(ABD'li katilleredir sözlerim!)
Anadolu’da bir hikâye anlatılır:
Koyunun biri dereyi atlarken kuyruğu kalkınca Keçi gülmeye başlamış.
Bu gülmeyi anlamlandıramayan Koyun, “Neden gülüyorsun?” diye sormuş.
Keçi, “Dereden atlarken kuyruğun kalkınca arkan göründü, onun için gülüyorum.” Diye cevap vermiş.
Bunu duyan Koyun Keçiye şu gerçeği hatırlatmış:
“Yahu Senin kuyruğun havada ve arkan hep açık geziyorsun.”
Tarihi katliamlarla ve soykırımlarla dolu olan ABD Başkanı Joe Biden’in, 24 Nisan 1915 olayları için mazisi tertemiz Türk milleti için "Soykırım" ifadesini kullandığını duyunca bu hadise aklıma geldi.
Keçi gibi arkası daima açık gezen, tarihi soykırım ve katliamlarla ağzına kadar dolu olan ABD’nin, tarihinde hiçbir katliam ve soykırım olmayan ve tertemiz bir maziye sahip Türk milletini “Soykırımcı” olarak suçlaması gerçekten çok cahilce ve komik olmuş.
Kuyruğu hep havada olan ve arkası açık gezen dedelerinin katliamını görmeyen Biden’in açıklaması aynen şöyle:
“Her yıl bugün, Osmanlı döneminde Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybeden hayatları hatırlıyoruz. Böylesi bir mezalimin bir daha yaşanmaması için kendimize taahhütte bulunuyoruz. 24 Nisan 1915'ten itibaren Konstantinopolis'teki Ermeni aydınlarının ve cemaat liderlerinin Osmanlı yetkilileri tarafından tutuklanmasıyla, bir buçuk milyon Ermeni sınır dışı edildi, katledildi veya bir yok etme kampanyasıyla ölüme yürüdü. Bu açıklamayı suçlamak için olanların asla tekrarlanmaması için yapıyoruz. Amerikan halkı 106 yıl önce bugün başlayan soykırımda hayatını kaybeden tüm Ermenileri saygıyla anıyor.”
Böyle ahlaksız bir yalanı söyleyen ilk Başkan Biden değil. 1981 yılında ABD’nin başkanı olan kovboy Ronald Reagan'da aynı nakaratı tekrarlamış ve “Soykırım” ifadesini kullanmıştı.
40 yıl sonra tek dayanağı siyasi popülizm olan Biden’in bunu tekrarlaması ABD tarihine de kara bir leke olarak geçen siyasi bir açıklamadır ve tarihi hiçbir gerçekliği yoktur.
Türk tarihi beş bin yıla dayanan şerefli bir maziye sahiptir. Bu şanlı maziyi inceleyen hiçbir tarihçi Türklerin tarihi için katliam ve soykırım gibi kavramları kullanmamıştır.
Popülist politik hesaplar uğruna tarihi çarpıtarak gerçekleri alt üst etmeye çalışan ABD Başkanı Biden’in açıklaması müfrit Ermenilerce kurgulanan asılsız iddiaların ötesine asla geçemeyen boş iddialardır.
