TDK Sözlüğünde Devlet şöyle tanımlanıyor: ”Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasi bakımdan teşkilatlanmış millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık: Türkiye Devleti.”
Bir başka tanım:
"Egemenlik gücüyle donatılmış, belli bir toprak parçası üzerinde yerleşik bir millet birliği"
Bir tanım daha:
“Sınırları belirlenmiş bir toprak parçası üzerinde yaşayan insanlardan oluşan bir toplumu düzen içerisinde yönetmek amacıyla, kurallar ve yasalar koyma erkine sahip kurumlar aracılığıyla otorite kullanan siyasal bir örgüt.”
Dünya üzerinde kabul gören bu üç devlet tanımından anlaşılacağı üzere bir devletin gerçekten devlet olabilmesi için üç unsurun olması gerekiyor: 1- İnsan yani Millet. 2- Toprak yani Ülke. 3- Egemenlik yani Devlet gücü.
Bu konuyu durup dururken ele almadık tabii. İktidardaki Cumhur İttifakı’nın baş destekçilerinden bir HUDAPAR’la muhalefetteki DEM’lilerin, devletimizin temelini oluşturan ve geleceğimizin garantisi olarak orada duran Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk dört maddesi ile ilgili sıkıntıları belli. Onların niyetlerini ve hatta açık açık söylediklerini tekrar etmeye gerek yok. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olan ve üstelik Prof. Etiketini taşıyan Numan Kurtulmuş 10 Ekim 2024 günü hem de Gazi Üniversitesi’nin Akademik Yılı Açılışı sırasında yaptığı konuşmada şu cümleyi kurdu: "Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir"
Peki Anayasamızın 3. Maddesinde yer alan bu ifadenin aslı nedir?
"Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.”
Yukarıda kabul gören üç devlet tanımını ve bir devletin olmazsa olmaz üç unsurunu sıralamıştık. O tanımlara ve olmazsa olmaz kabul edilen üç unsura göre bir devletin toprağı da milleti de olmak zorunda. Numan Bey büyük bir kafa karışıklığına sebep olacak şekilde “Tanım milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü şeklinde ifade edilmelidir” diyor. Hani “Ha Arap Hasan ha Kara Hasan” diyenler de olabilir ama öyle değil. Bu tür çıkıntılar Türk Milleti yerine “Türkiye halkı” diyenlere/denilmesini isteyenlere koz verecek tehlikeli bir yola girilmesini sağlayacak, ortalığı iyice bulandıracaktır.
Arkadaşlarla bu konuyu konuşurken ortaya, “Ülkesi olmayan devlet var mıdır” diye bir soru atmıştım. Bir arkadaşım, “Var” diyerek sıralamaya başladı: “Irak’ın kuzeyindeki Barzani yönetiminin ülkesi yok, çünkü Irak Devleti’nin bütünlüğü içinde yer alıyor. Rusya sınırları içinde bulunan bölgesel yönetimlerin çoğunun da ülkesi yok; onlar da Rusya’nın bütünlüğü içinde bulunuyorlar” dedi. Verilen örneklerin gerçekten de devlet olma özellikleri yoktu. Kısacası bu örnekler, bir devletin olmazsa olmaz üç unsurundan ikisine yani kendi tasarruflarında olan bir ülkeye ve egemenliğe sahip değiller. Tek başına insan unsurunun olması ise dünyada pek çok örneği görüleceği gibi devlet olmaya yetmiyor.
Durduk yere ortaya böyle laflar atanlar tepkiler gelince tevil yoluna giderek genel olarak “Yanlış anlaşıldım, algı oluşturuluyor” gibi bir şeyler söylüyorlar. Numan Bey de aynı yolu seçti. Ancak sorumluluk mevkiinde olanlar ve hele de profesörlük titri taşıyanlar bin düşünüp bir söylemek zorundadırlar.
Bizler Türk Milleti’nin birer ferdi olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarıyız. Sayın Kurtulmuş da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşı. Türk Milleti’nin mensubuyuz ama devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti. Devletimizin milletine mensup olmazsak Allah korusun Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimden ve Rusya sınırları içinde bulunan topluluklardan farkımız olmaz. Devlet, ülke ve millet ayrılmaz, ayrılamaz, bölünmez, bölünemez bir üçlüdür. Bu böyle biline. O halde bir daha tekrar edelim:
"Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.”
Ne Mutlu Türküm Diyene!