Ufak Tefek Cinâyetler diye bir dizi var. Bir sitede geçiyor. Dizinin kötüsü Merve; iyisi Oya. Bir de Pelin var. Merve’nin nedîmesi. İlk sezonda çevrilmedik dolap kalmadı.

Uzun yıllar dizi ve sinema eleştirileri yazdım. Dizilerin hayâtımıza etkisini, yeterince gözlemledim. Diziler mi entrikayı körüklüyor yoksa hayat entrikadan mı ibâret, bilemedim.

Şehrin bütün yükünü, yorgunluğunu atmak, bir nev’i arınmak ve emeklilikte huzûra kavuşmak için İzmit’in şirin mi şirin bir köyüne, müstakil evlerden oluşan bir siteye yerleştim.

Taşındığımda hemen kapıma bir hanım dayandı. Hemen derken abartmıyorum. Eşyâlar ortadayken. “Ablacım, kusura bakma gelemedim.” diye özürler dileyip birşeyler öğrendi gitti. “Kızım manyak mısın? Yeni geldim, niye özür diliyorsun?” demedim. Belli ki meraktan yerinde duramamış. Nitekim sonradan herkesin her şeyini bilme ve diğer komşuları bilgilendirme merâkı ortaya çıktı. “Ben, her şeyinizden haberdârım.” havasını basıyor. Bilgiden anladığı bu. Bu bilginin bize, vatana, millete, Balkanlara, Türkî Cumhuriyetlere ne faydası var?

Bu lüzûmsuz bilgileri anlattığı birgün, “Bu kadar şeyi nereden biliyorsun?” diye hayran hayran soran bir başka komşuya, “Çok basit. Mikser gibi dolaşıyor.” demedim. Şaşkın şaşkın baktım.

Bir akşam bu hanımın bahçesine çağrıldık. Çaylar, kahveler falan derken bahçelerin metrekareleri, en büyük bahçe kimin muhabbeti başladı. Şaşkınlığımı belli etmeden konuştum. Benim bahçemden kime ne veya başkasının bahçesinden bana ne!

Böyle birkaç karşılaşmadan sonra ne kadar tevâzuya çeksem de karşımdaki hanım, yönetilmeyecek bir komşu olduğumu çaktı ve “Burası benden sorulur” oyunu başladı. Etki alanındakiler, yâni Pelinler, hizâya girdiler.

“Bu kadına dikkat et!” diyen iç sesimi, “Fesatsın fesat! Kötü tecrübelerin tesîrinden kurtulamıyorsun.” diye bir süre susturdum. Yanılmış olayım isterken, okul kayıtları sırasında tanıştığm bir eğitimci, bizim siteden ev almak istediğini, hattâ evi beğendiğini ama vazgeçtiğini söyledi. Beğendiği ev, mezkûr hanımın evinin yanındaki ev çıkmasın mı?

“Neden vazgeçtiniz?” diye sordum.

“Yan taraftakiler, burası bizden sorulur havasınaydılar. Sorun çıkardı.”

Bir yazar arkadaşıma, “Ben mi yanılıyorum, kadınlar Merve’yi taklit mi ediyorlar?” diye sorunca, “Sen ne diyorsun? Sosyal medyada, en çok Merve’nin fanları var. Kadınlar bayılıyor.” dedi.

Site toplantısında sevgili Mervemizin hakkı olan bâzı şeylerin benim hakkım olmadığını da öğrendim. İtiraz edince, sınıf atlayanlardan “high society” dersi aldım.

Maalesef erkekler, entrika konusunda çok savunmasızlar. Entrika kurbanı olurken, “Biz hanımların işine karışmayız.” diyebiliyorlar.

Hikâye, uzun ve sevimsiz. Başınızı ağrıtmayayım.

Protesto ettim. Güç gösterisine, insan ayrımına devâm ederlerse ne gibi protestolar yapacağımı da ilâve ettim. Yaptım da. Tahakküm etmem ama kendimi geri çekerim. Hakkımı da söke söke alırım. Varsın “uyumsuz” desinler. Benim için mühim olan, başkasının hukûkunu çiğnememektir.

Her ilişki, tahammül ister. Fakat tahakküm başlarsa çekilmez olur. Bu çirkin oyuna ortak olan veya tepki vermeyen komşulara, “Komşuluk bitti!” dedim. Çünkü, “mâdem öyle” deyip ben de oyuna girersem temiz kalacağımın garantisi yoktur. “Canavarlarla savaşan, canavarlaşır“ diyordu, dizideki anlatıcı. Nitekim sitedeki entrikalara dâhil olmak, Doktor Oya’ya yakışmamıştı.

En iyi çözüm, oynamamaktır. Oynamayınca oyun bozulur.

Ankara’da böyle bir sitede tadına doyamadığım bir komşuluk ettiğim ve Merve ötesi bir canavara karşı kader arkadaşlığı yaptığım akademisyen büyüğüme, konuyu telefonda anlatınca, “Kazandım zannetme. Böyleleri durmaz. Kafasını gömer, sen arkanı döndüğünde çıkarır. Şu anda arkandan gülüyordur.” dedi. Vahim olan şu ki fakültelerde de aynı tipler varmış.

Bu uyarının üzerine, internette dolaşırken mezkûr dizinin yeni dönem fragmanını görmeyim mi? Oya, şöyle diyor:

“Herşey bitti derken, meğer daha yeni başlıyormuşuz.”

İnanın tırstım.

...

Sevgili hanımlar!

Taklit etmekten geri duramıyorsanız, Allahaşkına entrika dizisi seyretmeyin!

Yok illâki seyredip taklit edecekseniz Oya’yı taklit edin.

Merve’de bir numara yok.

Tek başına, kocaman bir hiç.

Çok başına da bir hiç ama çevreyi kirletiyor.