Türkiye Düşmanlarına Bütçede Yer Vermek:
Türkiye NATO üyesi, sıradan bir üye de değil, her açıdan önemli bir ülke. ABD’nin 2024 savunma bütçesinde, Suriye PKK’sı için 156 milyon dolar, Irak PKK’sı için 80 milyon dolar ve Türkiye’de faaliyet gösteren PKK için ise 130 milyon dolar olmak üzere toplam 366 milyon dolar ayrıldı. Yani PKK ve türevlerini desteklediğini kör gözüne parmağım misali ortaya koydu.
Pakt (!)
I. Dünya Savaşı, 1914-1918 tarihleri, II. Dünya Savaşı ise 1939-1945 tarihleri arasında gerçekleşti. Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Savaşına katılıp yenik sayılmışken, Türkiye II. Dünya Savaşına katılmayarak doğru bir tercih yaptı.
İkinci Dünya Savaşının sonuçları yeni paktların kurulmasını gerektirdi. NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü / North Atlantic Treaty Organization) 1949'da ABD ve 11 diğer ülke tarafından uluslararası bir askeri ittifak olarak kuruldu.
NATO, halen 32 üye ülkeden oluşmakla birlikte, -ki önemli bir kısmı eski SSCB gölgesindeki (Varşova Paktı) ülkelerden veya onların yavrularından oluşmaktadır- yeni adaylar da yoldadır. Türkiye 1952 yılında NATO’ya dahil edildi(!)… Kendi içinde rahatsızlıklar yaşansa da kuruluşundan günümüze NATO'dan ayrılan üye olmamıştır.
NATO demek ABD demek… Askeri gücün dayanılmaz ağırlığıyla bütçesini yaparken de tehdit ederken de döverken de söverken de överken de her şeyi alenen yapan ABD…
Cevabı Hem Çok Kolay Hem de Çok Zor Sorular:
Basit bir soru soralım. Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak şimdiye kadar NATO’ya aykırı bir eylemi olmuş mudur? Söylemi olsa da eylemi olmamıştır.
İkinci soru. Peki NATO nedir, niçin vardır? Türkiye’yi bölmek isteyen bir terör örgütünü neden destekler? Bu sorulara herkes kendince cevaplar bulsun, azıcık düşünen kolaylıkla bulabilir. Özellikle de Kürt kökenli vatandaşlarımızdan, güzellikle de bu ülkenin maddi ve/veya manevi nimetlerinden en fazla faydalanan vatandaşlarımızdan, “bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü” sorusuna cevap aramalarını beklemek haksızlık olmaz sanırım.
Yarınlarda Bizi Neler Bekliyor?
15 yıl evvel Suriye’de iç savaş yoktu, bugün var, 100 yıl evvelinde olmayan Suriye yarınlarda var olacak mı, belli değil.
10 yıl evvel Rusya-Ukrayna arasında savaş yoktu, bugün var, kim kimi destekler, kim kime karşı, belli.
5 yıl evveline kadar, Karabağ Ermenilerin işgalindeydi, kimin desteğiyle? Bugün özgür kimin kardeşliğiyle? Dünya alemin bildiği şekilde belli. Boşuna demiyorum, “Türk Türk’e dal olmadıkça, kimse Türk’e yar olmaz.” İlla yaşamak gerekmez, yaşananlardan ders çıkarmak lazım.
2 yıl öncesinde Gazze’de evler vardı, hastaneler vardı, okula gidebilen çocuklar vardı, kaynayan ocaklar vardı, ya şimdi? Meselmanların(!) slogan açmazında, Müslümanların buğzdan dahi yoksun vicdanlarında, beyaz güvercinli insanlık şarlatanlarının uyur numaralı gözlerinde, Gazze yerle yeksan.
Peki ya Kerkük, peki ya Kırım, peki ya Musul ve hele Doğu Türkistan ve hele türkü söyleyen, Türk’ü bekleyen mazlumların ahı kanatırken yüreğimizdeki gülistanı?
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has kelam olsun “hançeri” görebilenlere…