İlk kez 2011 yıllında okuyucuyla buluşmama vesile olan habererk sitesi ve ailesine ikinci defa merhaba diyerek yazıma başlamak istiyorum.
Ülkemizin büyük badirelerden geçtiği bir süreçte düşünen, sorgulayan her bireyin mevcut durum hakkında bir tavır takınması ve gereğini yapması bir vatandaşlık görevinin ötesine geçmiştir. Kahramanlıkların rezaletler ile karıştığı, batılın hak olarak sunulduğu, şeref, namus ve ar gibi ulvi değerlerin adeta kaf dağına uçtuğu bir süreçte namusluların namussuzlar kadar cesaretli olmaları gerektiğini bir kez daha vurgulamamız gerekmektedir.
Cumhuriyetle kazanılan demokrasi ve hür düşünce tek kişi diktasına doğru adım adım evirilirken, aziz vatan topraklarında sistematik şekilde Türk izleri silinirken, çarşılara, meydanlara okullara, bedevi isimleri ve tabelaları asılırken buğulu gözlerle seyretme bu milletin kaderi olmasa gerek. Eğitim sistemi bizim değil milli kültürümüz, sanatımız folklorumuzdan eser yok. Tarihi kahramanlarımız hain ilan edilmiş, hainler, gafiller birer kahramana dönüşmüştür.
Son on yılda okullara verilen isimler ve coğrafyadan silinen Türk izleri düşüncemizde ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir.
Türk milletini mankurtlaştırma çabasına giren aidiyetsiz bir zihniyetin milletimize yaptığı tahribatın maddi değerini ölçmek çok zor ama manevi yönden Türk milletini çöküşün eşiğine getirdiği de bir gerçektir.
Bu şartlar altında Türk milleti, tıkanmış siyasetin önünü açmak, tıkanmanın bir parçası haline gelmiş mevcut siyasi partilerden kurtulabilmek için yeni bir umut ve geleceğe güvenle bakabilme arayışı içine girmiş bulunmaktadır.
Meral AKŞENER Hanım ile başlayan Türk’ün umut yolculuğu, bu sıkıntıların, umutsuzlukların aşılmasını sağlayan tek yol olarak görülmektedir.
Önümüzdeki süreçte Meral AKŞENER liderliğindeki hareket Türkiye’nin önümüzdeki on yıllarına damgasını vuracaktır. Türk milletinin ikinci bir Ergenekon’u ışığını şimdiden görmekteyiz. Bu duygularla tekrar habererk ailesini ve okuyucularımı en içten duygularımla selamlıyorum.