İstanbul seçimleri, Türk siyasi hayatına da, Türk seçim sistemine de, izahı muhtaç sorularla geçmiştir.
İleri de bu nasıl anlatılır, torunlarımız okuyup yorumlarını belirtecekler.
YSK’nın kısa iptal gerekçesinde, seçimin iptali; “sandık kurullarının oluşturulmasındaki bazı yolsuzluklar, usulsüzlükler” nedeniyle ifadesi olmasına ve asla ve asla bir hırsızlık ve oy çalma ifadesi de, ibaresi de geçmemesine rağmen; hem Sn. Erdoğan’ın hem de Sn. B. Yıldırım’ın ısrar ve inatla, “Oylar çalındı, bir katakülli oldu” demeleri, izaha muhtaçtır.
Sn. Erdoğan sık sık,” Şikâyetçi şikâyetini ispata mecburdur” der.
Bu doğru bir sözdür. Öyle ya! Madem bir şikâyetin var, öyleyse ispat et, delillerini göster.
AKP’nin, “Şayet bir şeyler olmamış olsa bile, kesinlikle bir şeyler oldu” çıkışıyla meşhur olan sözcüsü, A. İhsan Yavuz bile, “Kesinlikle CHP yaptı diyemeyiz” demesine karşın:
“Oylar çalındı” cümlesi kurulabiliyorsa:
1-Şikâyetçi, şikâyetine konu olan, çalınma belgelerini ispat etmekle mükelleftir.
2-Elimizde kayıtlar var deniliyordu, bu kayıtları henüz göremedik.
3- Sandık kurullarını kim oluşturdu? Bu hatalı oluşumları yapanlar hakkında hangi cezai işlem yapıldı?
4- Kaldı ki 298 sayılı yasa da, böyle bir yolsuzluk ve usulsüzlük yapılmış olsa dahi seçimin iptal olamayacağı ve suçluların cezai işlem görecekleri açıkça belirtilmesine rağmen.
Bu ve bunun gibi onlarca soru yanıtlarını beklemekte.
Şimdi işin özüne gelelim: Eğer bir hırsızlık, çalma olayı varsa ki var deniliyor: Yüklemi “ÇALDILAR” ise, öznesi “KİM”?
Yükleme sorulmaz mı, KİM çaldı/çalmış diye. Yanıtı ne hikmetse yok!..
Böyle bir iddiaya ve isnata kargalar bile gülmekte.
Hukukta varsayımlar, tahminler değil somut, elle tutulur gerekçeler geçerlidir. Kaldı ki iptale gerekçe olan dayanakla hem CHP, hem İYİ Parti, hem de Saadet Partisi kimi ilçelerde seçimlerin iptalini istemelerine karşın aynı YSK oy birliği ile RET etmişlerdir. Ve bu ret, doğru bir karardır.
Bunun kısa ve öz tarifi: “Çifte standarttır.”
Hukuk yara almıştır, YSK’nın hâkimleri şaibe altında kalmışlardır, toplum vicdanı rahatsız olmuştur, içte ve dışta Türk Hukuk sistemine ve Türk yargıçlarına (Liyakatlı ve işini hakkıyla yapanlar hariç) güven sarsılmıştır.
Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler. İnşallah her şey çok güzel olacak.