ÇOK HIZLI ÇARK EDİN!...YOKSA?
İktidar partisi genel başkanı eski sistemde Cumhurbaşkanı yeni istemde ise Başkan Erdoğan siyaset açısından çok şanslı bir lider.
Neden mi?
MUHALEFET ÇOK GARİP;
İktidar partisinin ve genel başkanının sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaseten şanslı olmasının sebeplerinin başında muhalefetin çok ama çok zayıf olması geliyor. Hep söylüyorum. Mualefet zayıf oldukça; halkın gözünde sayın başkan ne yaparsa yapsın doğrusunu yapar; bizlere de sadece başkanı tebrik etmek düşer......
Bunları niçin kaleme alıyorum.Söyliyeyim... Ben yapı olarak; Söylenemeyenleri söylemeye , sizlerin gördüğü ama söyleyemediklerinizi söylemeye kendimi odaklamış olabilirim belkide bu yüzden her daim cephe alınıyorum. Olsun sıkıntı yok. Ben olaylara eleştirsel bir cepheden bakıyorum.
Eleştiri olmadan başarı olmaz.
Eleştiri olmadan yanlış ile doğru ayrılmaz.
Dedim ya ben bu konularda susmam; ''HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR'' sizlerde susmayın ve dilsiz şeytan olmaktan vazgeçin ‘’TEMEL’’ çizgileriniz siliniyor... Farkında bile değilsiniz.
24 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile yeni bir döneme girdik girmesine ancak bu dönemde mualefetin koltuk değnekçiliğine tanık olduk ve olmayada devam ediyoruz. Evet bu gün ülkücü ve kendilerini Milliyetçi olarak tanımlayan camiaya sesleniyorum!!!
EY VATAN SEVDALISI BU ÜLKENİN KAHRAMAN EVLATLARI... GETİRİLDİĞİNİZ NOKTA!''yı görmezden gelmeniz, DAVANIZA EN BÜYÜK İHANETTİR.
Mhpnin içine düşürüldüğü çıkmazdan kurtulması için! Sizler ‘’Yol Arkadaşı’’ değil , ‘’Dava Arkadaşı’’ odaklı köklü bir değişim ve liderlik istemelisiniz… Sizler hareketin yeniden bir okul ( ekol ) olmasını istiyorsanız…
Bende 2011 seçimlerinde ki; Partinizin sloganıyla size sesleniyorum. Kurumaya yüz tutmuş çınarı yeşertmek için 'SES VER TÜRKİYE'…
Bu Ülke de ki vefalı gönüller ve coğrafya bölünmeye çalışılırken… hatta ÜLKE iç savaşın eşiğine getirilmek istenirken, Ben kuru soğuk birkaç demeçle geçiştirilen bir muhalefeti ve mualefetin bu anlayışını gaflet olarak görüyorum…
Çünkü: İktidarın koltuk değnekçisi yada şu tabiri kullanayım iktidarın basın sözcüsü bir muhalefet anlayışını benimseyemiyorum… Bazı zamanlarda muhalif duruş gösterilirken, en etkisiz şekilde… samimiyetten uzak… Halk nezdinde inandırıcılığı yitik bir siyaset anlayışını , tavrını ve tarzını onaylamıyorum aslada benimseyemiyorum.
Atalarımız ''Sevgide Serbestiyet, Saygıda ise Mecburiyet diyen bir anlayışı reddediyorum!
Secgili okurlarım; Peygamber efendimiz (s.a.v) Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız diyor! Bu anlayışıyla gönüllerinizi bir birinize açın, başta dava arkadaşlarınızın bir birlerine muhabbeti, hadisi şerifte, vurgulandığı gibi olmalıdır, diyen! Dava arkadaşları saflarınızı sıklaştırın birbirinizi sevin ve çoğalın diyen haykıran! Bir ses duymak istiyorum…
Ben bir araştırmacı yazar olarak tüm parti organlarının ve yan kuruluşlarının, işlevsiz’’ tabela kuruluşlar’’ haline getirildiği bir yapı istemiyorum. 46 yıldır Türk siyasi hayatında bir marka olan siyasi partinin’’temel çizgilerinin silikleştiği’’, ortak aklın ve bilginin camia içinde bile paylaşılmadığı bir Reaktif bir topluluk olmak istemiyorum… Partiyi yeniliklere kapatmanın, az olsun bizim olsun derdinde olanların! bu partiye faydalı olmasını beklemiyorum.
Elbetteki ‘’hareketin’’ öncelikleri ‘’Konjonktöre göre’’ değişebilir.
