15 Temmuz ihanet kalkışmasından sonra Türkiye’de siyasetin dili büyük oranda değişti.
Bu değişimin mimarı Türk milletinin hafızasında duyulmadık benzetmelerle yer bulan MHP lideri Devlet Bahçelidir.
Daha önce Adana ve güney illerindeki “Püskevit” gibi yerel söylemleri siyasetine kazandıran Bahçeli ondan daha çok hafızalara kazınan bir kelimeyi telaffuz ederek Türk siyaset terminolojisine soktu.
Bu sihirli kelime “BEKA”dan başkası değildir.
Eskimiş, çok fazla günlük hayatta kullanılmayan BEKA, tabiri caizse tam anlamıyla her derde deva bir kelime oluverdi.
Erken seçim istenir, tek dayanak BEKA!
İttifak kurulacaktır, gerekçe BEKA!
Rakip parti kötülenecektir, bahane BEKA!
Yetmedi partideki kıpırdanmalar bastırılacaktır, sebep BEKA!
Bir küs bir barışık AKP-MHP, CHP-İYİP İttifakından paniğe kapılır, yeniden bir araya gelmek için PKK yandaşlarının belediye ye yerleşmesi BEKA’ya tehdit denilir ve BEKA!
Sayın Bahçelinin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini gündemine getirdiği günden bu yana “beka” aşağıya “beka” yukarıya.
Vallahi Bahçeliyi tebrik etmek lazım siyasette GRİPİN etkisi yaratan bir kelimeyi derin(!) anlamıyla bizlere kazandırdığı için.
Oysaki hepimiz biliyoruz ki çoğu kez söz konusu olan siyasilerimizin şahsi BEKAlarıdır.
Bu yeni duruma bir ad verecek olursak KOLTUK BEKASI demek yerinde olacaktır.
"Milli beka için ittifak mecburidir" diye diye yılların MHP’si…
Ne hale geldi?
Sayın Bahçeli, AK Parti'ye verdiği her desteğe, Devletin bekası dedi.
Yerel Seçimlerin devletin bekasıyla ne alakası var.
Birileri bana bunu anlatabilir mi?
Bu benim şahsi görüşüm ve şahsi fikrimdir.
Bana göre bunun tek bir açıklaması vardır, Oda ‘’KOLTUK BEKASI’’ dır.