Geçen hafta Soner Yalçın, yoga hakkında bir yazı kaleme alınca, “Tam da Hayreddin Karamanlık bir konu” dedim, kendi kendime. Çünkü Yalçın’ın bahsettiği yogayla ilgili yayıncılık yapan dinler târihi uzmanı, Karaman’ın hocalık yaptığı fakülteden mezun. Muhtemelen öğrencisiydi.
Karaman, beni yanıltmadı. Yoga ve namaz yazıları kaleme aldı. Ne güzel hassâsiyet değil mi?
Sigara konusunda da çok hassas olan Karaman Hoca, keşki başka konularda da bu kadar hasssas olsa.
Büyüklerimiz sigara içmiyorsa sigara haram; büyüklerimiz yoga yapmıyorsa yoga haram ama büyüklerimiz makyaj yapıyorsa azıcık makyaja izin var. “Hocam, ne olur estetik ameliyat için de izin verin!” dedim ses gelmedi. Bizim canımız yok mu? O günah, bu günah! Biz de 50 yaşında 40 gibi göstermek istiyoruz.
Karaman Hoca, bugünki yazısında, Diyânet’in yogayı haram kılan fetvâsını hatırlattı. Diyânet İşleri Başkanı’nın gündemi ise sigara. “Haram olduğunu milletimize anlatmalıyız.” diyor.
Ne acıdır ki yoga ve sigara konusunda hassas olan her iki din âlimi de hemşehrim İsmet Yılmaz’ın cennet muştusuna sessiz kaldılar. Ne demek istemişti İsmet Yılmaz, Sivas’ta. “AK Parti adayına oy veren cennete gider” (İnşallah bu cennet muştusu Sivasla sınırlı değildir.)
Yılmaz bunu söylediğinde, sigara tiryâkisi olan Sivaslı bir arkadaşım çok sevindi. “Oh be, rahat rahat içeceğim.” dedi.
Öyle ya ne Karaman ne de Erbaş, İsmet Yılmaz’ı yalanlamadığına göre, AK Parti’ye oy veren cennete gidecek. Vatandaş, bu basit denklemi çözemeyecek kadar aptal mı? Sigarasını da içer, oyunu da verir.
Öbür dünyâmızı bu kadar düşünen kıymetli hocalarıma sormak istiyorum:
Hem sigaramı içsem hem yoga yapsam hem de AK Parti’ye oy versem hüküm nedir?
Necip Fâzıl gibi, sigara denilen o kâfiri yakma hürriyetim yok mu?
Sigaranın haram olduğunu, öncelikle neden Tuğrul İnançer gibi mutasavvıflara anlatmıyorsunuz?