktidar yokmuş gibi yaparak yok sayacağı sanısıyla bekliyor. Bankalarımıza verilecek mali cezaların zaten bıçak sırtında olan ülke ekonomisini çökerteceği gerçeğini gözden uzak tutmaya çalışıyor.
İçeride baskıcılıkla herkesi susturup, medya gücüyle durumun iyi olduğunu iddia ediyor. Ama gerçek her geçen gün daha da belirginleşiyor. TBMM de sona gelinen 2018 yılı bütçesinde işçi, memur, çiftçi ve emekliye bir şey olmadığı gibi işsizlerin esamesi okunmuyor. Bütçede vatandaş için iyi hiçbir şey yok, tersine canını daha da yakacak faiz, borç, vergi, zam var.
Man adasına şirket kurup milyonlarca dolar aktaran akrabalar vergi vermiyor, ama asgari ücretli veriyor. Hükümete bağlı 5 bürokrat, TİSK'in tayin edeceği 5 üye ve TÜRK-İŞ'in tayin edeceği 5 üye olmak üzere 15 kişiden oluşan komisyon ücreti insanca yaşam bir yana, açlık sınırında belirlemeyi bile çok görüp işçiden fedakarlık bekliyor. Diğer üyeler etkisiz eleman, asgari ücret komisyonunda her daim dediği olan hükümetin vereceği rakamın 1600 lira olacağı tahmin ediliyor.
Tarım ve hayvancılık bitik. Köyler boşaldı şehirler dolup taştı, iş alanı yok. Gençler işsiz ve bunalımda. Sanayi tesisi kurulmadı, olanlar da satılıp kapatıldı arsalarından rant sağlandı. Turizm geriledi ticaret hep aleyhimize işler hale geldi. Dış ticaret açık, bütçe açık, döviz pozisyonumuz açık. Ekonomideki büyüme rakamına kimse inanmıyor. Hasılı milletimiz darda devletimiz zorda.
Sistem değişikliğiyle daha da sıkıntılı hale gelen ülke yönetilemiyor. Halk bir umutla yeni siyaset aktörleri ve yönetim düzeni bekliyor. En çok ihtiyaç duyulan ise siyasette ahlak yönetimde adalet. Bunu gerçekleştirecek bir umut olan İYİ Parti zorluklara rağmen yola çıktı ve yürüyor.
İlk kez bir muhalefet lideri bu anlamda dışardan da görülebilir hale geliyor. On üç yıldır dünya siyasetinin çehresini önemli ölçüde etkileyeceği düşünülen isimlerin belirli bir metodolojiyle belirlenerek açıklandığı POLITICO 28/2018 listesine Türkiye’den Meral Akşener 13. sırada girdi. Bu kötü niyetliler açısından eleştiri konusu edilse bile yarınlar için umudun adresi olması bakımından önemli bir gelişmedir. Şüphesiz ki daha iyi ve güzel için çok çalışmak akılcı ve bilimsel yöntemleri kullanmak gerekir.
Daha iyi olması dilek ve temennisiyle İYİ yıllar..