‘’TEMEL’’ çizgileriniz siliniyor, derken… Kastım şu: Örneğin Bir araba firması her yıl onlarca yeni modelini piyasaya sürer, hangi yeni modeli olursa olsun baktığınızda logosunu görmeden bu şu araç diyebilrisiniz!
Peki mualefet partisine bakıldığında çizgi -mizgi ,hat -mat kalamadığı için siyaseten ne olduğunuz nerde durduğunuz belli bile olmadığını göremiyormusunuz… Peki neden, niçin halen bir ''SES VERMİYORSUNUZ TÜRKİYE''... Maalesef MHP'nin sadece ‘’logosu’’ duruyor…Milliyetçi hareket değişip yenilenmiyor, adeta başkalaşıyor…
Yavru mualefet oldu iktidarın basın sözcüsü ve koltuk değnekçisi;
İktidarın Zihniyeti… Ülkücü kadroları ‘’kahraman vatan evlatlarını’’ dört koldan ülke yönetiminden her alanda uzaklaştırıp, harcar iken, bu hazin durum MHP genel merkezi tarafından kuzu kuzu sineye bizzat çekiliyor… Bu yetmezmiş gibi ülkücü kadrolar MHP genel merkezi tarafından partiden de bilinçli bir şeklde uzaklaştırılıyor… Ayıklanıyor yavaş yavaş…
Ben bu durumu açıkcası!
izahta zorlanıyorum …
Nereye kadar dayanırsınız bilmiyorum?
Mili görüşçülerin birlikte başardığını siz neden ülkücü hareket olarak başaramıyorunuz…
Neyiniz eksik?
Günümüz Türkiyesinde ortalama %60 sağ seçmen varken ve sağda ‘’elle tutulur’’ iki parti var. Sağ seçmenlerle sol seçmenlerin kolayca saf değiştirmeyeceği göz önünde tutulduğunda, İktidar %50 civarı oy alacak siz %10 bandının üstüne çıktığınız için sevineceksiniz öylemi? Parti kapalı olsa… Sadece sağ seçmen bazında iktidarın küskünleri ve menuniyetsizleri oy verse bu konjonktör de zaten % 10 oy alınabilir… Dert buysa eğer... SiziN derdimiz ülkücü hareketi iktidara taşımak falan değil ve olamaz.
DOLAYISIYLA; Halkın içine rahatlıkla girebilecek. Göğsünü gere gere, konuşabilecek teşkilatçı. Camiayı yakından tanıyan, hareketin olmazsa olmazları için canını verebilecek ’’ beyaz kefen giyip siyaset yapmayacak o kefeni giyene kadar canını dişine katıp siyaset yapacak’’ cesur bir dava adamını liderliğe getirmelisiniz. Türk milletinin refahı için her anlamda projeler hazırlatıp uygulanması için ısrarcı olacak. Millet için sahici muhalefet yapacak lideri MHP genelbaşkanlığına getirmelisiniz diyorum…
Kısacası değişim şart. Artık bu değişim MHP'de zaruri bir hal almıştır.
Bugüne kadar kim menfaati için bu aziz topraklarda oyunlar kurduysa,oyun kuranlarla ortak olduysa;her kim büyük Türk milletinin elinden hakimiyeti cebren aldıysa ya da almaya teşebbüs ettiyse;her kim bu cennet vatanın parçalanmasını istiyorsa,ya da parçalanması durumunda nemalanacaksa; her kim şanlı bayrağımızı indirmek istiyorsa,ya da şanlı bayrağımız inince kendi paçavrasini asmak için fırsat kolluyorsa;
her kim hoşgörü dini olan yüce dinimizi kullanarak kişisel çıkarlarının hesabını yapıyorsa,ya da dinimizi çıkarı için kullananlara hizmet ediyorsa; her kim Türklüğe lanet okuyorsa ya da Türklüğü yok etmeye çalışıyorsa; her kim bu milleti mezhepçilikle ya da ırkçılıkla kutuplaştırıyor, ayrıştırıyorsa; her kim Türkiye'yi hafife alıyor ya da Türkiye'nin çıkarlarını kendi şahsi çıkarlarının önünde görütyorsa; elbette gereken cevabı bu milletten eninde sonunda alacaktır. Bu Ülkeye, bu millete ihanet eden her kim olursa olsun. YÜCE RABBİMİN GAZABI ÜZERLERİNDE OLSUN...
YAŞASIN HÜR VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE;YAŞASIN BÜYÜK TÜRK MILLETI VE HALK İRADESİ....