Hangi parti olursa olsun fark etme. Herhangi bir partinin lideri, 5 kere 4= 22 eder dese, taraftarları: "Bizim lider çarpım tablosundaki bin yıllık hatayı düzeltti’ der. Partizanlık ve akıl tutulması bu noktaya geldi.
Liderler peygamber, partiler din, söyledikleri ise Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla gelen vahiy değildir. Bu nedenle günahsız, masum, kusursuz ve hatasız değildirler. Onları putlaştırmaya gerek yok.
Her parti ve lideri siyaset yapıyor. Zaten Türkiye'de siyaset yüzde yüz doğruluk ve doğru sözler üzerine de kurulu değil. Sorgulamak ve eleştirmek varken, niye sürekli savunuyoruz?
Türk siyasetini gördük ve biliyoruz. Çaldılar çalmadık dediler. Soydular soymadık dediler. Sözlerini tutmadılar, tuttuk dediler. Gözlerimizin içine bakarak yalan konuştular konuşmadık dediler. Dün başka bugün başka dediler. Yarın da başka diyecekler. Yine inkâr edecekler. Gençleri kullandılar, hala kullanıyorlar gelecekte de kullanacakları gençler bulacaklar. Siyasiler için gençler birer yakıt, birer maşa, birer perde ve birer feda edilecek eşyadır.
Bizde siyaset problemleri çözmeye odaklı olmak yerine, problem çıkartmaya odaklı. Siyasetimiz toplumsal menfaatler yerine, kişisel menfaatler üzerine kurulu. Bizde siyaset; bilim, teknoloji ve aklı esas almak yerine, yalanı, algıyı ve propagandayı esas alıyor. Bizde siyaset ve siyasiler ya Atatürk’ü ya yüce dinimizi her yanlışlarına
alet ediyor ve maske yapıyor. Kitleler ise yanlışı eleştirmek yerine maskeyi alkışlıyor. Bizde siyaset hoşgörü, diyalog ve sakinlik yerine, kabalık, kavga, hakaret, öfke ve bağırarak yapılıyor.
Kısa zamanlı çok partili demokratik hayatta kaç darbe, kaç idam, kaç kamu ve belediye soygunu, kaç ekonomik kriz, kaç kaos, terör, kaç şehit, kaç siyasi ölüm, kaç iş kazası, kaç deprem, kaç büyük yangın, kaç sel, kaç maden kazası, kaç kur artışı, kaç devalüasyon, kaç enflasyon, kaç banka batışı gördük. Hatta TBMM de bile deri koltuk değiştirilmesinde soygun yaşadık. Şimdi bunları bir sayalım. Sonra 75 yıllık topyekûn siyasete ve siyasetçilere, Almanya ve Japonya bakalım.