Ekonomist olduğunu gururla söyleyen Sn. Erdoğan, ülkenin ekonomik çıkmazına önlem almakta oldukça yetersiz ve çaresiz!.

Ekonomistlere göre bunun başlıca nedeni, Sn. Erdoğan ve AKP’nin sürdürülebilir bir ekonomik programının olmayışı imiş. Sahi AKP ve Sn. Erdoğan’ın ekonomi modeli nedir? Faiz sebep, enflasyon neden tezi çöktüğüne göre; hangi ekonomi modeli uygulanıyor ki, ekonomi düze çıksın, fakir halk gıdaya kolayca erişsin?

Yeni modelleri, fahiş fiyata ve stoka ceza yasası çıkararak, çiftçiden, üretenden, nakledenden, satandan, AVM’lerden ceza kesmek yoluyla bütçeyi 2028’e kadar idare etmek mi?

Stok nedir? Hangi malın ne kadarı stok sayılacak ölçüsü, miktarı belli mi? Hayır.

Fahiş fiyat nedir? Hangi ürün, hangi değerinin üzeri fahiş fiyat sayılacak belli mi? Hayır.

Stok ve fahiş fiyat işini kimler hangi ölçü ve kıstasa göre belirleyecekler belli mi? Hayır.

Öyleyse çıkarılacak olan ve TBMM’ne sunulan yasa ile amaçlanan nedir?

Esnaf sattığı malı, toptancıdan alırken aynı fiyattan alabilecek mi? Yoksa sattığı malın rafı boş mu kalacak? Ne diyor mahalle bakkalı; “Abi ben 50’ye alıp 60’a sattığım malı yeniden alırken 60’a alıp rafıma koyamıyorum.” İşte bütün mesele bu!. Ekonomi bu mahalle bakalı kadar da mı yönetilemez?

Sn. Erdoğan ve AKP kurmayları, asla iktidar olamadılar. Hep muhalefette gibi muhalefet ağzıyla konuşmaktalar, siyaset yapmaktalar; farkındayız, çözeceğiz, ilgileniyoruz.

Bir kez olsun, yahu bizim de bu kötü ekonomide hiç mi payımız, tuzumuz, hatamız, yanlışımız yok mu diye kendi yönetimleri ile yüzleştiler mi?

Soğan, patates fiyatı artar köylü çiftçi suçlanır. Stokçulara hedefe konur.

Et, sucuk, pastırma fiyatı artar kasaplar suçlanır.

Ekmek, pasta fiyatları artar fırıncılar suçlanır.

Süt, peynir fiyatı artar mandıracılar suçlanır.

AVM’ler de fiyatlar artar avmler suçlanır.

Ülkenin enflasyonunun artmasında, faizin fırlamasında, dövizin patlamasında, altın fiyatlarının yükselmesinde, üretim girdilerinin aşırı artışında Sn. Erdoğan ve kurmaylarının hiç mi suçları yok yöneticiler olarak?

22 yıldır ülkenin kaynakları nerelere, kimlere harcandı, nasıl harcandı bunları araştırmak, eleştirmek gerekir iken üreteni, nakledeni, satanı suçlamak elbette ucuz siyasettir.

Kabahat ve kusur altından elbise olmuş da kimseler giymemiş misali. Ülkenin bu ekonomik tablosundan Sn. Erdoğan ve kurmaylarının zerre(!) suçları yok.

Bütün suç:

Dış güçlerin,

Faiz lobilerinin,

Stokçuların,

Karaborsacıların,

Fırsat düşkünlerinin,

AKP ve Erdoğan karşıtlarının!.

Sen hükümet değil misin, gereğini neden yapmıyor/yapamıyorsun? Hani nerede Fakir-fukara, garip-guraba edebiyatı?

2024’ün ilk üç ayında trafik cezaları 2023’ün ilk üç ayına göre % 126 artmış.

Neden acaba? Peşin trafik cezasıyla maaşlar mı ödeniyor?

Bütün bunları yasa ile hizaya sokmak, fiyat artışlarını önlemek, enflasyonu düşürmek istiyorsunuz da; hükümetin yaptığı acımasız doğalgaz, elektrik, akaryakıt, harç ve cezalara yapılan fahiş fiyatları kim denetleyecek?

Vatandaşa yasak ama ağaya serbest misali ha!

Eğer bu gariban halkın gıdaya kolay ve rahat ulaşmasını, ülkenin geleceğini gerçekten samimi olarak düşünüyorsanız; öncelikle yanlış ekonomi politikalarınıza bakınız. Ranta ve betona yaptığınız yatırım ve teşviklere bakınız, hukukun siyasallaştığına bakınız, güven endeksinizi gözden geçiriniz.

Her şeyi neden gariban halktan bekliyor ve suçu onun sırtına yüklemek istiyorsunuz?

Böyle cezalarla, zamlarla ekonomiyi; inanın okul kantininden alış veriş yapan dördüncü sınıf öğrencisi bile yönetir. Bunun için de ekonomist olmaya gerek yok!..

Esen kalınız.