Rusya Türkleri birbirlerinden kopuk dört bölgede yaşıyorlar: İdil-Ural Bölgesi, Kafkasya, Orta-Güney Sibirya ve Yakutistan. Rus işgaline kadar olan dönemde Kırım’dan güneyde Doğu Türkistan’a, kuzeyde Yakutistan’a kadar Türk coğrafyası bütüncüldü. Yani Türk yurtları birbirine komşuydu. Önce Çarlık sonra SSCB dönemlerinde Türk yurtları hem birbirinden koparıldı hem de adeta kuşatıldı.

       İdil-Ural Bölgesinde birbirlerine komşu üç Türk cumhuriyeti var: Başkurdistan, Tataristan ve Çuvaşistan. Bu bölgede nüfusun %70’den fazlasını Türkler oluşturuyor. Rus nüfus %20’nin üstünde ama sürekli azalıyor. İdil-Ural, Rusya’nın en zengin bölgesi. Körfez, Arap alemi için ne ifade ediyorsa İdil-Ural, Rusya için onu ifade ediyor. Bu topraklar enerji kaynıyor. Rusya’nın rafinerilerinin ve ağır sanayi tesislerinin çoğu burada.

       SSCB kurulmadan önce Başkurdistan Kazakistan’la komşuydu. Kazakistan’da, Astrahan üzerinden Kafkasya ile ve Sibirya’daki Türk cumhuriyetleriyle komşu olduğundan Türk coğrafyası bütüncüldü. Kazakistan, önce başkentini Orenburg’tan Kızılorda’ya taşımaya zorlandı. Akabinde Orenburg Kazakistan’dan ayırıldı, eyalet statüsüyle Rusya’ya bağlandı. Böylece İdil-Urallar hem Orta Asya’dan hem de Orta Asya üzerinden ulaştığı Kafkasya ve Sibirya’dan koparılarak Moskova’ya bağlı eyaletlerle kuşatıldı.

       Kuşatılmış olması ve çok zengin kaynaklara sahip olması İdil cumhuriyetlerinin bağımsızlığını kazanmasını zorlaştıracak. Orenburg Rusya’da kalırsa bu cumhuriyetler bağımsız olsalar bile Rusya’ya mahkum olacaklar. Rusya topraklarından ya da hava sahasından geçmeden bu ülkelere ulaşılamayacak. İdil ülkeleri petrol ve gazlarını piyasalara sadece Rusya üzerinden sevk edebilecekler. Bu cumhuriyetlerin bir başka handikabı da İdil Urallıların çoğunun İdil Ural bölgesinin dışında, diğer Rusya kentlerinde yaşıyor olmaları. İdil-Ural, Rusya ile en çok bütünleşmiş Türk yurdudur.

       Başkurdistan ve Tataristan’da bağımsızlık arzusu çok yüksek. Tataristan, SSCB yıkıldığında bağımsızlık referandumu yapan tek özerk cumhuriyetti. O tarihte ahalinin ekseriyeti Rus olmasına rağmen bağımsızlığa %64 oy oranıyla evet denilmişti. Çuvaşlar, Hıristiyan olduklarından Rusya’ya daha sıcaklar. Aslında Çuvaşlar ve Tatarlar aynı boydan geliyorlar. Her ikisi de Bulgarlar. Müslümanken Hıristiyan olan Bulgarlara, Çuvaş deniliyor. SSCB kurulana kadar Tatar kelimesi kullanılmazdı. Bulgar ve Bulgaristan ifadeleri kullanılırdı. Ruslar Tatar kelimesini Türkleri, Türk ve Tatar olarak bölmek için parlattılar.

       İdil-Urallarda birleşik bir cumhuriyet kurmak çok zor. Zira Tatarla Başkurtlar birbirlerine düşmanlaştırılmış durumda. Çuvaşların, aynı mezhebe mensup oldukları Ruslara duygusal olarak yakın olmaları bir başka handikap. Zaten Çuvaşya’da bağımsızlık talepleri diğer cumhuriyetlere göre çok zayıf.

