Trabzonspor İsviçre’nin lig 3 ‘üncüsüne elendi.

İsviçre takımı St.Gallen profesyonel kadro değeri bakımından Trabzonspor’un 1/3 değerinde.

Halbuki Trabzonspor formasyon olarak yurt içinde veya yurt dışında maddi değeri kendisinden kat kat pahalı takımlara kafa tutmasıyla tanınır bilinirdi.

Trabzonspor belki de dünyanın sayılı kent takımlarından biridir.

Takımda sanki zengin çocuğu lahanalığı var.

Bir amacı yok gibi.

Yani olsa da olur olmasa da havasındalar. Nasılsa para sağlam geliyor.

Trabzonspor sahada en fazla 3 yabancı oyuncu ile mücadele etmeli .

Başarıya ihtiyacı olan, şehre ve şehirliye mensubiyet duyan, bölgenin geleneksel duygusallığı olan yenilgiyi kabul etmeyen yapıda, iddialı genç bir teknik direktörle sahada olmalı.

Abdullah beyin sanki biraz dinlenmeye, antrenör olarak hedeflerini yeniden gözden geçirmeye ihtiyacı var.

Çünkü ne kendisinde motivasyon var, ne de oyuncularını motive edebilmiş değil.

Trabzonspor yönetimi yol yakınken gerek oyuncu gerekse teknik kadro anlamında bir yenilik yapmalı.

Kulübün her türlü yapısını günlük değil uzun bir zaman diliminde kurumsallaşmış bir yapı üretmeleri gerekmektedir.

Trabzonspor’da Türk oyuncular oynamalı, Trabzonspor yeniden Karadeniz bölgesinin genç futbolcu çekim alanı olmalıdır.

Bir sözümüzde TFF başkanına ve yönetimine olsun.

Yeni seçilen TFF yönetimi kendisinden önceki yönetimlerin yaptıklarına küçük küçük eklemeler veya çıkartmalar yaparak aynı Trabzonspor gibi sıradanlaşmaktadır.

TFF, Türkiye liglerinde yabancı kuralını yeniden değerlendirmeli, kulüplerin yurt dışına futbolcu satmaları ölçüsünde yurt dışından futbolcu alabilmeleri şartını getirmelidir.

Türkiye adına Avrupa temsiline giden takımlarımızın başarısızlıkları halinde bir sonraki yıl Avrupa kupalarına katılamama yaptırımını uygulamaya almaları gerekmektedir.

TFF, Avrupa’ya Türk milletini futbolda temsil etmek için giden takımlara milli hassasiyet programı yapabilecek uzmanlarla destek ders çalışması yapmalıdır.

Bugün İsviçre’nin sıradan bir takımına elenen Trabzonspor’un hocası veya futbolcuları biz

taraftarlar kadar üzülmüşler midir?

Hiç sanmıyorum…