Haklı olmak insanın en güçlü olduğu haldir.
Bir annenin evladı için yapabileceği yüksek fedakarlıklar kişiye annelik duygusunun hakkı olarak teslim edilir.
İnsanlar aralarındaki ilişkileri nasıl hak üzerine kurgulanmışsa, milletler arasındaki ilişkiler de hak üzerine kurgulanmıştır.
Tarihin bazı dönemlerinde milletlerarası ilişkilerde hak yerine güç geçerli olmuş ise de tıpkı “suyun mutlaka yolunu bulacağı” gibi haklı olan milletin hakkı tarih tarafından kendisine mutlaka verilmiştir.
Haktan ayrılıp güç kullanarak hak gaspı yapan milletler veya insanlar için “Zulm ile abad olunmaz” diye atasözlerimiz de vardır.
Türk milleti ve devleti kendisini koruma hakkına sahiptir.
Kendisini koruma hakkına sahip olduğu gibi kendisini koruma gücüne de sahiptir.
Milletimiz yüz yıl önce bıçağın kemiğe dayandığı zamanda kendisini, namusunu, toprağını, onurunu koruyabileceğini göstermiş vatanına sahip çıkmıştır.
Yüz yıl önce emperyalizm nasıl Yunanlıları taşoren olarak kullandıysa bu gün de Barzani – PKK/PYD birlikteliğini kullanıyor.
Değişen bir şey yok.
Yüz yıl önce düşmanlarımız İzmir’den hareket etmişti, bu gün Güneydoğumuzdan hareket etmeye hazırlanıyor.
40 yıldır onbinlerce canımızı verdi, onbinlerce gazimiz oldu, 500 milyar dolar harcadık.
Burada haklı olmak.
- Biz sınırlarımızı koruyoruz
-Sınırlarımızın dışındaki tek soydaşımızın saçının tek telinin sağlığından sorumluyuz .
Yukarıdaki iki madde Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının müttefikliğidir .
Türkiye bir emperyalist ülke değildir ve emperyalistlerin Ortadoğu’daki kendi dışındaki hesapları ile ilgilenmemelidir. Ama kendi toprakları, vatandaşları, askeri, dışarıda ki soydaşı, söz konusu olduğunda da olunabilecek en sert uygulamayı yapmalıdır.
İç haklılık ayrı bir konu.
Bir konu ki milletin tamamı konuyu sahiplenmiş, onun üstünden iç politika yapılmamalıdır.
Son “Gara” olayında görüldü ki bir rehine kurtarma operasyonu yapıldı. Operasyonun başarılı olabileceği varsayılarak bir müjde verileceği söylendi.
Muhtemeldir ki operasyon başarılı olsaydı yoğun bir algı ile baskın seçim yapılacaktı.
Bu düşünceler, planlar iç haksızlıktır.
Hiç bir T.C vatandaşı bir görevlisinin burnunun kanamasını istemez. Ama rehine tutulan devlet görevlilerinin üstünden de politika üretilmesini de istemez.
Devlet kalleş PKK’nın rehin aldığı insanlarımızı gidecek teslim alacak ve açıklamasını da Kilis valisine veya Hakkari jandarma bölük komutanına yaptıracak.
Konu hassastır ve ancak bu kadar yazılabiliyor.
Lütfen yıllarca milletin inançlarının üzerinden siyaset yaptınız. O bitti galiba.
Şimdide milletin milli duyguları üzerinden siyaset devri başladı.
Bir ikaz etmemiz gerekiyor.
Şimdiki muhataplarınız “naylon mücahit” lere benzemez, tehlikeli sularda siyasetinize dikkat edin...