Suriye’de Türkmenleri garanti altına almayan hiçbir gelişme Türkiye’yi sevindiremez. Hakeza Araplaşmış Türklerin öze dönüşü… Bunun yolu da Suriye’de demokratik bir düzenin kurulmasından ve Türkiye’nin sınırlarının her ama her açıdan güvenli olmasından geçer. Türkiye huzursuz olduğunda bölgenin gün yüzü görmediği örnekleriyle varittir.
Federasyon:
Suriye Kürdistan’ı rüyasıyla federasyon fikrinde ön almak isteyenler var. Lakin unutulmamalıdır ki, Osmanlı bakiyesi ülkelerde etnik ve/veya dini temelli federatif yapıların ayakta kalması mümkün değildir. Eninde sonunda iç savaşa ve nihayetinde parçalanmaya mahkumdur.
Ama ABD’nin 20.000 tır silah ve mühimmat yardımı yaptığı YPG/PKK kulağına üflenende ısrarcıdır. Soruyorlar, “biz ne olacağız, nereye gideceğiz? Bize bunca yıldır emek veren sahiplerimiz(!) bizi satar mı?” Zira biliyorlar ki, bu coğrafyada başkalarının atıyla yola çıkanlarda satış olağandır.
Irak’ın Kuzeyindeki yönetimin başı Mesut Barzani’nin babası, Molla Mustafa Barzani ile zamanın ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger arasında geçenleri herkes biliyor. Barzani’nin, “…ABD’nin 51. Eyaleti olmaya ve size petrol sağlamaya hazırız…” kelamına karşılık Kissenger’in, “…Kürtler Bağdat hükümetine karşı bir baş belası olarak kalmalıdır” sözü ne kadar manidar… Elli yıla yakın ve daha öncelerde Türkiye’de de baş belaları… Tanıdık geldi değil mi?
Cevap Arayan Sorular:
Suriye’de mevcut yapıdan demokratik bir yönetim doğar mı? Müsaade edilir mi? Suriye’de radikal bir el koyma, hükümranlık kurma görüntüsü vermeyen HTŞ’nin demokrasiye gerçek bakışı ne? Hükümet nasıl kurulacak, yeni aktörler birbiriyle uyum sağlayabilecek mi? Ötekileştirme püf noktası…
Suriye’nin önünde, ders alabileceği birisi yüzyıllar, diğeri ise yüzyıl öncesinden iki örnek var. Hem de tarihler boyunca hiç devletsiz kalmayan Türk Milletinden.
Birincisi… Adalet, ehliyet ve meşvereti hâkim kıldığı dönemlerde hükümran olan ve mazlum milletlerce beklenen Osmanlı tarihinden ders çıkarmak… Duraklama, gerileme ve çöküş evreleri de dahil...
İkincisi… Payitahtı (başkenti) dahi işgal edilmiş olan, koca imparatorluktan bakiye Anadolu’da, yokluk ve yoksunluk içinde insanlarla verilen kutsal bir mücadele sonrası, vatanlarını özgürleştirip bağımsız ve üniter bir devlet kuran Atatürk ve silah arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti tecrübesinden faydalanabilmek… Göreceğiz.
Vecizeler
Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş harcının mimarı Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” veciz sözündeki mesaj, önce insan… Sultan Süleyman’ın, taht kavgasını bertaraf etmek için birbiriyle nizalı iki evladının katli sonrası söylediği, “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” veciz sözündeki mesaj ise önce devlet…
Devlet ve insan. İnsan olmadan devlet olmaz, devlet olmadan insanlık huzur bulamaz. Sakal ve bıyık hikayesinde Suriye’nin önceliği nasıl gelişecek? Göreceğiz…
Komşuluk Soruları:
Dışişleri Bakanımızın da ifadesiyle, “…çoğulcu ve kapsayıcı Suriye’nin hangi komşusu Suriye’de Taliban vari bir ülke ister…? Bunu öncelikle Müslüman ülkelerden kaçıp Hristiyan devletlere sığınan tacirlere sormak lazım.
Refah içinde yüzen körfez ülkeleri, terörün kendilerine sıçramasını ister mi? Kendileri küçük ama sermayeleri büyük, nüfusları az ama egemenlerle ilişkileri güçlü ülkeler burunları kanasın ister mi?
ABD ve Rusya bu kadar kısa vizyonlu ülkeler mi? Sahi İran’ın vekalet güçleri buhar olup uçtu mu? İsrail adam akıllı nasıl rahatladı ve saldırmaya devam ediyor. PKK/PYD'nin Fırat'ın doğusundan temizlenmesini yeter görüyor birileri. Peki ya batısı ya kuzeyi ya güneyi? Ellerde yeniden cetvel mi var, ne? Haritalar, haritalar… Türkiye’nin varlığı en büyük güvencedir, unutmayın. Devletimiz tektir ve ebettir inşallah.
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun; “insanı yaşat ki devlet yaşasın, başka Türkiye yok” diyenlere.