Karıştırmak bir fiildir, eylemdir, iş bildirir. Bu, Dilbilgisi tarifi. Siyasi anlamı da ortalığı bulandırmak, gündemi değiştirmek, ilgi ve dikkati başka yöne çevirip, hata ve kusurları unutturmaktır.
Uzun bir yolculuğa çıkan sosyolog, bindiği kompartımanda ayakları arasında çuvalla bir çiftçinin oturduğunu görür.
Kısa bir tanışmadan sonra, sessizlik başlar.
Sosyoloğun dikkatini çiftçinin, yaklaşık 15-20 dakikada bir çuvalı salladığını, böylece içindekileri karıştırdığını görür.
Bu ilgisini çektiği kadar, meraklanmasına da neden olur.
Epeyce yol gittikten sonra, sosyolog merakına yenik düşer ve çiftçiye:
-Neden o çuvalı arada bir sallayıp karıştırıyorsun?
Çiftçi sözü alır:
- Bey efendi ben çiftçiyim, bunların içinde de tarlamdan topladığım farelerle, sıçanlar var.
Sosyolog:
- Ne yapacaksın o kadar fare ve sıçanı ve nereye götürüyorsun?
Çiftçi:
- Efendim bunları, şehirdeki tıp fakültesine satıyorum.
Sosyolog:
- Eeee! Onlar ne yapıyor bu canlıları?
Çiftçi:
- Onlar bunların üzerinde deney yapıyorlarmış.
Sosyolog:
-Bayağı para kazanıyorsun öyleyse!
Çiftçi:
-Evet hem tarlam bu zararlılardan kurtuluyor hem de kazanıyorum.
Sosyolog:
- İyi güzel de neden arada bir karıştırıyorsun çuvalı.
Çiftçi:
-Efendim bunlar akıllı canlılar. Eğer arada bir karıştırmasam, kendilerine gelirler, düşünürler, iş birliği yaparlar ve çuvalı kemirerek dışarı çıkıp kaçarlar.
Sosyolog:
-Karıştırınca ne oluyor?
Çiftçi, şu manidar yanıtı verir:
-Karıştırınca birbirlerini düşman sanıp, birbirleriyle uğraşıyorlar. Yani sizin anlayacağınız; düşünüp, ortak akıl yürütmeden, iş birliği yapmaktan uzak kalıyorlar, kurtulmak yerine savunma konumuna geçiyorlar.
Sevgili okurlarım! Olayları iyi okuyun, etrafınıza bir bakın. Türkiye’nin öncelikli o kadar sorunu varken, sabit gelirlilerle emekliler “geçinemiyoruz açız aç!” diye meydanlarda iken, bizler nelerle uğraşıyoruz/ uğraştırıyorlar, ülke gündemini nasıl saptırıyorlar?
Oysa vakit, beraberlik ve iş birliği vakti değil mi?
Eğitimci-Yazar