Birine sinirlendiğimizde köpek der geçeriz bazen.
Yollar insanları birbirine ulaştırırken çok şeyi de öğretiyor. Kimi zamanda kendi içine yolculuğa daldırıyor.
Geçen hafta İç Anadolu’ya bir yolculuk kısmet oldu.
Dünyada bütün yaşamlar insanlığın vicdanına mı sığıyor? Diye derin, derin düşünmeme neden oldu.
Hep ana köpeğin, kedinin veya başka bir hayvanın yavruları için neler yaptığını okur veya izleriz.
Bu seferde ben farklı bir olaya tanıklık ettim.
Bir petrol istasyonunda dinlenelim dedik.
O sırada çok sevimli bir köpek yavrusu oralarda dolanıyordu. Ürkek ve de çekingen.
Bir parça simit verdim elimden kaparcasına aldı, parmağımda dişlerini hissettim. Çok acıkmıştı yavrucak. Yol arkadaşlarımda duyarsız kalmadı.
Anaları ise önce bir huysuzlandı sonra bizlerden zarar gelmeyeceğini anlamış olmalı ki yatıp bizi seyre daldı.
Birkaç parçadan sonra ağzına lokmayı aldığı gibi binanın arkasına doğru gitti. Doydu galiba diye düşündüm.
Aradan birkaç dakika geçmişti ki iki yavru daha almış yanına üç kişi olarak döndüler.
Kardeşlerini getirmişti. Onlarında karnını doyurmak istemiş olmalı ki alıp geldi.
Çok etkilendim. Onları da doyurduk.
Kendi içimdeki yolculuğa daldım.
Bu yavru köpeğin vicdanı mı var? İçgüdüsel mi yapıyor? Diye sorular kafamda çalkalanmaya başladı.
Yavrucuk vidanı ile yapıyorsa, insanın vidanı buna yetiyor mu?
Bir köpeğin vicdanına sahip olabiliyor muyuz? (Başıboş saldırgan köpeklerden bahsetmiyorum.)
Hele günümüzde birbirinin elindeki değil kursağındaki kısmeti çalmaya kalkan insanımız bu yavrudan ders alabilir mi?
Kendi çıkarları ve benlikleri adına kardeşlerini öldüren insanoğlu bir lokma ekmeği neden paylaşamıyor?
Dünya nimeti her canlıya yetecek kadar bol değil mi?
Açgözlülerin hırsından dünyayı kan gölüne çeviren vicdansızların yavrucuktan alacakları çok ders öyle çok ki.
Yol boyunda başka bir köpekse masalara yaklaşmadan mesafesini koruyarak insanlardan medet umuyordu. Bastonlu abimi görünce ürkerek kaçtı.
Demek ki daha öne değnek yemiş.
Bastonu bırakınca kendi mesafesindeki yerini alıp kısmetini bekledi.
İçinden çıkamadım.
İki günlük ömürde yollarda bu güzel olayı yaşamaktan da mutlu oldum.
Bu ara durduğumuz her istasyonda çay kahve ikramları oldu.
Her şeye paragözü ile bakılan günümüzde bu ikramlar güzel geleneklerimizin ölmediğini gösterdi. Kayseri Sivas yol boyuna küresel medeniyet dişlerini geçirememiş sanki.   Umutlandım.
Kalın Sağlıcakla__Vicdan__Meyrem’ce

Köpek…