1995'te yayımlanan, "Ölüm ve Sürgün - Osmanlı Müslümanlarının Etnik Temizliği, 1821-1922" kitabının yazarı ABD'li tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy “Soykırım” denen bu iddiaların boş olduğunu ve soykırım soytarılığının arkasındaki gayeyi yaptığı bir açıklamada şöyle özetlemiştir:
“1915 olaylarına ilişkin Osmanlı'nın Ermenileri yok etmeye çalıştığına yönelik hiçbir tarihsel kanıt yoktur. Bu dönemde Doğu Anadolu, Kilikya ve Trans Kafkasya'da muazzam bir Türk ve Kürt nüfusu öldü. Ölen Türklerin sayısının 3 milyonu aştığını ve ölen Ermeni sayısının yaklaşık 600 bin civarında olduğunu görüyoruz. Birinci Dünya Savaşı döneminde Trans Kafkasya'ya göç eden Ermenilerin bölgeye Osmanlı'nın zorlaması ile değil, kendi rızaları ile gittiğini görüyoruz. Bu Ermeniler, korktukları için Trans-Kafkasya'ya gittiler. Ne de olsa Ermeniler, başta Kürtler olmak üzere nüfusun büyük bir kısmını öldürdü ve zorla yerlerinden etti ve fark ettiler ki Ruslar çekilirken geride kalırlarsa acı çekeceklerdi. Kürtler intikam alacaktı. Böylece kaçtılar. Osmanlılar, telefon kablolarını kesen, Osmanlı birliklerinin konvoylarına saldıran Ermenilerle savaşmak için bir milyondan fazla asker kullanmak zorunda kaldı. Osmanlı verdiği savaşa ve sivil halka tehdit oluşturabilecek bölgede yaşayan Ermenileri tehcir etti. Ermenilerin bir kısmı Anadolu'da kaldı. Osmanlıların bu tehciri Ermenileri öldürmek için yaptığını söylemek doğru değildir. Bu çok saçma. Osmanlı Ermenileri öldürmek isteseydi, oldukları bölgede öldürebilirdi. Elimize geçirebildiğimiz tüm belgeleri inceledik ve kesinlikle bu yönde hiçbir kanıt bulamadık. Ermeni örgütleri bu iddiaları, kesinlikle Türklerin kolunu bükmek için kullanmaya çalışıyor. Mesela tüm Doğu Anadolu’yu Ermenilere devrettirmeye filan çalışıyorlar. Bu doğru. Fransa, Amerika Birleşik Devletleri veya dünyadaki diğer hükümetlerin bunu kullanma nedenlerine gelince, bunu yapmalarının bir nedeni de önyargıdır."
Açıklamaların aksine adı zikredilen tarihlerde Ermeni isyancılar Anadolu’da (Bayburt, Erzurum, Trabzon, Kars, Ağrı ve benzeri bölgelerde) yüz binlerce Müslüman Türk insanını katletmişlerdir. Arşivlerimiz bu katliamların belgeleriyle doludur ve tarafsız tarihçiler ve hatta birçok Ermeni tarihçi Türklerin asla bir katliam yapmadığını, katliamı yapanların Ermeni çetelerin olduğunu ortaya koymuşlardır.
Türk devleti tarihinde hiçbir katliam ve soykırım olmadığı için arşivlerini bütün tarihçilere açmış ve bu hususta gereken adımları cesur biçimde atmıştır.
Tarihte insanlığa insanlık ve medeniyet bırakan şanlı Türk tarihine kara çalmaya kalkan ABD’nin eğer katliam ve soykırım arıyorsa dönüp kendi tarihine bakması yeterlidir.
İsterseniz ABD’nin kanlı tarihine kısa bir göz atalım:
Bugün dünyaya kendini, “Hürriyetin anası, uygar dünyanın önderi, bilim ve medeniyet ülkesi, demokrasi beşiği” gibi aldatıcı sloganlarla tanıtmaya çalışan Amerika, aslında, “Soykırımcı, katil, ikiyüzlü, ahlâksız, kan dökücü” özelliği olan bir ülkedir.
Bu sözler hissi anlamda söylenmiş/verilmiş bir hüküm değildir. ABD’nin iki yüzyıllık tarihine kısa bir göz gezdirdiğimizde insanlığa sadece kan ve gözyaşı verdiğini görürüz. Bu açıdan tarihi lebalep kanla dolu olan Amerika’nın tamamıyla terör, katliam ve zulüm üzerine bina edildiğini söylemek mümkündür.
Zaten bugünkü ABD toplumunu oluşturanların ataları, “Amerikan kıtası keşfedildikten sonra Avrupa’dan buraya gelen ne kadar katil, hırsız, ırz düşmanı, işsiz, cezaevlerinden çıkan, altın bulma hayalleri taşıyan açgözlü vb. insanlardan” başkası değildir.
