Âlemlerin Rabbi Allah (cc) yarattığı insanlara Kur’an isimli yol gösterici bir kitap gönderdiğini kerim kitabında şöyle bildirdi:

“İçinde asla şüphe olmayan bu Kur’an yolunda gitmek isteyenler için bir rehberdir. “ (Bakara, 2)

Kur’an’ın yolundan gitmek isteyenler her türlü şeytani diyalektikten, peşin hükümden, ön kabulden sıyrılarak bu yola girmelidir. Zaten “Euzu billahi mineşşeytanirracim” (“Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.”)bu anlama gelir.

“Rabbim! Şeytanların vesvese ve tahriklerinden sana sığınırım. Onların yanımda bulunup beni tesir altına almalarından da sana sığınırım!” (Mü’minun, 97-98)

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” anlamına gelen Besmele de, her türlü şeytani diyalektten Allah’a sığınıp, O’nun Rahman ve Rahim isimleriyle hareket etmek anlamına gelir.

Ne yazık ki Kur’an bu gerçekleri anlatırken özellikle son dönemlerde Kur’an hakkında şanına yakışmayacak yakıştırmalar yapılmakta ve yine ne yazık ki bu da güya “Kur’an severlik” adına sergilenmektedir.

Bu garipliklerden biri “Kur’an’ın yetersiz” olduğunun iddia edilmesi ve bu eksikliklerin başkaları tarafından doldurulmaya çalışılmasıdır.

Başka bir gariplikte güya “Kur’an anlaşılmaz” bir kitapmış!

Kur’an yetersiz ve anlaşılmaz olunca(!!!) onun yetersizliğini ve anlaşılmazlığını iddia edenler ilk olarak Peygamberler kanalıyla problemi çözmenin yoluna gitmişlerdir.

Mesela bunlardan biri bana göre asrın münafığı olan Fetullah Gülen’dir. “Hadisin Kur’an’a ihtiyacından çok, Kur’an’ın hadise ihtiyacı vardır, son zamanlarda Kur’an Müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı.” Diyerek Kur’an’ın yetersizliğini ilan etmişti.

“Kur’an Müslümanlığı sapıklıktır.” teranesine günümüzde başta “Kur’an yeter diyenler çağımızın en büyük fitnesidir.” Diyen Nihat Hatipoğlu, Cübbeli Ahmet, Halil Konakçı, Nurettin Yıldız, Mehmet Emin Akın, İhsan Şenocak, Ubeydullah Arslan gibilerde katıldı. İlahiyatçı Ebubekir Sifil ise, “Bana beş yüz tane ayet gösterseler ben Buhari’nin dediğine inanırım.” Diyerek 500 ayeti Buhari adına feda etmekten çekinmedi.

Bütün bunlar Kur’an’ın yetersiz ve anlaşılmasının zor olduğunu tekrarlayıp durmakta ve var saydıkları boşluğu birilerinin fikirleriyle doldurmaktadırlar.

Âlemlerin Rabbi olan ve insanlara Kur’an isimli hidayet rehberini gönderen Allah (cc) gönderdiği kitapta onlarca ayette Kur’an’ın yeterli, eksizsiz bir kitap olduğunu ve anlaşılmasının zor olmadığını beyan etmiştir.

“Kendilerine okunan kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.” (Ankebut, 51)

“Biz Kur’an’ı senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.” (Duhan, 58)

“Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” (Kamer, 17-22-32-40)

“Andolsun, sana apaçık ayetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkâr etmez.” (Bakara, 99)

“İşte biz Kur’an’ı böyle açık açık ayetler olarak indirdik. Şüphesiz ALLAH, dilediğini doğru yola iletir.” (Hac, 16)

“Apaçık Kitaba andolsun ki.” (Zuhruf, 2)

“Bunlar Kitabın ve apaçık Kur’an’ın ayetleridir.” (Hicr, 1/Şuara, 2/Neml, 1)

Bu ve benzeri ayetlerde Allah (cc) Kur’an’ın yeterli ve apaçık bir kitap olduğunu bildirirken birilerinin ısrarla tam tersini iddia etmesi en başta Allah’a saygısızlıktır.

Allah (cc), “Biz bu Kitap`ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık.” (En’am, 38) ayette açık ve eksiksiz kitap yolladım diyor, ama hadsiz birileri inatla eksik ve kapalı bir kitap teranelerine devam ediyor.

Acaba bu Kur’an’ı anlamak zor diyenler neyi, hangi konuyu anlamıyorlar?

Mesela Kur’an açık biçimde, “Şirk koşmayın,”, “Hırsızlık yapmayın.”,  “Zina etmeyin.”, “Faiz yemeyin.”, “Kumar oynamayın.”, “İçki içmeyin,”, “Zulmetmeyin.”, “Başkalarının hakkını yemeyin.”, “Kötülüklerden uzak durun,”, “Şeytana uymayın.”, “Putlara tapmayın.”,  “Gıybet yapmayın.”, “Adam öldürmeyin.”“Adaletli olun.” vb. emirler veriyor. Acaba bunların nesini anlamıyor Kur’an anlaşılmaz diyenler?

