Öyle anlaşılıyor ki, hükümetin yumuşak karnı ekonomi, bir türlü düşürülemeyen ENFLASYON, geçim sıkıntısı, yüksek FAİZLER, düşük maaşlı emekliler.
AKP ve Sn. Erdoğan artık yeni senaryolar da yazamıyorlar.
Uçacağız, şahlanıyoruz, Batı bizi kıskanıyor, Lozan’ın gizli maddeleri, dindar cumhurbaşkanı, dindar bakanlar sözleri de, her mahalleye açılan İmam-Hatipler de para etmiyor.
Halk pahalılıktan, gıdaya ulaşamamaktan bunalmış vaziyette.
Sıkıntı büyük, seçim kaybetme kaygısı hayatı yaşanmaz etmeye başladı.
Yeni gündem bulmak, halkı onunla uğraştırmak gerek. Hayvanların uyutulması da çabuk bitti.
Şimdi de başkaca dert yokmuş gibi belediyelerin ödenmeyen SGK borçlarının yerinde tahsiline geldi sıra.
Bunun anlamı, belediyelere aktarılan hazine paralarının, borçlarına karşılık kesilmesi. Demek ki hazinede kaynak yok.
Şöyle bir sosyal medyada gezinelim ve ülkenin sıkıntısı belediyelerin ödemediği SGK borçları mı imiş görelim?
Ha ben şuna karşıyım. Elbette belediyelerde, diğer kurum ve kuruluşlarda devlete olan başta SGK borçları olmak üzere diğer borçlarını ödesinler.
Faize karşı olduğunu söyleyen, “Faiz sebep, enflasyon neticedir” diyen bir anlayışın 2024 bütçesinde FAİZ ödemelerine ayırdığı para dudak uçuklatan cinsten tam tamına 1 trilyon 200 milyar lira; 1.200.000.000.000 TL.
Türkiye’deki bütün belediyelerin SGK borcu ise 66 milyar lira imiş. (Umarım yanılmıyorumdur)
Devletin tahsil etmesi gereken toplam SGK borcu ise 576 milyar lira imiş.
Belediyeleri diline dolayan AKP hükümeti, 454 şirketten hiç vergi almıyormuş.
Neden?
Ayda 5 milyon harcama yapan adam devlete sıfır -0- vergi veriyormuş.
Neden?
Ülke genelinde 300 milyar Dolar’lık kayıt dışı ekonomi olduğu söyleniyor, bunlar neden konuşulmuyor?
SGK borcu olan belediyeler, bu borçları yeni mi yapmışlar? AKP’li belediyelerden de devir olmuş mu?
Ya da halk, ekonomik darlıktan bunaldığı için belediyeleri CHP’ye, muhalefete verince mi borçlar gündeme getirildi?
Neden?
Ekonomistlerin ve alanın uzmanlarının çeşitli TV’lerde anlattıklarına göre, belediyelerin SGK borçları, kaçak vergilerin yanında devede kulak bile değilmiş. Şirketlerin geçen yıl silinen vergi borçları 660 milyar TL imiş.
Bilinmiyor mu?
AKP hükümetinin Doları sabitlemek için KKM başlattığında, Dolar, 13.40 Liraydı. Yazının yazıldığı (27.07.2024) tarihte 33.10 lira oldu.
Kim kazandı: ZENGİN.
Bütün bankalar kar ederken; Merkez Bankası ne kadar zarar etti: 818.000.000.000 (sekiz yüz on sekiz milyar). Bu para nereden yerine konacak: milletten.
KKM’ye ne kadar FAİZ ödendi? 1.100.000.000.000 lira.
Bu para kimden alındı FAKİRDEN, kime ödendi ZENGİNE. Fakirin parası yok ki. O’nu askıda ekmeğe, dilimle karpuza, taneyle domatese, patatese muhtaç ettiler.
Oysa fakir-fukara, garip-guraba edebiyatı ile iktidar olmuşlardı. “Soğan ekmek yeriz, Reizi yedirmeyiz” diyenlerde o fakirlerdi. Hiçbir zengin reizi yedirmeyiz dememiştir, demez de. Onlar için “gelen ağam, giden paşam!.” İktidar da paşa olmaya hazırlansın.
Soru: bütün gerçekler bu iken, belediyelerin SGK borcunu kaynağında kesmek ne kadar doğru, ne kadar inandırıcı, ne kadar adil? Amaç muhalif belediyeleri çalıştırmamak mı? Topal ördek olmamakta direnen belediyeleri, topal ördek yapmak mı niyetiniz? 20 yıldır neden almadığınız SGK borçlarını, şimdi neden istiyorsunuz? Bu art niyet niye?
Parayı doğru yere harcasınlar deniyor? Kent Lokantaları yanlış mı, kömür yardımları yanlış mı, sosyal yardımlar yanlış mı? Yanlış harcayan varsa Devletimiz onlarında yakasına yapışsın.
İnanın yanlış yapıyorsunuz. Halkla inatlaşılmaz! Bu asil milletin ayranlığını kabartmayınız!
Esen kalınız.