Allahın işe yaramaz pıtırak otu, diğer adıyla şeytan elması, ıspanağa sızdı ve ölümcül bir darbe yapmaya kalktı. Neyse ki amacına ulaşamadı.
Önce ne dendi? “Böcek ilacı karışmış. 15 gün boyunca ıspanaktan uzak durun!” Bu, şu mânâya geliyor: Ispanak almayın. Aldıysanız pişirmeyin. Pişirdiyseniz çöpe atın.
Sonra esas zehirin ıspanak değil, arasına karışan pıtıraklar olduğu anlaşıldı. Çözümü, gâyet basit: Ispanağı, dikkatlice temizlemek.
Şimdi hükûmetin şöyle bir açıklama yaptığını düşünün: “Ey vatandaş! Bu şeytan otuyla ıspanak, fazla samimi olmuş, ayıramıyorum. Ispanağı yiyen, yediren her kim varsa zehirlenmiş muâmelesi görecek.”
Akla ziyan değil mi?
Hele hele, “Ispanak yiyenleri ihbar edin!” dendiğinde olacakları düşünmek istemiyorum.
Ispanak gözden düşecek diye Sabah başyazarı Mehmet Barlas’ın ödü patlamış. Yemek yazarı olmuş, “Ispanağı mağdur etmeyin. O, bizim kıymetlimisss. İçindeki şeytan otlarını temizleyin!” diye feryad ediyor.
Peki, Bülent Arınç ne diyor? “Şeytan otlarıyla ıspanağı birbirinden ayıralım. Ben de şeytan otunu ıspanak sandım yedim, üzgünüm.” diyor.
Ne var bunda? Haksız mı?
Bir zamanlar Gülen’i öve öve bitiremeyen Barlas da demeli. “Bir zamanlar şeytan otunu ıspanak zannedip âfiyetle yedim. Benim yüzümden yiyip zehirlenenler de oldu. Üzgünüm.” demeli. Başını, taşlara vurmalı.
Sayın Cumhurbaşkanımız bile vaktiyle şeytan otunu ıspanak zannetmemiş miydi?
Öyle veya böyle, bu zehirli ot, sofralara sızdı.
Çözüm ne?
Barlas’ın da Arınç’ın da dediği gibi, ıspanak ile şeytan otunu birbirinden ayırmak.
Ispanağa bile bu kadar hassas olan Mehmet Barlas, karşımızda kapı gibi “Mor Beyin mağdurları” örneği varken, niçin KHK mağdurları yokmuş gibi davranıyor?
Barlas’ın yazısı şöyle bitiyor:
“Her gün sapıtan insanların işledikleri cinâyetlerin ve trafik kazâlarının haberlerini okumaktan zâten bunaldık. Ne olur ıspanağı iyice ayıklayalım ve bu sapıklar listesine ıspanağı da eklemeyelim.”
Aslolan, öldüren sapıklar listesine kendimizi eklememek değil mi pek sayın Başyazar?
İnsanın, ıspanak kadar değeri yok mu?