Hepimizin hayatında anlamlandıramadığımız, açıklayamadığımız olaylar olmuştur. Biz buna mucize der geçeriz.
Evet, mucize; aklın, doğanın ya da bilimin kanunları ile açıklanamayan olaylara denir.
O zaman mucizeyi nasıl açıklarsınız? Nasıl gerçekleşir? Arkasında kim ve ne vardır?
Bir deyiş vardır:
"Acı olmazsa, kazanç da olmaz."
Bu söz her şeye yorumlanabilir, ama en çok karakterimizi geliştirmeye ve ruhsal hayatımızı iyileştirmeye uygulanabilir.
İşler istediğimiz gibi gitmediğinde, işler sarpa sardığında kendimi korumak için çok şey yapabilirim.
Bu durumlarda ihtiyacımız olan, göremediğimiz ve satın alamayacağımız bir şey lazım: Bu, inançtır. İnanç, tek doğru sığınaktır.
Belirli bir durumdan memnun değilsem ya da başıma bir şey geldiğinde kendime sormak zorundayım:
Ben ne yapıyorum ya da neyi yapamıyorum ki bu oluyor? Hata mı yaptım?
Eğer hatalarım, yaptıklarım ya da yapamadıklarım yüzünden bu haldeysem,o zaman hatalarımdan ders alıp kendime çeki düzen vermeliyim.
Hiç iyileşmez denilen hastalar iyileştiğinde doktorlar buna “kendiliğinden iyileşme” ya da “mucize” der; açıklanamayanı açıklamak için.
İslam dininde mucizeler, Allah’ın varlığını ve birliğini kanıtlayan işaretler olarak değerlendirilir. İnananlar için mucizeler, iman etmenin bir parçası ve Allah’ın büyüklüğünün bir göstergesidir.
Kızımın hastalığında, doktorların asla iyileşemeyeceğini söylediler ama bir mucize oldu ve O iyileşti .
Hayatımın bir çok başka kötü döneminde,özellikle eşimi kaybettiğimde iki yolu da denedim:
Allah’a olan inancımla bağ kurmayı ya da ondan uzaklaşmayı denedim. Ama tecrübelerime dayanarak söylüyorum, Allah’a olan inancımla bağ kurmak kendimi diğerine göre daha iyi hissettirdi. İnançım sabrı, sabır da dayanmamı gerektirdi
Eşimi kaybettiğimde,ilk tepkim isyan etmek olmuştu. Bir türlü anlayamıyordum, bu benim başıma neden gelmişti,yaşanacak onca güzellik varken. Onunla daha uzun yıllar yaşama isteğimle ilgili dualarıma cevap alamadığım için kızgındım. Umutsuzdum. Kendimi yalnız hissediyordum. Bu yüzden etrafımda olanları bir süre göremedim.
Albert Einstein, hayatı yaşamanın iki yolu olduğunu söylemiş:
“Biri, hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri de her şey mucizeymiş gibi yaşamak.”
Öyle acı içindeydim ki, ben hayatımı bir mucizeymiş gibi yaşamıyordum.
Oysa mucizeler her yerdeydi. İyilik bir mucizedir. Bazen garip şekillerde hayatlarımıza kısaca giren ve çıkan insanlardır. Bazen özverili bir doktor,bazen bir öğretmen, bazen sizi düştüğünüz yerden kaldıran bir el gibi.
Yaşadığım onca şeyden sonra farkına vardım ki ben hiç yalnız olmamıştım.
Ve siz de ne yaşarsanız yaşayın yalnız değilsiniz.
Mucize sevgidir.
Mucizeler Allah'ın bir lütfu dur
Mucizeler, bize Allah’ın yanımızda olduğunu söyleme biçimidir.
Ne kadar ömrüm kaldığını bilmiyorum ama şimdi her şeyi mucize gibi yaşıyorum.
Hayatın kendisi benim için bir mucize.
Siz de hayatı bir mucizeymiş gibi yaşayın.