Bir tek eleştirisel cümleyi İktidar partisi için kullanamayanların, Muhalefet partileri için adeta pençelerini çıkarıp her saniye tırmalamaları hiç de iç açıcı bir durum değil.
A haber'den salvolar, Erdoğan'a methiyeler, muhalefete hakaretler...
Öncelikle satırlarıma başlamadan önce bu gece A haber de yayınlanan Orhan Sali'nin sunduğu Arka Plan adlı programda katılımcılardan, MURAT GENER'i kabul edilemeyecek bir gaf da bulundu. Murat Gener, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için kullandığı ''Özde değil, Sözde baş komutan'' ifadeleri için şiddetle ve nefretle kınıyorum.
Doğru anladıysam ve eğer bu böyle ise Murat Gener'in haddini aştığını düşünüyorum.
Bu açık ve net bir algı operasyonu ve bu ülkenin kurcusuna açık bir dille hakarettir.
Hey 15'li 15'li siz ne yaptınız öyle!...
Korku Rüzgarı Şiddetli Esiyor...
Yoğun geçen bir günün ardından televizyonun karşısına geçtim ve kanalları dolaşırken bir şeyi fark ettim. yandaş diye bilinen AK Parti'ye yakınlığı ilede bilinen A haber'de yayınlanan Orhan Sali'nin sunduğu programda gördüm ki korku bulutları AK Parti'yi e partilileri ciddi manada sarmış durumda olduğunu yapılan yorumlardan konuşulanlardan gayet net bir şekilde gördüm.
Kendi söylediklerine, kendilerinin bile inanmadığı bir ortamda bulunmaları izledikçe hayretler içerisinde kaldım. 15 vekili transfer etti diye yerden yere vurdukları, diktatör diye adlandırdıkları, tek adam diye nitelendirdikleri Kılıçdaroğlu'na yapılan hakaretler bir televizyon kanalına da programcısına da konularına da hiç mi hiç yakışmadı.
Sanırım arkadaşlar yıllardır dikta'nın asıl nerede olduğunu unutmuş ve görememişler.
Ahaber'de sunulan programda şu şekilde bir yazı ekranlara konuldu; ''CHP KENDİ İÇİNDE BÖLÜNÜYOR MU?'' ya yapmayın, Allah aşkına, şuan bu kadar ciddi bir şekilde sesiniz çıkıyor ve saldırılarınızla muhalefeti yerden yere vuruyorsanız, bunun tek bir gerekçesi var muhalefet doğru bir hamle yaptı.
Bu gayet net görülebiliyor...
Geçtiğimiz bir kaç gün öylesine hareketli geçti ki; ne haberciler, ne yazarlar, nede yorumcular söz konusu gündemi takip etmekte zorlandılar desem yerinde bir tespit olur diye düşünüyorum.
Herkesin yakından takip ettiği ve gündemin en önemli olaylarından birisi 15 vekilin İYİ Partiye geçmesi oldu.
Peki nedir bu olayın arkasında yatan asıl sebep...
İYİ Parti’nin seçime katılıp katılamayacağına ilişkin tartışmalar sürerken 22 Nisan'da CHP’den 15 milletvekili İYİ Parti’ye katıldı.
Böylece İYİ Parti Meclis’te grup kurma sayısına ulaşması sağlandı. Yaşanan bu garip olay sonrasında; YSK'nın yaptığı açıklamada İYİ Parti seçime katılacak açıklaması gereksiz kaldı.
YSK'nın bu zamansız ve geç kalmış kararına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tepki gösterdi.
A haber her zaman olduğu gibi yandaş olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın propagandasını yaparak bir kez daha kanıtladı.
Bu ulusal yayını anlayabilmiş değilim sadece bir kaç kişiyi ekranlarda insanların önüne ısıtıp ısıtıp koyuyorlar. Hele birde bu ulusal kanallarda haber kanallarımız var ki köşe yazılarından bahsetmeye başladıklarında hiç bir zaman yerel yazarlara veya yerel yazarların yazılarına değinmiyor isimlerini bile dile getirmiyorlar.
Ya her gün hep aynı isimlerin yazıları gündeme taşınır mı?
Bu ne kadar etiktir.
Bana göre bu tamamen ulusal yandaşlığıdır.
Yandaşlık ülkemizde almış başını gidiyor. Gitmesine de bu kadar mide bulandıracak kadar olmamalı diye düşünüyorum. Sabah açıyoruz ekranları herkes bir yana çekiyor...
Herkes birilerini savunuyor.
Bizler haberciyiz, Habercilik mesleği tarafsızlık gerektirir. Gerektirmesine de yapacak bir şeyde yok aslında; Balık baştan kokuyor. Ne demişti başımızda ki; Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Taraf olmayan bertaraf olur'' işte tamda söylemek istediğim bu!... Buradan anlayacağımız ve çıkaracağımız tek ders ve tek cümle ile özetlemek gerekir ise, BALIK BAŞTAN KOKAR.
Yani demem o ki artık tarafsız, İlkeli, haberler, yayınlar görmek istiyoruz.