Bu mazisi kirli insanların Amerika kıtasına ayak bastıkları andan itibaren işledikleri Kızılderili soykırımı hâlâ hafızalarda yerini korumaktadır. Sözde uygar ABD’liler(!) ABD’de Kızılderilileri yok ederken tıpkı Afganistan’da olduğu gibi, bunu adeta bir spor, bir av partisi gibi algılamış ve “En iyi Kızılderili’nin ölü Kızılderili” olduğu tezini geliştirerek, ne kadar “uygar(!)” ve “medeni(!)” insanlar olduklarını göstermişlerdir.
Bu katiller sürüsünün “Kara kıta” denilen Afrika’ya yönelik köleleştirme hareketinde öldürdüğü ve yok ettiği insan sayısını ise çokluğu sebebiyle hiç kimse hesap bile edemiyor. Bu katliamda ölenlerin sayısı bir buçuk milyonu geçtiğini söyleyen tarihçiler var. Afrika’dan ABD’ye başlayan ve gemilerle sürdürülen bu korkunç insan avında seçilen güçlü kuvvetli siyah insanlar, adeta vahşi bir hayvan gibi zincirlenerek gemilere doldurulmuş, yapacakları uzun yolculuk sırasında kendilerine sadece yaşayabilecekleri kadar yiyecek ve içecek verilmiştir.
İkiyüzlü Amerikalıların yaptıkları katliamlar asla bunlarla sınırlı değildir. ABD’liler, 1945 yılında Japonların “Pearl Harbor” baskınını bahane ederek Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attıkları atom bombaları ile yüz binlerce insanı bir anda yok etmiş ve tarihin en büyük kitle katliamını gerçekleştirmişlerdir. Yapılan bu saldırının tesirlerini aradan geçen zamana rağmen bugün bile insanlar çekmekte ve binlerce çocuk sakat doğmaktadır.
Tam bir vahşet medeniyeti olan ABD’nin yıllardır sadece kendisine itaat etmediği için Vietnam, Afganistan, Irak, Suriye, Sudan, Libya ve benzeri yerlere yaptığı saldırılarla yüz binlerce insanı katlettikleri ortadadır ve bu durum tek başına ABD’nin ne derece insanlık dışı bir zihniyet taşıdığına ve ikiyüzlülüğünü ortaya koymaktadır.
ABD’den aldığı destek, silah ve cesaretle Filistin’de soykırım yapan Siyonist İsrail’in yaptıklarını ise bugün bütün dünya açık bir biçimde görüyor. Neredeyse 70 senedir İşgal devleti İsrail’in Filistin topraklarında yaptığı katliamlara göz yuman ve sonuna kadar destekleyen ABD’dir. BM’nin İsrail’i kınayan bütün kararları, “İsrail meşru müdafaa hakkını kullanıyor. Teröre karşı savaşıyor.” Şeklindeki ahlaksız bir yalanla yine ABD tarafından veto edilmiştir.
Ülkemize kırk senedir bela olan terör örgütü PKK’nın arkasındaki gücün ABD olduğu artık gizlenemez duruma gelmiştir. ABD Irak ve Suriye’de bölge petrollerini daha iyi sömürebilmek için bir PKK/PYD devleti kurmak istemektedir. NATO’da müttefik olmamıza rağmen ahlaksız bir biçimde bir terör örgütü olan PKK’yı değişik isimler altında desteklemesi ise tam anlamıyla ABD ahlaksızlığını ortaya koyan bir harekettir.
Ermeni çeteleri 1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu’da büyük katliamlar yapmışlardır. Bu yetmezmiş gibi kurulan Asala Ermeni örgütü yüzlerce diplomatımıza saldırarak şehit etmişlerdir.
