Sevgili arkadaşlar,
Cumhurbaşkanı önceki gün "kredi-faiz" kurgusuna dayalı finansman mimarisinin değişmesi gerektiğini ve mevcut yapının artık daha fazla devamına imkân kalmadığını beyan etti.
Bu tespite kesinlikle ve sonuna kadar katılıyoruz...
Ancak 17 yıl sonra yaşadığımız ağır tahribatlardan sonra, sadece soyut beyanlarla bu noktaya gelmenin bir anlamı olmadığını da ifade etmeliyiz.
Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği bu son görüşün ne kadar haklı olduğunu anlayabilmek için, 2002'den 2019'a kadar uygulanan "faiz-kredi" kurgusuna dâir bazı rakam ve bilgileri sizlerle paylaşmanın zorunlu olduğunu düşünüyoruz.
2002 yılında "eski seri" hesaplara göre kişi başına milli gelirimiz 3591 $ ve GSYH rakamları 236 milyar $, "yeni seri" hesaplara göre ise kişi başına milli gelirimiz 5.888 $ ve GSYH büyüklüğümüz ise 386 Milyar $'dır.
* 2002 yılında Türkiye'nin toplam borçlarının milli gelire oranı yeni seri hesaplara göre % 62'dır.
2019 yılı ilk aylık rakamlara göre kişi başına milli gelir 8.442 $ ve GSYH toplamı ise 718 milyar $ olarak hesaplanmış olup, Türkiye'nin toplam borcu ise milli gelire oranı %162 oranına ulaşmıştır.
* Aynı şekilde 2002 yılında bankacılık kredi hacminin milli gelire oranı %13 civarında iken, 2018 yılı itibariyle bu oranda, %73'e ulaşmıştır.
* 2002 yılında hane halklarının toplam kredi borcu GSYH'nın %1,6 oranında ve miktar olarak 6,5 milyar TL iken, bu oran 2018'de %16,2 ve 580 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
* 2002 yılında Türkiye'nin toplam tasarruf oranı GSYH'nin %23'ünden %10,5'e, hane halkları tasarruf oranının da %17,8'den %7,5'a düşürüldüğü, tüketime dayalı ekonomik modelin özü "kredi-faiz"den oluşurken, finansmanın mimarisini değiştirmekten bahsederken acaba geç kalmadınız mı?
* Yine sadece dış borçlanma faizi için bu dönemde ödediğimiz 166 milyar $ ödediğimiz dikkate alınacak olursa, bugün finansman mimarisinin "kredi ve faizden" oluştuğunu ve bu kurgunun devam ettirilmesinin artık mümkün olmadığını ifade edenlere sadece GÜNAYDIN demekten başka bir seçeneğimiz bulunmamaktadır.
SON SÖZ; "Kredi-faiz" kurgusu dışında bir finansman mimarisi arıyorsanız, aylardır tekrar edip duruyoruz; derhal imtiyazlı yandaşlara verdiğiniz 146 milyar $'lık YİD ve KÖİ projeleri kapsamındaki, hazine ve gelir garantili projeleri aynı şartlarla HALKA DEVRETMENİZ GEREKMEKTEDİR.
Malûm hep birlikte yapay yollarla yaptığınız çeşitli zorlamalara karşın 190 milyar $'lık döviz hesaplarının TL'ye çevrilmesini de sağlayamıyorsunuz.
Hadi bakalım, bu aşamada teorik olarak yanılgılarınızı ve yanlışlarınızı itiraf etmek yetmez, samimiyetinizi uygulamayla gösterin ve piyasanın ihtiyacı olan güveni tekrar sağlamaya çalışın.