Öncelikle seçim sonuçları güzel ülkemize, aziz milletimize ve devletimize hayırlı olsun.
Erdoğan, ilk turda Cumhurbaşkanı seçildi. AK Parti’nin oyları düştü ve Meclis aritmetiği, beklenildiği gibi iktidarın aleyhine bozuldu. Yâni Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi diye bir şey yok. Halk, tek başına bir partinin ülkeyi yönetmesini sağlıklı bulmadı ve “koalisyona devam” dedi. İsterseniz koalisyon değil, istişâre de diyebilirsiniz.
Seçimin en büyük sürprizini, şüphesiz MHP yaptı. “Silindi, kendini bitirdi.” derken Cumhur İttifakı ile yerini sağlamlaştırdı. AK Parti’den eksilen oylar, MHP’ye geçti. İlk yapılan yorumlar, AK Parti’nin MHP’ye mahkûm olduğu şeklindeydi.
AK Parti’nin MHP’ye mahkûm olduğu fikrini kabul etmiyorum. Tam tersine MHP, AK Parti’nin paçasına tutunmaya devam etmek zorunda.
Niye mi?
Diyelim ki AK Parti yapmak istediği herhangi bir yasa için MHP’den destek istedi. MHP de şartlı destek verdi. E arkadaş, bir olur, iki olur. Erdoğan gibi bir lider, şöyle Meclis’i gösterip, “Bulunmaz Bursa kumaşı mısın?” demez mi? Niye MHP kilit parti olsun ki? Bence İYİ Parti de CHP de HDP’de kilit parti. Hepimiz, geçmişte şartlar zorlayınca kimlerin kimlerle bir araya geldiğini görmedik mi? Şimdi niye olmasın?
Üstelik, Erdoğan’ı devirmek husûsunda MHP’nin sicili pek temiz değil. MHP’li yazarların yazılarını inceleyin lütfen. Tek bir “AK Parti” ifâdesi yok. AKP aşağı, AKP yukarı... Zorâkî “Erdoğan” dediler. Değişen bir şey yok aslında. Çıkarları gereği, “Tayyip” demediler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim süresince Akşener hakkında herhangi bir kötü söz sarf etmediğini dikkatinize sunmak istiyorum. Daha dün Akşener’e “abla, asena” diyenler, “topuklu” derken Erdoğan, karşısındakinin diğer rakiplerinden farklı olarak bir kadın olduğunu unutmadı. Sizi bilmem ama ben, bunu çok önemsiyorum.
Ayrıca Akşener, sâdece Cumhurbaşkanlığı yarışını kaybetti. Herkes, “2. Genç Parti Vak’ası” beklerken partisini Meclis’e soktu. Yâni şu an Meclis’te kilit partilerden birisi konumunda. MHP işi yokuşa sürdüğünde gözler onun partisine çevrilecek. Belki de MHP hiç yokuşa sürmediği hâlde bu olacak. Akşener’in, Abdullah Gül’ün adaylığına direnerek büyük bir oyunu bozmasının kolay kolay unutulacağını zannetmiyorum.
“Erdoğan, tartışmasız lider” sözüne katılmıyorum. Erdoğan kazandı ama “Oy verin!” diye neredeyse emrettiği partisine istediği oranda oy verilmedi. Demek ki Erdoğan ne derse o olmuyor, tartışılıyor.
Erdoğan’ın kazanması ama AK Part’nin oy kaybetmesine farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Bu memlekette kalbi gerçekten vatan için, devlet için çarpan, yüzdesi az ama sonucu belirleyen bir kitle var. Her ne kadar “Reisçiler” seçimden evvel bu insanları “AK Parti içindeki AKP’liler” diye hâinlikle suçlasalar da onların umûrunda olmadı. Onların kaygıları, çok farklı. Oğulları işe girmiş, kızları işten çıkmış, umûrlarında değil. Onların iki korkusu var. Birincisi, “Kemalist sol” denilen rövanşçılar gelirse ne yapacakları; ikincisi, “din tüccarları” güçlenirse ne yapacakları. AK Parti’ye verdikleri emânet oyları geri çekerek din tüccarlarını frenlediler; Erdoğan’ı başkan yaparak Kemalist solcuları bertaraf ettiler.
Erdoğan’ın seçilmesiyle birlikte AK Parti 300’den fazla vekil çıkarsaydı neler oldurdu bir düşünün. “Havlayın köpekler”, “Baş bir yana leş bir yana”, “Hepiniz tutuklanacaksınız” yazıları yazan dincilerin, kripto manyakların hâlini düşünebiliyor musunuz?
Akşener cephesiyle ilgili çok önemli bir konu var. Şahsen Akşener’i severim ama İYİ Parti hakkındaki tereddütlerimi daha evvel paylaşmıştım. Artık ülkücülük ile ulusalcılığın uyuşmadığını anlamamız lâzım. Bayramda, Akşener’e destek olan yazarlardan birinin “Bayram sabahı vurun uyuyun” yazısını eleştirdiğimi bilmem hatırlıyor musunuz? Böyle milliyetçilik olmaz. Bu, başka bir şey.
İşte bahsettiğim aklı başında kitle, bunları da endişeyle tâkip ediyor.
Bir sürü kazanan kaybeden sıralandı ama Binali Yıldırım’dan bahseden yok. Bal gibi kaybetti. Başbakanlığı sonunda AK Parti oyları geriledi. Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım’a oyu yüzde 49’a çıkmış bir AK Parti teslim etmişti.
Çok renkli bir seçim oldu. Keşki can kaybı da olmasaydı.
Tekrar hayırlı olsun.