TÜİK yine gündemde. Enflasyon sepetinde neler var açıklamıyor. Bu ucuz fiyatları nerelerden alıyorsunuz onu da açıklamıyor ama enflasyon düşüyor/düşürülüyor.

TÜİK’e göre, Ağustos 2024’te aylık enflasyon: TÜFE % 2,47, yıllık enflasyon: % 51,97 oldu.

Yıllık enflasyon baz etkisiyle düşüyor ama aylık enflasyon hedefinde Haziran ayında başlayan sapma da devam ediyor. Böyle giderse Merkez Bankası’nın %38 olarak açıkladığı yılsonu enflasyon tahmininin gerçekleşmesi mümkün görünmüyor!

Sizce de olası mı?

Yüksek enflasyon, toplumun her kesiminde telafisi çok derin ekonomik ve sosyal yaralar açtı. Boşanmalar arttı, ev sahibi-kiracı anlaşmazlıkları ve kavgaları zirve yaptı, orta sınıf yok oldu; zengin daha zengin, fakir ise daha fakir oldu.

Oysa Sn. Erdoğan, fakir-fukara, garip-guraba diyerek iktidar olmuştu.

Milli ve manevi değerlerimizi siyasi sermaye yaptılar, çay-simit hesaplarıyla zamanın iktidar partilerini (o partilerden birisi olan MHP yine iktidar ortağı) ihanetle suçladılar, samimi vatandaşlarımızı ikna ederek defalarca devleti yönetme yetkisi aldılar! Ama ülkemizin kaynaklarını iyi yönetemediler ve 22 yıl sonra ülkemizi tekrar çay-simit hesabı yaptıkları noktaya geri götürdüler!

Enflasyonun düştüğüne sizler inanıyor musunuz?

Ektiğinin karşılığını alamayan çiftçi kardeşlerimiz, artık bıçak kemiğe dayanmış olacak ki, bir zamanlar,” Soğan ekmek yeriz Reizi yedirmeyiz” dedikleri, ekonominin sorumlusu Reize karşı yollardalar.

Yollar, yollara dökülen domates kırmızısından, kavun-karpuz kokusundan geçilmez olmakta.

Geldiğimiz noktada:  Açlık sınırı; 19.271 TL, En düşük emekli maaşı: 12.500 TL,  Asgari ücret: 17.002 TL, emekli maaşı:10.000 TL.

Bu hazin tablo her şeyi ifade ediyor! Tablo ayan-beyan ortada: bu tablo, akıl, vicdan ve iman ve insaf sahibi insanlar tarafından hiçbir gerekçeyle izah edilemez, üzerinde güzelleme yapılamaz! Emeklimizi, memurumuzu, çalışanımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz edebiyatı yapılamaz.

Bunun gerekçesi nedir derseniz:

Akıl, bilim dışı ve dünya gerçeklerini göz ardı eden politika ve uygulamalarla (Nas var- Faiz düşerse enflasyonda düşer mantığı gibi)  Türkiye ekonomisini bu hale getirenler, halkı yoksulluğa mahkûm edenler; iyi bilirler ki ilahi adalette zaman aşımı yoktur.

Ülkemiz yönetilemiyor; tüm sorunların temelinde liyakatsizlik var, siyasetin devlete egemen olması var, öngörüsüzlük var.  İktidar artık işçinin, memurun, esnafın, tüccarın, KOBİ’nin, çiftçinin, öğrencinin, gençlerin, sokağın sesini duyamıyor, duymak istemiyor. AKP İktidarı, Türkiye’nin gerçeğinden, halkın gerçek gündeminden oldukça kopmuş durumda. Ki bunu kimi AKP’lilerde zaman zaman söylüyor.

22 yıllık deneyimden sonra, sınama yanılma yöntemiyle de olsa halk, artık gerçekleri gördü. Tek adam yönetiminin ülkeye faydasının olmadığını öğrendi.

İlk seçimlerde bu yönetimden de bu liyakatsız, halktan kopuk kadrolardan da kurtulacağına inanıyorum ve çok daha dikkatli, akılcı oy vererek ülke kaynaklarını ve yönetimini liyakatlı kadrolara emanet edeceğine inanıyorum.

Devlet yönetmek, ekonomiyi büyütmek, halkın refahını yükseltmek VİZYON ister.

Eğitimci-Yazar