Ülke bir ateş çemberinden geçiyor.

Sokaklar kan gölü.

Güneydoğu’dan her gün şehit cenazeleri geliyor.

HDP, bıji Apo,Serok Apo sloganlarını meclise taşıdı.

TBMM Türk milletinin meclisi olmaktan çıkarılarak azınlıkların,etnikçilerin,ihtirasları peşinde koşanların çatışma alanı haline getirildi.

Açık açık bu ülkenin kaç eyalete bölüneceği konuşuluyor.

Bazı siyasetçiler Türk olmaktan kurtuldukları için bayram ettiklerini söylüyorlar.

Suriye’de,Irak’taki etnik ve mezhep çatışmaları adım adım Türkiye’ye taşınıyor.

Güneyden kuzeye doğru bir çatışma alanı oluşturuluyor.

Çanakkale’den 100 yıl sonr,a bu ikinci ve en önemli kuşatma hareketidir.

Beşinci kollar, gönül coğrafyamızı parçalamak için olağanüstü gayret sarf ediyor.

Sistem değişimi, yeni anayasa taleplerinin arkasında üniter devletten federal devlete, parlamenter sistemden tek adam düzenine geçme isteği yatıyor.

Birlikten ve demokrasiden vaz geçmenin alt yapısı hazırlanıyor.

Düne kadar, Türk ordusu yedi başlı bir ejderhadır onunla cephe savaşı verilmez diyen ayrılıkçı örgütler tek tek devlete kafa tutuyor.

Bu durumdaki bir ülkenin birinci vazifesi, bütün ihtilafları,şahsi hesapları bir tarafa bırakarak kenetlenmek ve milli varlığımız üzerine kapanmaktır.

Bazı anlar vardır ki parti, cemaat,tarikat,meşrep,mezhep,makam,mansıp hesabı yapmak ihanettir.

Bu an o andır.

Gece- gündüz ülkenin akıbetine yoğunlaşmanız gerekir.

Fakat ölüm çanları bizim için çalınmasına rağmen aynı kavga,aynı kör dövüşü devam ediyor.

Koltuklarını,makamlarını sevgili vatanımıza borçlu olanlar, vatan davasını bırakarak koltuk peşinde koşuyor.

Ülkem yoksa ben de yokum şuurunun yerini, ben yoksam vatanda yoktur diyenler aldı.

Ülke sathını vatansız,coğrafyasız,kıblesiz aydın ve siyasetçiler doldurdu.

Millet için siyasetin yerini,nefis,enaniyet,koltuk,çıkar için siyaset aldı.

Manen yıkılmıştık,şimdi madden ve fiziken de yıkılıyoruz.

Önce bu milletin ruhunu kabzettiler, şimdi bedenini parçalamaya çalışıyorlar.

Bu gidişe dur demek elimizde.

Son on beş yılda daha önce hiç olmadığı kadar milli bütünlüğümüzü kaybettik.

Sembollerimiz, değerlerimiz ülkeyi bütünleştirmek için değil,ayrıştırmak için kullanıldı.

Övünmek için değil,Türk Milleti dememek, milletin yerine etnik kimlikleri ikame etmek için Osmanlı’yız deniliyor.

Tarihin çarkı geri dönmez.

Her çağın şarkısı farklıdır.

Bugünün dünyasını dünün formülleri ile kuşatamaz, yönetemezsiniz.

Ulus devletler çağında etnik kimlikleri öne çıkarmak, o etnik kimliklerin sayısı kadar ulus inşa etmek ve toplumu bölmektir.

Her ülkenin düşmanı var.

Ama her ülkenin sahibi de var.

Politikacısı şuurlu,bürokratı vatansever,toplumu birlik içinde ise o ülkenin sahibi vardır.

Bir ülkenin siyasetçisi ülkesinden çok nefsini düşünüyorsa o ülke sahipsizdir.

Bu ülke sahipsizdir!

Son yıllarda öne çıkan kavgaların hiç biri milletin selameti, devletin bekası için değil.

Türkiye ganimet alınmış bir ülke gibi...

Siyasetçisi, bürokratı,dostu,düşmanı kısacası herkes bu ganimetten pay almaya çalışıyor.

Bu gidişin sonu izmihlaldir.

İslam’ın da Türklüğün de kök saldığı bu coğrafyadan sökülüp atılmasıdır.

Bu noktaya mevcut iktidarın köksüz, milliyetsiz, fert ve grup çıkarını esas alan politikaları yüzünden geldik.

Her gün biraz daha köksüzleşiyor,parçalanıyor,birbirimizden uzağa savruluyoruz.

Birleştirici bir siyasete veda edeli yıllar oldu.

Bu siyaset erbabının Türkiye’yi bütünleştirme şansı kalmamıştır.

Böyle bir ideolojik alt yapıları da yok.

Bu, hiç şansımız yok anlamına gelmiyor.

Bu Coğrafya’da bitkiden, nebattan çok kahraman yetişir.

Hala nefesini milleti için alıp veren, vatanına sevdalı bir sürü insan var.

Onların önünü açarak bu milletin kaybolan umutlarını yeniden yeşertebiliriz,

Bu millet küllerinden bin defa dirildi.

Bin defa dünyayı yere serdi.

O iman,o irade,o cesaret, o aşk ahlakı damarlarında hala dolaşıyor.

 Bu taşkın imana kelepçe vurmak, bu ülkenin sinesine hançer vurmaktır.

Nolur hayatınızda bir defa kendi nefsiniz yerine bu ülkeyi, bu milleti, bu aziz vatanı düşünün.

Yıkımın eşiğine getirilmiş bu ülkeyi uçurumun kenarından alacak olanların önünü tıkamayın.

Hayatınızda bir defa birkaç günlüğüne ÜLKÜCÜ  olun,ALPEREN olun.

Yahut İNSAN OLUN.

Yoksa, sadece ülke kaybetmez,siz de kaybedersiniz.

Kıyamete kadar adınız bölenlerle, çalanlarla anılır.

Hadi bir gün olsun  ülke menfaatlerini çıkarlarınızdan üstün tutun..

Bir gün olsun nefsinizden gayri bir davanız olsun.

Sadece bir gün….

O kadarda mı zor?