Bir kıssa ile başlamak istiyorum. Eskiden bu tür kıssalar çok anlatılırdı. TV’ler yaygınlaştı, yemek, evlilik, cinayet, şahlanış, kurtuluş dizi ve programlarından, bu tür kıssalara vakit kalmıyor olmalı?
Adam ormanda dolaşmaya çıkmış. Doğanın mucizesini seyrederken, çalıların arasında dört ayağı da sakat, kötürüm bir tilki görmüş.
Adam, bu tilki bu haliyle nasıl yaşıyor, diye meraklanmış.
Bu merakla oturup tilkiyi takibe başlamış.
Bir müddet sonra, çalıların arasında bir hışırtı duyar.
Korkuyla çıtırtının geldiği yöne bakar. Birde ne görsün. Ağzında bir domuz yavrusuyla yeleli bir aslan!.
Aslan oturmuş. Domuzun yarısını yemiş. Kalan yarısını da tilkiye bırakıp gitmiş.
Adam bu olay karşısında donup kalmış.
“Ey yüce Tanrım! Sen yarattıklarını ne güzel koruyup kolluyorsun. Şükürler olsun sana” demiş.
Demekle kalır mı?
“Ben de senin bu merhametine sığınıyorum ve sana teslim oluyorum” diyerek, bir ağacın altına oturmuş kısmetini, Tanrı’nın göndermesini beklemeye başlamış.
Bir gün, iki gün, beş gün.
Hiçbir şey olmamış. Midesi sırtına yapışmak üzere; açlıktan ölecek.
Açmış ellerini göğe, seslenmiş Tanrı’ya:
“Ey benim görklü Tanrım! Ey benim merhameti sonsuz Tanrım, beni neden görmüyorsun? Neden bu kuluna da tilkiye yaptığın gibi yiyeceğini göndermiyorsun?”
Gökten bir ses:
“Görmeye görüyorum da, tavrına şaşıyorum, neden sakat tilkiyi taklit ediyorsun da; o yiğit aslanı örnek almıyorsun?”
Sevgili dostlar!
Üretmeden tüketmeye alışan milletler, önce varlıklarını, sonra benliklerini daha sonra da bağımsızlıklarını kaybederler. Milli bağımsızlıklar, ekonomik bağımsızlarla olasıdır.
Siz, kendinize bakıyor musunuz?
Şimdi ki konumunuz ne halde?
Devletler de böyledir.
“Paramız var ki, alıyoruz” mantığıyla ülke yönetmeye kalkarsanız. Devlet fabrika, işletme işletmez anlayışıyla fabrikalarınızı, işletmelerinizi satarsanız; “ Hazıra Hasan Dağı bile dayanmaz”
Bugün ki açmaza düşersiniz.
“IMF 5 milyar Dolar istedi. Arkadaşlara verin gitsin dedim” günkü konumunuz mu daha aslanca idi, yoksa şimdi IMF, Dünya Bankası kapılarında borç para istemeniz mi?
Neden böyle oldunuz, hiç düşündünüz, öz eleştiri yaptınız mı?
Hukuku siyasallaştırıp, adalete güveni bitirirseniz: daha çok dolaşırsınız. Yatırımcı sizin neyinize güvenip, gelip de yatırım yapar?
“Ben ekonomistim, bunların kafası basmaz” mantığıyla buraya kadar.
“Ekonominin sorumlusu benim ben!”, “Faiz neden, enflasyon sonuç” ucube ekonomi anlayışı ile 128 milyar Dolar’ınız da biter, para basan Merkez Bankanız da 818 milyar zarar açıklar.
Eğer aslan olmak istiyorsanız, üreteceksiniz, üreteni destekleyeceksiniz, nasırlı ellerin, beyaz yakalıların hakkını verip, ellerini öpeceksiniz.
Sahi siz kimi oynuyorsunuz; tilkiyi mi, aslanı mı?
Ne zaman ki, birilerinden bir şey istemek zorunda kalıyorsanız, bilin ki topal tilkisiniz.
Esen kalınız.