       Kafkasya’da sekiz özerk cumhuriyet var. Bunlardan dört tanesi bağımsızlık talep etmeyecektir. Bunların bir kısmında Ruslar çoğunlukta. (Adıge) Bir kısmında halkın geneli Ortadoks. (Osetya) İnguşlar Rusya’ya çok sıcak bakıyor. SSCB yıkıldığında Kafkasya’daki en büyük özerk cumhuriyet, Çeçenya ve İnguşetya Özerk Cumhuriyetiydi. Çeçenler bağımsızlık talep edince İnguşlar bu cumhuriyetten ayrıldılar. İnguşistan’ı kurarak Rusya’ya sadık kaldılar. Kalmukya’da halkın neredeyse tamamı Budist ve Moğol kökenli.

       Kafkasya’da bağımsız olacak dört cumhuriyet var: Dağıstan, Çeçenistan, Karaçay-Çerkez ve Kabardin-Balkar. Bu cumhuriyetlerden Dağıstan ve Çeçenistan çok zengin kaynaklara sahip. Rusya bu cumhuriyetlerin bağımsız olmasını asla kabul etmek istemeyecektir. Diğer iki cumhuriyetin bütünlüğünü koruması çok zor. Zira bu devletler iki halklı. Her ikisinde de halklardan biri Türk diğeri Çerkez kökenli.

       Yüzlerce yıl kardeş olarak yaşamış, hiç çatışmamış, Rus işgaline karşı birlikte savaşmış bu halklar, SSCB politikalarının tabii sonucu olarak birbirlerine düşmanlar. Öyle ki Rusları kendilerine diğer halktan daha yakın görüyorlar. Karaçaylarla Balkarlar, Çerkezlerle Kabardinler ortak cumhuriyetler kurabilir. Karaçay ve Balkarlar, Dağıstan’la birleşebilir. Süreç iyi yönetilmezse kardeşin kardeşi kırdığı bir iç savaş yaşanabilir.

       Kafkasya, Nogay Türklerinin baskın çoğunluğu oluşturduğu Astrahan üzerinden Orta Asya’ya bağlanıyordu. Bu bağı koparmak isteyen SSCB, özerk bir cumhuriyet olması beklenen Astrahan’ı, Rusya eyaleti olarak yapılandırdı. Rusların bu topraklara göç etmesini teşvik ederek demografiyi değiştirdi.

       Rusya’nın bağımsız olmalarını en kolay kabul edeceği cumhuriyetler Orta-Güney Sibirya’daki Hakasya, Altay ve Tuva’dır. Bu cumhuriyetler zengin değiller. Hayvancılık başlıca gelir kaynakları. Bu ülkeler bağımsız olduklarında komşuları olan Kazakistan’a entegre olacaklardır. Konuştukları dil Kazakçaya çok yakın. Yaşam tarzı, örf, adetler ve kültür Kuzey Kazakistan’la birebir aynı. Hakasya’nın dezavantajı, Rus nüfusun azalma trendinde de olsa, henüz çoğunlukta olması.

       Yakutistan, çok zengin kaynaklara sahip. Çok uzak bir ülke olduğundan bu kaynaklarını yeterince değerlendiremiyor. Azalma trendinde olmakla birlikte halen nüfusun %30’dan fazlası Rus. Küçülen bir Rusya’nın istese dahi Yakutistan’ı elinde tutması mümkün değil. Rusya bölündüğünde, Çin sınırındaki Rus toprakları Çin hakimiyetine geçerse, Yakutistan’la komşu olacak olan Çin, aynı Orta Asya gibi Yakutistan’ın majör ticari ortağı olacaktır. Yakutların doğalgaz, petrol ve madenlerinin çoğunu, belki tamamını satın alacaktır. Yakutistan’ın nüfusunun bir milyonun biraz üzerinde olduğu dikkate alındığında en büyük riski, Çin tarafından yutulmaktır.

       Rusya bölündüğünde en çok tartışılacak konu, Karadeniz hakimiyeti açısından kritik önemde olan Kırım’ın statüsü olacaktır. Kremlin, nüfusun %70 kadarının Rus olmasından hareketle Kırım’ın Rusya’ya bağlı olmasında ısrarlı olacaktır. Ukrayna, işgalden önceki statüye dönmeyi hedefleyecektir. Türkiye, Kırım’ın askerden arındırılan bağımsız bir devlet olmasını savunmalıdır. Bu formül zamanla, Kırım’ın diğer ülkeye bağlanmasını felaket olarak gören Rusya ve Ukrayna tarafından da kabul edilebilir.