ÖĞRETMEN OLMAK

24 Kasım 1928 Millet Mekteplerinin açılmasıyla yaşlı, genç, çocuk, kadın demeden yeni harflerle okuma yazmanın öğretildiği,  eğitim seferberliğinin başlatıldığı ve ATATÜRK’ünde Başöğretmenliği kabul ettiği tarihtir ve 1981 yılından bu yana da Öğretmenler Günü olarak ülkemizde kutlanmaktadır.

Öğreten olmak, örnek olmak mihmandarlık yapmak, nesiller yetiştirebilmek, Saygı duyulmak, unutulmamak, hayatlara dokunmak, ince ince işlemek küçücük dimağları ve gözlerini kapadığında, vicdanın sesiyle baş başa kaldığında her öğrencisiyle ayrı ayrı hesaplaşacağının sorumluluğunu bir ömür taşımaktır Öğretmenlik…

Biri Öğretmen diğeri ise  Öğretmenlik yolunda olan iki evladımın babası olarak bendeki karşılığı tam olarak bu Öğretmenlik mesleğini; meslek olarak görmekte ne kadar doğrudur tartışılır zira hiçbir öğretmen işe gidiyorum demez “Okula Gidiyorum “diyerek çıkar evinden!
Çünkü onu kupkuru evraklar rutin işler değil aksine gözleri ışıl ışıl, belki sevgiye belki ilgiye belki bakıma aç çocuklarıdır bekleyen…
İkinci Anne Babadır öğretmen; özverisiyle tüm bilgi, görgü ve ahlaki birikimini öğrencilerine aktaran onları hayata hazırlayan rol modelleridir çocuklarının…

Şurası bir gerçektir ki her birimizin hayatına dokunan unutamadığı ilk kahramanı, bir öğretmeni illaki vardır. Atatürk ‘ün insanın başına gelebilecek en büyük mucizenin küçükken iyi bir öğretmene rastlamak olduğunu ifade ederken ne kadar haklı olduğunu, hayatınıza şöyle bir baktığınızda bu mucizelere tanık olduğunuzu hepiniz illaki fark edeceksiniz.

Peki, nedir iyi öğretmen? Bunu meslek olarak yapan herkes iyi öğretmen midir yoksa sadece  eğitimini aldığı konuları aktaran, öğreten kişi midir bu tartışılır. Benim kanaatim aksi yönde. Öğretmen olmak la Öğretmenlik Mesleğini yapmak farklı şeylerdir. Nitekim son yıllarda bu farkı çok bariz bir şekilde fark etmekteyiz. Çağı yakalayamamış, kendilerini yenileyemeyen, yeni neslin donanımı karşısında kendini yetersiz hisseden, okumayan, kendini geliştirememiş belki de derslerinin yenilenen müfredat programlarından dahi bîhaber öğretmenlerimiz de ne yazık ki sistemde hala varlığını sürdürmekte fakat yine de her şeye rağmen “Öğretmen olabilmek “ gerçek anlamda öğretmenlik yapabilmek internet videolarının havada uçuştuğu bu günlerde Öğretmenin ne kadar vazgeçilmez bir değer olduğu herhalde hepimizce de bir kez daha görülmüş oldu.

Öğretmenlik mesleğinin gereği olan işlerin ötesine geçerek hissederek, yaşayarak, eskilerin deyimiyle öğrencisiyle hemhal olmak, Vatanına Milletine Ailesine bağlı, Topluma faydalı bireyler yetiştirme yolunda gayret sarf etmektir Öğretmen olmak!
Her öğretmen içinde bir “Çalıkuşu “taşımalıdır. Bulunduğu yeri ışığıyla aydınlatmalıdır.
Şahsiyet şahsiyetle inşa edilir zira. Öğretmen şahsiyet eğitimi almış olmalıdır ki şahsiyetler yetiştirebilsin. Cağa ayak uyduran bilgisiyle donanımıyla duruşuyla mesleğini icra eden öğretmenler ancak gelecekte söz sahibi olacak nesiller yetiştirebilir. Daha ilkokul sıralarındayken çocuklara geleceğin bilim adamı futbolcusu siyasetçisi kaymakamı öğretmeni doktoru olarak yaklaşan onlara rol model olarak ufuklarını açabilen donanımlı kişilikli şahsiyet sahibi Öğretmenlerin eseri olacaktır yeni nesiller.

Ne mutlu  Öğretmen Olabilenlere!

Saygıyla…