Kur’an, Resul ve Nebilerden bahisler açıyor, onların tevhit mücadelelerinden, hayatlarından örnekler veriyor ve bu hayatlarda inananlar için ibretler dersler olduğunu defalarca anlatıyor. Bunların nesi anlaşılmıyor acaba?

Kur’an kâinat kitabından örnekler vererek insanları tefekküre, düşünmeye, akletmeye, fikretmeye davet ediyor. Yıldızlardan, galaksilerden, yerdeki ve gökteki cisimlerden bahsederek “Akletmez misiniz, düşünmez misiniz, bakmaz mısınız?” diyerek insanları akletmeye davet ediyor. Acaba Kur’an anlaşılmaz diyenler bunların hangisinden anlamıyor?

Allah (cc), kadınların haklarından, erkek kadın ilişkilerinden, kadınların boşanmaya varana kadarki hallerinden bahisler açıyor. Fertler ve toplumlar arası ilişkilerden bahisler açarak insanları huzurlu yaşamaya davet ediyor. Acaba bu konularda anlaşılmayan ne var?

Kur’an oruç tutmaktan, zekât vermekten, namaz kılmaktan, anne babaya hürmetten bahisler açarak insanlara yol gösteriyor. Acaba bu hususlarda anlaşılmayan neler var?

Allah (cc), dinde kolaylıktan bahisler açıyor, Resullere zorlaştırmayın diye emirler veriyor, dinde zorlamanın olmayacağını açık biçimde ayetlerle ortaya koyuyor. Bu hususlarda da acaba anlaşılmayan ne var?

Bu ve benzeri yüzlerce meseleyi daha burada sıralayabilirim. Allah (cc) Kur’an’ında açık biçimde bir hayat nizamından bahsediyor, gönderdiği kitabın insanlar için yol gösterici bir rehber olduğunu beyan ediyor. Rehber yolu açık biçimde gösterir. Açık biçimde yol gösteremeyene rehber denmez. Kur’an insanlar için apaçık bir rehberdir. Bunu açıklayan onlarca ayet var.

Bütün bu açıklamalardan sonra birileri hala Kur’an anlaşılmaz ve eksik kitap diyorsa ya kötü niyetlidir ya da iman nedir, kitap nedir haberi olmayan bir zavallıdır.

“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur’an geldi.” (Yunus, 57)

Kur’an’ı Kerim de birçok ayette Kur’an’ın ayetlerinin Allah (cc) tarafından açıklandığı, onu açıklamanın yalnızca Allah’a ait olduğu ve Resulün Allah’ın açıkladığı kitabı tebliğ görevi ve bir konuda hüküm vereceği zaman Kur’an ayetleriyle hüküm vermesi gerektiği açık olarak yazmaktadır.

“Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size kitabı açıklanmış olarak indirmiştir.” (En’am, 114)

“Bilen bir kavim için, ayetleri ‘fasıllar halinde açıklanmış’ Arapça Kur’an (veya okunan) Kitap’tır.” (Fussilet, 3)

Allah’ın insanlığa hidayet kitabı olarak gönderdiği Kur’an’ın pratikte nasıl yaşanacağı da “İnsan Resul” olan Hz. Muhammed tarafından gösterilmiştir. Resulullah (sav) bizzat “Kur’an yetersizdir, açık değildir.” Diye iddia edenlerin esas aldığı hadis kitaplarında da din konusunda ihtilaf edildiğinde sadece Kur’an’a müracaat edilmesi gerektiğini açıklamıştır.

“Din konusundaki ihtilaflarda size Kur’an yeterlidir.” (Buhari-Müslim-Nesâî]

“Benden bir şey yazmayın, benden Kur’an dışında bir şey yazan onu yok etsin.” (Müslim,  Sünen-i Daremi, Sünen-i Ahmed. b. Hanbel)

“Resulullah bizi hadislerini yazmaktan alıkoydu ve bizim yazdığımız hadisleri yok etti.” (Sünen-i Ebu Davud, İlim Kitabı)

“Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen)

“Size sadece Kuran’ı bırakıyorum; ona uyarsanız yolunuzu şaşırmazsınız.” (Müslim İbn Mace, Ebu Davud)

“Kur’an yetersizdir.”, “Açık bir kitap değildir.”, “Kur’an beşerin açıklamasına muhtaçtır.” Gibi mugalatalara saplananlara daha fazla söz israfı yapmak istemiyorum.

Makalemi Kerim kitabımızın meseleye açıklık getiren muhteşem bir ayetiyle noktalıyorum:

“Kendilerine okunan kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.” (Ankebut, 51)