Rahmetli S. Demirel, “Tencerenin yıkmadığı iktidar olmaz” demişti. Bu tespitin altına gözüm kapalı imzamı atıyorum.
Tencere neden iktidarları yıkar? Temel soru budur.
Tencerenin kaynamadığı mutfaklarda baş sorun maddi olanaksızlıklardır. Yani parasızlık.
Parasızlığın nedeni ise İŞSİZLİK ve para kazanılamayan bir ortamdır. Ya esnaf olacaksın, ya memur, ya bürokrat, ya da amele veya işçi.
İşsizliği önlemenin yolu; yatırım. üretme ve uluslararası markalar yaratmakla olur.
Bizde yatırım var mı? Hukukun siyasallaştığı, yasaların işlemediği, adaletin aksadığı, bir tek kişiye KHK ile tüm yetkilerin verildiği bir ülkeye; hangi aklı başında iş insanı yatırım yapar?
Ülker dahil pek çok firma bile yurt dışına çıkma derdinde iken.(Basından)
Uluslararası marka yaratabiliyor muyuz?
TÜBİTAK destekli ORGANİK HOŞAF ile ŞIH ve CEMAAT tavsiyeli DEVE SİDİĞİNİN konuşulduğu bir ülkede böyle bir bilimsellikten bahsetmek olası mı?
Böyle bir bilimin (!) konuşulduğu ülkede, küresel akıldan bahsetmek akılla bağdaşır mı?
Türkiye küresel akılda yer alıyor mu, alıyorsa yeri neresidir?
Küresel akıl: bilim, teknoloji, hukuk, adalet, eşitlik, her alanda millete hesap verebilirlik, şeffaflık, özgür düşünme ister.
Bizde bunların hangisi var? 128 milyar Dolar nerede? Sorusuna bile devlet sırrı, 750 milyon Dolar nerede sorusuna ticari sır, Çiftlik-Bank duruşmasına bile gizlilik kararının alındığı bir Türkiye var.
Böyle bir Türkiye içte ve dışta güven verir mi? Siz iş adamı olsanız güven ve huzurla yatırım yapar, üretir misiniz?
Krizler önemlidir. Ama asıl önemli olan; krizleri akıllıca yönetmek ve lehe çevirmektir.
Biz krizleri yönetebiliyor muyuz?
Şu ana kadar, “O kadın” ve “Bay Kemal” söylemleriyle, yönettiğimiz söylenemez. Yönetse idik döviz, altın, faiz, enflasyon, pahalılık patlamaz, Türk insanı işsizliğin zalim dişleri arasında inim inim inlemezdi.
Öyleyse ne yapmalıyız?
Evvela bir birimizi dışlamaktan, iftira ve çamur atmaktan uzaklaşacağız. “Benim başörtülü bacım” gibi ucuz ve sığ söylemlerden uzaklaşacağız.
Bir birimizi kucaklayacağız, sevgi ve saygı ile bir birimizi yücelteceğiz. İslam’ı Kuran’da ki gibi yaşayacağız.
Kamu gücünü şahsımız için kullanmayacağız. Halkın sandıkta belirlenen iradesine saygılı olacağız.
Hukuku siyasetten uzak tutup, adaleti yeniden tesis edeceğiz. Hukuka güveni sağlayacağız: CB Sözcüsü İbrahim Kalın'a göre yargıya olan güven yüzde 38'e düştü, A. Davutoğlu'na göre yüzde 25'e, Metin Feyzioğlu'na göre yüzde 20'ye.
Tüm yurttaşlar mal ve can güvenliğinden emin olacak. Yönetenler hesap verecek, şeffaf olacaklar ki; yatırım yapılsın, dış sermaye gelsin.
Ve üretim olsun. İşsizlik bitsin, tencereler tencere gibi kaynasın. Bebekler aç yatağa girmesin.
Anne ve babalar bayramlarda çocuklarına giysi alamamanın ve bayram harçlığı verememenin ezikliğinden kurtulsun.
İnsana rağmen hiçbir şey yapılamaz. Önemli olan DEMOKRASİ!..
Esen kalınız.