Şevket Bülent Yahnici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ikinci mektubunu yazdı.

Yahnici, gençliğinden beri Bahçeli ile aynı dönemlerde ve çoğu zaman birlikte MHP'de görev yapmıştır. İlk mektubuna bir cevap alamasa da tarihe not düşme gayreti ile Bahçeli'ye ikinci bir mektup daha yazıp gönderdi. Yahnici, özetle şöyle dedi:

"MHP, şu anda milliyetçi camianın beklentisi olmaktan çıkmış, milletin meselesi haline gelmiştir. Yarım asra yakın bir zamandır doğru dürüst bir iktidar yüzü göremeyen, gördüğünden de bir şey anlamayan, havanda su dövüldüğüne inanmaya başlayan MHP'li camia kadar, bütünüyle milletimizi ve beklentilerini de yok saymak tuhaf bir haldir, anlaşılmaz bir iştir. Mevcut tavırdan ve yanlıştan hâlâ vazgeçmek mümkündür.

Türk halkı sıkılmıştır, bunalmıştır. Sıkıntısından, bunaltısından kendisini kurtaracak; demokrasi rejimine sahip çıkacak; demokratik hayatın kilidini kıracak önderliğe susamıştır. Bu susuzluğunda MHP'yi su içebileceği bir çeşme olarak görmeye hazırdır. MHP'ye en az yüzde 25-30'larda oy vererek demokratik hayat için sağlanacak bir iyileşmenin ümidi içindedir. Bunu görmemek ve bu beklentiyi karşılayabilecek şekilde dizayn edilememek ise MHP'yi eritir, bitirir... Buna sebep olanları tarih affetmeyecektir."

***

Aynı endişeyi duyanlardan Isparta milletvekili Nuri Okutan da "Milletimiz, kuşatmayı yarmak ve ülkemizi aydınlık yarınlara ulaştırmak için umudunu MHP ve ülkücü harekete bağlamıştır. Tabanın ve milletin iradesine karşı siyaset yapılamaz. Bugün MHP tabanının ezici çoğunluğu ve aziz Türk milleti MHP'de bir tüzük değişikliği kurultayı yapılmasını istemektedir. Büyük Kurultay delegelerinin verdiği imzalar, her kademedeki teşkilat mensuplarımızın ısrarlı talepleri ve mevcut iktidarın kötü icraatlarından bıkmış vatandaşlarımızın beklentileri bu yönde bir iradenin oluştuğunu net bir şekilde ortaya koymuştur" diyerek kurultaya katılma kararı aldı.

***

Yine Yargıtay, Sinan Oğan'ın ihracını geçersiz sayan mahkeme kararını onayladı. Yani Sinan Oğan'ın sadece genel başkan adayı olacağı anlaşıldığı için ihraç edildiği yargı kararıyla kesinleşmiş oldu. Çünkü ihraç gerekçeleri geçersiz!

Böyle bir rezaleti artık MHP sırtında taşımamalıdır. Mevcut MHP yönetimi partiyi daha ileri taşımayı değil, olduğu yerde tutmayı, hatta AKP'ye ezdirmeyi görev sayıyor ki MHP tabanının infial içinde ayağa kalkmasının asıl sebebi budur. MHP'nin genç il ve ilçe başkanları, AKP sıkıştığı zaman destek vermek yerine artık ülke yönetimine bizzat müdahil olmak istiyor! Milliyetçi akademisyenlerin Meral Akşener'e destek açıklamasında da aynı bakış açısı var; "Ülkücü bürokrat, ülkücü akademisyen, ülkücü öğretmen, ülkücü memur, ülkücü doktor ve mühendisler AKP'liler tarafından ezilmiş, sindirilmiş ve hor görülmüştür. Ülkücü hareketin özgüveni düşürülmüş ve yalnız bırakılmıştır. Bu panoramada ülkücü tabanın ve delegasyonun isteği ile toplumda karşılık bulan Sayın Akşener değişimin liderliğine uygun bulunmuştur" diyorlar.

***

MHP, kendi iradesi dışında hiçbir güç tarafından kontrol edilemeyecek olgunlukta insanların partisidir.

Denilebilir ki "Madem bu olgunlukta idiler, neden kendi partileri Türkiye'yi uçuruma sürükleyen bir iktidara destek verirken mücadeleye atılmadılar?"

Bu, yerinde bir sorudur ama siyaset sonuç alma sanatıdır. Hiçbir netice alınamayacağı, içinde istihbarat oyunlarının bulunduğu belli olan bir mücadelenin zaman ve kadro kaybından başka bir anlamı yoktur. MHP'nin bundan önceki kurultayları, zaman ve kadro kaybıydı. Şimdi ise bir sonuç almak mümkün görünüyor.