Akşener İzmir'de on binler tarafından karşılandı. Meydanı dolduran coşkun kalabalık Ülkücülerin iktidar özlemlerinin bir ifadesiydi. Ufukta yeni bir seçim olmamasına rağmen bir genel başkan adayının bu kadar büyük ilgiye mazhar olmasının nedeni,hem MHP'deki kötü yönetim ,hem de toplumun mevcut iktidardan kurtulma kararlılığının bir ifadesidir.
Diğer adaylar da gittikleri yerlerde büyük alaka görüyorlar. Ümit Özdağ, terör konusundaki engin birikimi ile dinleyenleri kısa zamanda etki altına alabiliyor. Koray Aydın,ülkücü hareketin canlı bir tarihi gibi. Hayatında hiç bir kırılma olmadığı için gittiği her yerde sözünü dinletebiliyor. Ogan,MHP'nin görsel medyadaki güler yüzüydü. Konuşmaları,tavırları ile MHP'nin sempati alanını genişletiyordu.Gençliği, dinamizmi temsil ediyor.
Bütün adayların MHP camiasında kendi çapında bir karşılığı ve sevenleri var. Bu isimlerden hangisi MHP'nin başına geçerse geçsin,ilkeleri aynı, siyaset etme biçimi farklı bir MHP ortaya çıkacaktır. Dört aday da AKP iktidarının uzaması halinde ülkenin başına gelecekleri biliyor. Cumhurbaşkanı'nın mitinglerde arkasına aldığı Tek Millet,Tek devlet, Tek Bayrak pankartı -milliyetçi oyları- avlamaya matuf bir slogandan ibaret. Bunun AKP siyasetinde hiç bir zaman karşılığı olmadı. Anayasa'nın ilk üç maddesini değiştirmeye çalışan bir partinin Tek millet sözüne itimat edilebilir mi?
MHP'nin genel başkan adaylarının tamamı, ülkenin en öncelikli sorununun terör ve bu iktidardan kurtulmak olduğunu biliyor. Yaptıkları konuşmalarda bunun altını çiziyorlar. Akşener'in Cumhurbaşkanı da,Meclis Başkanı da Ülkücü olacak sözü bu gerçeğin ifadesi.
Diğer taraftan, MHP yönetimi tam tersi bir yol izliyor. Bahçeli dün iktidara destek verdiklerini açık açık itiraf etti.Bunu da ülkücülerin -vatan millet hassasiyetini bildiği için- ülke çıkarlarına bağladı. AKP'ye destek olmanın ülke çıkarlarının bir gereği olduğunu söylemek bir parti olarak kendi varlık sebebini yok etmektir.AKP ülke çıkarlarına hizmet ediyor,her yaptığı doğru ise o zaman size ne gerek var? Bu açıklamalar,durduğu yer deşifre olan birinin kendini savunmak için zorunlu olarak yaptığı açıklamalardır.
Bahçeli hiç bir zaman MHP'yi iktidara taşımayı düşünmedi.Ülkücülüğü,milliyetçiliği değersizleştirdi. MHP'yi Ülkücünün Türkiye'de en değer görmediği parti haline getirdi. Öcalan ile HDP'liler arasında geçen konuşmalarla ilgili yayınlanan kitap da, Öcalan'ın bile siyasetin yapısını daha iyi kavradığını görüyorsunuz. HDP'lilere, şu aile şehit verdi onlardan aday gösterin,şu çok mücadele etti, teorik olarak da yetkinleşti değerlendirin,Ermenilere gidin,Süryanilere,Yezidilere gidin,ESP ile Türk solu ile anlaşın.HDP'nin bileşenlerini çoğaltın diye talimat veriyor. HDP yüzde 13.5 oyu bu siyaset mantığı ile aldı.
MHP'ye bakıyorsunuz, kimse gelmesin,kimse katılmasın diye özel bir gayret sarf ediliyor. BBP'nin şartsız iş birliği taleplerinin nasıl karşılıksız bırakıldığını, biraz oy potansiyeli olanların nasıl kapı dışarı edildiğini, siyaset yapmak isteyenlerin nasıl itilip kakılarak başka partilere gitmeye zorlandıklarını bugün artık herkes biliyor.? Keza,bugün MHP dışında siyaset yapmak zorunda kalanlar da(bir kısmı) Bahçeli ve avenesinin eseridir.
Bu kongre MHP'nin kendine dönüş ve kendi kaderini kendi eline alış kongresi olacaktır. Kaybedeceğini anlayanlar her zaman yaptıkları gibi kardeşi kardeşe kırdırmaya, MHP'yi gölgelemeye çalışacaklardır.Kongrede muhtemel bir kavganın manşetleri havuz medyası tarafından şimdiden hazırlanmıştır. Bahçeli ve ekibi bugüne kadar ülkücüyü ülkücüye karşı kırdırarak ayakta kaldı.Hangi tarafta olursa olsun,kimi desteklerse desteklesin Ülkücü ülkücünün kardeşidir. Yeni siyaset tarzımız ülkücüyü ülkücüye karşı kışkırtmak değil, kucaklaştırmak olmalıdır. Paralel, hain,ajan,casus,proje gibi suçlamalar muhataplarının değil,söyleyenlerin ayıbıdır.MHP kuşatılmıyor,MHP'ye çöken derin devlet temizleniyor.On sekiz yıldır Bahçeli ülkücüyü birbiriyle dövüştürdü hep kaybettik, gelin bu defa kucaklaşın,kucaklaşın ki hem ülkücü hareket hem Türkiye kazansın!