Milliyetçilik, devlet ve milleti koruma ideolojisidir. Milli devlet, milliyetçilikle yaşar. Milliyetçiliğin tasfiyesi aynı zamanda milli devletin tasfiyesidir. Bugün kendine Osmanlıcı diyenlerin anlayamadığı şudur: Milli Devlete giden yolu Tanzimat fermanı açmıştır. İlk laik okul ve mahkemeleri Osmanlı kurmuş, cumhuriyet kadroları son noktayı koymuştur.
Dolayısıyla milli devletin tasfiyesi aslında bir Osmanlı projesinin tasfiyesidir ve aslında kabileciliğe dönüştür. Bugün küreselleşme dediğimiz proje de hedefine devletleri parçalayıp küçülterek varmaya çalışmakta, toplumları daha büyük, millet üstü bir birliğe değil, parçalayarak milletler üstü tanzim edici bir güce bağlamak istemektedir.
Büyük Ortadoğu Projesi bunun Türk-İslam dünyasına dönük ayaklarından biridir. İsrail ve ABD menfaatlerine uymayan ülkeler parçalanarak küçültülmüştür. CB Erdoğan tam 36 defa BOP eş başkanı olduğunu söylemiştir. Erdoğan bu yönüyle, yabancı bir projede yer alan ilk Türk siyasetçisidir. Bunu açıkça dillendirmesine rağmen tepki yerine alkış almıştır. Bu bizde muhafazakarların millilik vasfını ne kadar kaybettiklerinin işaretidir. Millilikle BOP yöneticiliğinin bir araya gelemeyeceği bir vakıadır.
Son gelişmeleri BOP üzerinde okumadıkça doğru sonuçlara ulaşmak mümkün değil. Trump, iki de bir Erdoğan’ı övüyor. Bunu bir muhalefet liderine yapsa muhtemelen hain ilan edilir,İşbirlikçi olarak etiketlenirdi. Değer yargılarını kaybeden toplumlar günü birlik siyasi gelişmelere göre düşünürler.Yönlerini mensup olduğu siyaset veya liderler tayin eder. Bugün adım adım yürüyen bu projeye yeterli engelleyici bir tepki gelmiyorsa, nedeni değerler yerine siyasi mensubiyete göre pozisyon almaktır. Ülke ve millet çıkarlarının yanında olmanın yerini partimin liderimin yanında olmak almıştır.
Öcalan ile görüşmeler, Ağzı kulaklarına varan DEM Milletvekillerinin tavır ve sözlerine bakıldığında barış adı altında, milli devletin hedef alındığı görülüyor. AKP ve DEM parti milli devlet karşıtlığında buluşuyorlar.
Öcalan’ın İmralı Tutanaklarında “ulus devlet diktatörlüktür” diye beyanları var. Şimdi iki dilli eğitim, Türkiyelilik, çoğulcu anayasa söylemleri ile doğrudan milli devlet hedef alınıyor. Anahtarı açma, milliyetçilerin direncini kırma görevi Bahçeli’ye verilmiş. Bahçeli’nin genel başkanlığı dönemi dikkatle incelendiğinde, ikiz ihanet sözleşmelerinin BM’de imzalamasına onay vermesi, Apo’nun idamının askıya alınmasına destek olması, başbakan olmayı reddetmesi, iki defa Türkiyeyi erken seçime götürerek AKP’nin önünü açması birlikte değerlendirildiğinde hiç bir zaman milliyetçi bir siyaset izlemediği görülecektir. Bu sebeple partisi de kendisi de bu politika ile milliyetçiliği temsil edemez, bu kabileleşme politikasını millete kabul ettiremez! Milliyetçilere düşen lider veya parti endeksli düşünme değil, milliyetçilik endeksli düşünme olmalıdır. Ülkeyi kabileleştirecek, milli kimliği yok edecek, şehitlerimizin aziz hatıralarını incitecek bu yıkım projesine karşı olmak milli bir vecibedir.
Milliyetçiler!
Susmayıp milli direniş ve refleks gösteren yapı ve kişiler, sözde milliyetçiliği temsil edenler tarafından tehdit edilmektedir. Biz her şeye rağmen milli devlet ülkümüzden vazgeçemeyiz. Bu bağlamda milli direniş öncüleri bu korkak çetleşmiş arkasına aldıkları güçlerle, emperyalistler için alan temizliği yapmaya kalksalar da bizleri kimse yıldırıp susturamayacaktır.