ABD tarihi burada zikredilen ve zikredilmeyen katliamlarla, insanlık suçlarıyla lebalep dolu iken, bugün ABD yöneticileri kendilerini dünyaya “Barış sevdalısı, Barış dağıtan ülke vb.” olarak tanıtmaya çalışmaları ise tam bir aldatmacadır. Buna rağmen bir de çıkıp utanmadan tarihi insanlık ve medeniyetle dolu Müslüman Türkleri soykırım yaptı diye suçlamak tam anlamıyla bir politik ahlaksızlık ve ikiyüzlülük örneğidir. Gerçeği çarpıtmakta çok ustalık sergilemektedirler.
Ayet tam da bu ikiyüzlü katilleri şöyle resmetmektedir:
“Onların kalpleri vardır, fakat gerçeği anlamazlar.
Gözleri vardır, fakat görmezler.
Kulakları vardır, fakat işitmezler.
İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar...” (Araf suresi 179. Ayet)
1960’yı yıllarda ABD hakkında muazzam tespitler yapan Şehit Seyyid Kutub Amerikalıların nasıl birer katil olduklarını şu tarihi sözlerle tarihe mal etmiştir:
“Amerika süper güç ve beşeriyetin önderi olarak dünya sahnesinden itibaren dünyanın çeşitli bölgelerinde soğuk ve sıcak her çeşit harbin temel unsuru olmuştur. Hatta bu yok edici isteği gizlemek, doymak bilmeyen şehvetine kılıf hazırlamak için kendisinin barışı seven bir millet olduğu propagandasını bile yapmıştır. Bu hurafe ancak kendileri için geçerlidir. ABD halkının barışsever bir halk olduğu fikri hurafeden başka bir şey değildir. ABD tarihi katliamlarla doludur.”
Türkler olarak şanlı tarihimizden asla şüphemiz yoktur. Türk milleti ve devleti, temiz mazimize yönelik başlatılan topyekün ahlaksız ve yalana dayalı bu suçlamaların hiçbir şey ifade etmediğini çok iyi bilir.
Bugün müfrit Ermeni lobilerin baskısıyla hareket eden Biden’in tarihi gerçekleri çarpıtarak 1915 olayları hakkında yaptığı talihsiz açıklamanın karşılığını elbette ülkemiz gereken cevabı verecektir.
Biden tarafından yapılan açıklamalar tamamen siyasi ve düşmancadır. Bu sebeple politik ve düşmanca yapılan açıklamaya karşı ülkemizin acil olarak bazı tedbirleri alması artık kaçınılmaz bir gerçektir.
Biden’in suçlamalarına karşı TBMM ortak mutabakatla tarihi bir cevap vermelidir.
ABD ile yapılan savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmaları askıya alınıp ülkemizdeki ABD üsleri süresiz kapatılmalıdır.
Türkiye Ermenistan’la diasporayı saf dışı ederek doğrudan diyalog başlatmalıdır.
FETÖ ve PKK/PYD konusundaki ABD işbirliği NATO Askeri komitesi toplantısında gündeme getirilmeli ve ABD ikiyüzlülüğü bütün dünyaya açıklanmalıdır.
Astana süreci ve Sochi Stratejik İşbirliği perspektifi genişletilerek, Kıbrıs’ın ve Abhazya’nın karşılıklı olarak uluslararası alanda tanınması süreci başlatılmalıdır.
Türk milletinin şerefli geçmişinde ne soykırım, ne katliam ve ne de kendini mahcup edecek bir zillet yoktur.
Müfrit Ermenileri memnun etmek için “Soykırım” yalanına sarılan Biden, politik safsataların arkasına sığınarak yaptığı skandal ve sakat açıklamalarına bir karşılık bulmak istiyorsa ağzına kadar katliam ve soykırımlarla dolu kendi tarihine bakması yetecektir.
Tarihi insanlık ve medeniyet örnekleriyle dolu olan Türklerin bu hususta hiçbir karın ağrısı yoktur.
Akif bu hususta gerekeni yüz yıl önce söylemiştir:
“Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz.
Gelmişiz cihana, insanlık nedir öğretmişiz.
Kapkaranlıkken afak-ı insaniyetin.
Nur olup fışkırmışız tâ sinesinden zulmetin.”