Son dönemde, Meral Akşener’in devletin üst kademelerinde bir görev alacağına dair basın yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında çeşitli haberler yer almaya başladı. Moskova’da bulunduğum bir gezi sırasında, bu yazıya “Demir Leydi” başlığını koymayı uygun gördüm.
Gelelim asıl konumuza.
Öncelikle belirtmeliyim ki şu an Meral Akşener ile mahkemelik bir durumum var. Ancak bu durum, haber yapmama veya düşüncelerimi ifade etmeme bir engel teşkil etmiyor.
Meral Akşener’i uzun yıllardır tanırım. Partinin kuruluş döneminde oldukça yakın bir ilişki içerisindeydik ve ailelerimizle görüşürdük. Ancak zaman içinde, haklı ya da haksız sebepler, beklentiler ve çeşitli nedenlerden dolayı yollarımız ayrıldı.
Yine de beni tanıyanlar bilir ki asla kimseye kin beslemem; hakkı teslim etmekten de geri durmam.
Sayın Meral Akşener’e, benim de aralarında olduğum birçok kişi haksızlık yapmış olabilir. Bu durumu fark etmemi sağlayan ise yakın bir dostumun soruları oldu. Şöyle dedi:
“Abi, diyorsun ki AKP’ye geçen milletvekillerini Sayın Akşener gönderdi. Peki, CHP’ye geçen beş milletvekilini kim gönderdi? Ayrıca, şu an partiden ayrılıp bağımsız olarak görev yapan altı kişi daha var. Onları neden durdurmadı? Eğer her şey Sayın Akşener’in kontrolündeyse, bu durumları nasıl açıklıyorsun? Milletvekili olanların referanslarını iyi araştır. Kimlerin desteğiyle o konumlara geldiklerini öğrenirsen, fikrin değişebilir. Diğerlerinin bağımsız olmasını da mı Akşener sağladı?”
Bu sorular, olaylara daha geniş bir açıdan bakmamı sağladı. Dostum, “Önyargılı davranma abi,” dedi. Onun bu uyarısıyla biraz araştırma yaptım ve gerçekten haklı olduğunu gördüm. Bu deneyim, sağlam delillerle verilen kararların her zaman en doğru yargıya ulaştırdığını bir kez daha gösterdi.
Vallahi biraz araştırdıktan sonra çok haklı olduğunu gördüm bu sevdiğim kardeşimin tespitlerinde doğruluk payı çok.
O yüzden “en değerli yargı doğru delillerle hareket edendir” boşuna denmemiştir.
Basında çıkan bu haberler üzerine, bu süreci değerlendirme gereği hissettim. Türk siyasetinde kadın liderlere baktığımızda, Tansu Çiller ve Meral Akşener dışında çok fazla öne çıkan bir isim görmüyoruz. Tansu Çiller, başbakanlık yapmış olmasına rağmen, kırk yaş altı kuşak tarafından pek hatırlanmıyor. Meral Akşener ise hem eski neslin hem de yeni neslin tanıdığı bir isim olarak dikkat çekiyor. Kısa süren bakanlık dönemine rağmen, askeri vesayetin baskın olduğu bir dönemde görev yaparak adını duyurdu. Daha sonra, Meclis Başkan Vekilliği sırasında kürsüdeki hakimiyetiyle güçlü bir lider figürü olarak kamuoyunda “Tomris Hatun” benzetmesiyle anılmaya başladı.
MHP’den ayrılışı ve sonrasında yaşanan süreç hepimizin malumu. Bu olaylar, yeni bir partinin kurulmasına yol açtı ve Akşener, bu partinin lideri oldu. İlk seçimde, yüzde 10’luk barajı aşarak meclise girmeyi başardı. O günden bu yana, Akşener’in siyasi tercihleri ve yönetim tarzına dair eleştirdiğim birçok nokta var. Ancak bunlar ayrı bir konu. Çünkü siyasi liderlerin tercihleri, aldıkları sorumluluklarla bağlantılıdır. Bu tercihler bazen partilerinden ayrılmalarına kadar varabilir. Nitekim Akşener de bu sürecin sonunda partisinin liderliğinden ayrıldı.
Ancak, Meral Akşener’in siyaseti tamamen noktalayacağına inanmadığımı belirtmek isterim. Onu tanıyan biri olarak, Türk siyasetine damga vuracak bir görev yapmadan siyaseti bırakmayacağını düşünüyorum. Liderlik tarzı ve mizacı da buna müsait değil.
Burada bir ayrım yapmak gerekiyor. Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş gibi Ak Parti’ye katılacağına kesinlikle inanmıyorum. Ancak Akşener’in, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı, önemli bir bakanlık ya da yeniden hayata geçirileceği konuşulan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği gibi bir görevi üstlenerek siyasi kariyerine devam edebileceğini düşünüyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ın parlamenter sisteme geçiş için çalışmalar yaptığı biliniyor ve bu süreçte Akşener ismi önemli bir rol oynayabilir. Süleyman Soylu’nun bakanlık yaptığı bir yerde, Meral Akşener’in böyle bir görevi hakkıyla yapabileceği kanaatindeyim.
Bu tür kararların zamanla netleşeceğini hep birlikte göreceğiz. Devlet tecrübesine sahip isimlerin farklı yapılarda görev alması yadırganacak bir durum değil. Türk milliyetçilerini ve onların devlet yönetimindeki hassasiyetlerini anlayan bir temsilcinin bulunması, siyasi tercihlerden bağımsız olarak önemlidir. Meral Akşener’in sevenleri ve ona güvenenlerin sayısı da azımsanamayacak kadar fazladır.
Şimdilik değerlendirmelerim bu şekilde. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler.
Sağlıcakla kalın.