Seçim yaklaştıkça durum netleşiyor. Pazar günü sadece yerel yöneticileri seçmeyeceğiz, iktidarın genel seçimlerden sonraki politikalarını da onaylayacağız. Muhalefetin kazanması en azından gücünü koruması halinde başka bir gündem, iktidarın kaybettiği belediyeleri geri alması halinde başka bir gündem olacak, seçimin etkisi yerelle sınırlı kalmayacak.
Muhalefet iyi bir oy alırsa AKP genel seçimlere kadar gidemez. En önemlisi anayasa yapma güç ve kudretini bulamaz.
Cumhur ittifakı kazanırsa, iktidar o hızla kafasındaki anayasayı yapar, milli devleti tarihe gömer. Çözüm sürecinde, Öcalan'la en çok anayasadaki vatandaşlık ve değiştirilmesi teklif edilmeyecek maddelerin konuşulduğunu hatırlayın. O süreç yarım kalmış, CB Erdoğan'ın ifadesiyle buzdolabına konulmuştu. Buzdolabına konulan bir şey orada kalması için değildir, zamanı, şartları oluşunca oradan çıkarılır.
Siyasal İslamcılarla etnik bölücülerin devletin yapısı ile ilgili birçok konuda aynı noktada buluştuğunu unutmayalım. Fark hedefte değil, yöntemde. İki taraf da -milli/ulus devlete karşı, iki taraf da Türklükten rahatsız. Onun için anayasadan Türklüğü çıkarmak istiyorlar. Çıkarsa ne olur? ülke bir kabileler devletine döner.
Gazeteler, birkaç gün öncesine kadar AKP ile DEM'in görüştüğünü yazdılar. Görüşmeler kapalı kapılar ardında olduğu için masada ne ve nelerin olduğunu bilmiyoruz. DEM'le aşık atan sadece AKP değil, CHP’nin de şu veya bu şekilde iş birliği yaptığını söyleyebiliriz. Nitekim, CHP'nin Esenyurt adayı Ahmet Özer, DEM ve Öcalan çizgisinde bir isim. İmralı tutanaklarında Öcalan'a bağlılığını gösteren ifadeler var. Bu kişi kazanırsa, DEM İstanbul'da belediye sahibi olacak. Diğer belediyelerde meclis listelerine konulan DEM'lileri ise hiç saymıyorum.
Yanlış ve vaatçi politikalarla bölücü siyaset ülkede giderek kilit durumuna getirildi. AKP ile CHP'nin DEM'lileri kapma yarışı etnik siyaseti büyütmekten başka işe yaramadı. Terör örgütleri ve uzantıları meşrulaştırıldıkça büyürler. Partilerin bu iş birliği yarışı, her seferinde askerin dize getirdiği PKK'ya oksijen olarak dönüyor. Bitecek olanı her seferinde yeniden dirilten, umutlarını tazeleyen budur.
Bu seçimin önemi işte buradan geliyor. Milliyetçilik, milli devletin ideolojisi, milliyetçiler sigortasıdır. Bir yerde milli devlet tasfiye edilecekse önce milliyetçilik etkisizleştirilir. Milliyetçiler üzerinden milli direnç kırılır. Milliyetçilerin sustuğu yerde her türlü değişimin yolu açılır. Bugün o yolda çok mesafe alındı. MHP Liderinin bütün iddialarından istifa edip, Erdoğan'a" devam et "çağrısı yapması alınan mesafenin göstergesidir. İktidarın kimi uygulamaları etnik ayrımcılığa duyulan tepkiyi bile ikinci plana itti. “AKP gitsin de ne olursa olsun” düşüncesi, iktidar karşıtlığının bazı çevrelerde DEM karşıtlığını geçtiğini gösteriyor. CHP adayları kazanırsa işte iktidara karşı yükselen bu karşıtlık ve hoşnutsuzluktan kazanacak. Lakin önemli olan milliyetçilerin kazanmasıdır. Devlet ve milleti yaşatmanın yolu, milliyetçiliği güçlendirmektir. Seçim bir fırsattır, doğru olan, orada burada kapı kulu olmaktansa kendi evimizde-efendi olmaktır.