Her şey naylon torbalarla başladı.

Çevre adına naylon torbalar paralı oldu. Güzel de oldu. Ama her şeyin ucunu kaçırdığımız gibi bu uygulamanın da suyunu çıkardık. Torbalarında içine bir şey koyamaz olduk. Her yönüyle saptırdık.

Geçen gün bakkaldan alışveriş yapıyorum, bir torbaya daha koy eve varmadan patlıyor dediğimde abla masraf çok, kilosu ne kadar haberin var mı diye de azarımı yedim.

Yahu bu torbalar ücretli olmadan hem büyük hem de kalındı ve düşünmeden veriyordunuz dediğimde sustu ve düşündü.

Ne çabuk unutuyoruz, anlık yaşıyoruz.

Bu her yerde aynı ve her şeye de yansıdı. Maalesef.

Gelelim torbaların içini doldurmaya. Doldurabiliyor muyuz? Dolduramıyoruz.

Eskiden kilo vardı. Kilonun katlarıyla alışveriş yapılırdı. 250 gıram(izninizle) tarttırmaya utanırdık.

Hepimizin gördüğü gibi artık kiloyu bir kenara bıraktık, gıramla aldığımıza şükrediyoruz. Tamam, gıramla alalımda 48 gram nedir?

Gün geçtikçe paketler küçülürken fiyatlar eski ağırlık üzerinden zam fırtınası estirmeye devam ediyor.

Paketlemeler inceliyor, gıramaj düşüyor, kalite düşüyor ama fiyatlar uçuyor.

Kaliteden, gıramdan, paketten eksiltip zamı katmerliyip milletin canına okuyorlar.

Bir litrelik yağ şişesinden tencereye yağ dökerken büklüm, büklüm bükülüyor. Listeler Upuzun uzayıp gider.

Kaç yerden millet vuruluyor takip etmekte zorlanıyoruz.

Zincir markette fiyat bu kadar bizde de böyle diye köydeki vatandaşımızda ortama ayak uyduruyor.

Zincir halka, halka her yere yayılıyor.

NORMALLLEŞTİRİLİYOR.

İşin üzücü tarafı ise bütün bunların normalleştirilmesi değil mi?

Herkes yamyam olmuş birbirini yemeye başlamış.

Hakkını değil alabildiğini almaya bakıyor her kesim, ne yazık ki.

Ne oldu bizim güzel ahlakımıza? Salası mı okundu?

Bencillik ve hep bana, hep bana Ahlakımız çöktü, AR damarı çatlamış utanmayı unutmuşlar.

Aslında millet fukaralıktan çok ahlak yönünden fakirleşti. Hazıra alışan tüketim toplumu olduğumuzdan, her şeye kolay ve emeksiz ulaşma hedefi amaç oldu.

Belki de asıl sebebi budur.

Sosyal medyanın payı ise sınır tanımıyor.

Ahlakımızı yitirmişiz. Kendi özümüzü, kimliğimizi çoktan yitirmişiz. Ne yazık ki.

Haaa ucuza satmak isteyene de ETKİN GÜÇLER, mal sattırmayan ortamlar oluşuyor. Belirledikleri piyasada istedikleri gibi oyunlarını kuruyorlar.

Çiftçimizin ürettiğini de sattırmayıp, istedikleri fiyatı uygulatıyorlar.

Nasıl bir algının içinde neler yaşıyoruz?

Eskiden bir lokantadan yemek yediğinde doyar kalkardık. Şimdi mi? Çok para ödeyip aç kalkıyoruz.

Kısaca bütün güzel olan ne varsa ve de ahlakımız naylon torbaya girip ağzı sıkıca bağlanmış ve de atılmış.

Devletimiz de kendi alacaklarına zammı yapıyor.

Bütün bunları ve dahasına çözüm bulacak yetkili makam yok mu?

Her şeye gücü yeten devletimiz, bunların hesabını ne zaman soracak? Düzeltme yoluna ne zaman gidecek.

Kalın Sağlıcakla__Bir An Önce Özümüze Dönelim__Meyrem’ce