En büyük terörist Amerika. En büyük emperyalist Amerika, ülkemde huzur isteyenler Amerika’yla ilişkileri gözden geçirmeli. İncirlik Hava Üssü, Kürecik gibi bütün yerler derhal kapatılmalıdır. Ülkemde terörün en büyük destekçisi Amerika’dır. Amerika’nın çekiç gücüne müsaade etmeseydiniz, Kuzey Irak bölgesel yönetimi olmayacaktı. İlişkiler gözden geçirilmez, stratejik ortaklık safsatası ve aldatmacası ile devam ederse, Allah korusun, BOP’un Türkiye ayağının gerçekleşmesi yakındır. Irak’ın kuzeyinde çekiç güç marifetiyle Türkiye eliyle nasıl bir Kürt devletinin oluşumu gerçekleştirildiyse, Suriye’de de ikinci bir Kürt devleti yine Türkiye eliyle kurdurulmuş olacaktır. Seçimlerden sonra ABD’ye giden Erdoğan’ın mültecilerin gönderilmeyeceğini söylemesi, bu mültecilerin emperyal ABD ile bir anlaşma sonucu olduğunu ortaya koymaktadır. Millet ise ensar-muhacir dedikleri Arapça yerli-göçmen kelimelerine kutsiyet yüklenerek, milletin dini duyguları istismar edilmek suretiyle tepkiler asgariye indirilmiştir. Adım adım ülkenin bölünmesine, ülkeyi bir federal yapıya götürmenin taşları döşenmektedir. Erdoğan’ın “Çeşitlendirilmiş Millet Anayasası” sözü federasyona gidişin bir işaretidir.
Amerika ile yapılan tüm anlaşmalar, sözleşmeler gözden geçirilmelidir. Türkiye’de Amerika’nın varlığına son verilmelidir. PYD, YPG adına Amerika ile yapılacak her görüşme, Suriye’de kurulmak istenen bir Kürt devletine giden yola bir adım daha yaklaşma olacaktır. Seçim boyunca milleti illet-zillet diye bölen, muhalefeti PKK ile ittifak içindeymiş gibi iftira eden iktidar, bugün PKK’nın kolu PYD ve YPG’nin destekçisi, resmi temsilcisi ABD ile masaya oturmuş olup, bunu milletten gizlemektedir. Uluslararası ilişkilerde terör örgütü ile veya terör örgütü adına biri ile görüşmek, terör örgütünü tanımak anlamı taşır. Terör örgütü veya onun adına biriyle masaya oturup, sonra da bu terör örgütü demek inandırıcı olmaz. Hiçbir devlet, terör örgütü ile silah bırakmadan masaya oturmaz, müzakere yapmaz. Devlet gereğini yapar. Gereği, terör örgütü ile müzakere değil, mücadeledir. Sen müzakere edip başkasından mücadele bekleyemezsin.
Ülkemizde 20 milyona yakın mülteci yetmiyor gibi, geçen haftalarda ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’yi ziyaret etmiş, bu ziyaretin konusu ise Filistin’den getirilecek mülteciler olmuştur. Ülkemizin demografik yapısı değiştirilerek, çıkarılan ikiz yasalar ile ülkede birkaç halktan oluşan bir federasyon planlanmaktadır. Türkiye’de çarpık kentleşme, imar afları nasıl şehirlerde varoşları meydana getirdi, kentsel dönüşümü mecbur hale getirdiyse, bugün de yanlış göç politikası, Türkiye’nin demografik yapısını değiştirecektir. İçerde çözemediğiniz “sizin tabirinizle Kürt sorunu”, bitiremediğiniz PKK’ya bir de Arap sorunu eklemiş oluyorsunuz. Yanlış dış politikanın sonucu, Türkiye’yi Amerika ile karşı karşıya getirmiş olup, Rusya’nın kucağına itmiştir. Bu yanlış Suriye politikasından, Esad düşmanlığından vazgeçip, PKK ve Suriye sorunu, bölge ülkeleri olan Suriye, İran ve Irak ile çözmezseniz, dünyanın öbür ucundan Amerika’nın gelip müdahil olması kaçınılmaz olur. Amerika bizim stratejik ortağımız hiç olmamıştır, olmayacaktır. Amerika’ya taviz, tavizi getirecektir. Bunun birçok örnekleri mevcuttur.
Onun için Amerika’nın emperyalist bir devlet olduğu hiç bir zaman unutulmamalı, yapılacak görüşmelerde bir emperyalist, terör üreticisi ve terör destekçisi bir devletle masaya oturulduğu akıldan çıkarılmamalıdır. "it ile çuvala girilmez" ata sözü kulağımıza küpe olmalıdır.