Cuma günü önce Ermenistan ardından Azerbaycan, imzalanacak barış anlaşmasının metninde tam mutabakat sağlandığını ifade ettiler. Bu beyanlara kadar anlaşılamayan iki madde de Erivan Bakü’nün taleplerini kabul edince mutlu sona ulaşıldı. Anlaşılamayan maddelerden biri, Azerbaycan’a ait toprakların Ermenistan anayasasında vatan olarak tanımlanan maddesinin değiştirilmesi diğeri, Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki uluslararası askeri gücün lağıv edilmesiyle ilgiliydi. Yani tarafların anlaşması yeterli değil. Ermenistan parlamentosunun anayasa değişikliğini onaylaması ve gerekli yasal düzenlemeleri yapması lazım.
Ocak ayının başında yayınlanan https://www.habererk.com/zangezurda-her-sey-allak-bullak-oldu başlıklı makalemde Zangezur koridorunun anlaşmanın taslağından çıkarılmasını ele alarak Türkiye’nin pozisyonunu değiştirmesini yani Rus askerinin denetiminde olacak olan Zangezur koridorundan vazgeçmesini önermiştim. Anlaşmada tam mutabakat sağlanması Ankara’nın pozisyonunu değiştirdiğini gösteriyor.
Üç yüz yıllık bir mücadeleden sonra artık Güney Kafkasya’da Rus askeri olmayacak. Bu güzel haber. Darısı Kuzey Kafkasya’daki Türk yurtlarının, Dağıstan’ın, Karaçay yurdunun, Balkarya’nın ve Çeçenistan’ın başına. Nahcivan’ı Azerbaycan’a dolayısıyla Türkiye’yi Azerbaycan’a ve yine dolayısıyla Türkiye’yi Türkistan’a DİREK bağlayacak olan Zangezur koridoru olmayacak. Bu da kötü haber. Bu gelişmenin negatif etkilerini ortadan kaldıracak aksiyonları almalıyız.
İlk ve acilen yapmamız gereken iş, anlaşmanın imzalanması ve Ermenistan’a uygulanan yaptırımların kaldırılması. Peşinyan Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın bütün isteklerini şoven gruplara rağmen kabul etti. Yaptırımlar bırakın kaldırılmayı gevşetilmedi bile. Böyle olunca Peşinyan sürekli eleştiriliyor ve güç kaybediyor. Oysa çok değerli, akıllı ve milletinin istikbalinin Türk milletiyle didişmekten değil, iyi ilişkiler kurmaktan geçtiğini anlamış bir lider. İktidardan düşerse bütün kazanımlarımızı kaybedebiliriz.
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan, Ermenistan’a uyguladıkları yaptırımların hepsini kaldırmalı. Sınır kapıları hemen açılmalı ve yeni kapılar yapılmalı. Kapılar sınırın her iki tarafındaki kentlere otoyollarla bağlanmalı. Ermenistan’ın Türkiye sınırı 320, Azerbaycan sınırı 1000 kilometrenin üstünde. Yani on sınır kapısı daha yapılsa kaldırır. Direk uçuşlar ve tren seferleri başlatılmalı. Vizesiz seyahat başlatılmalı ve karşılıklı olarak gümrük vergileri düşürülmeli. Bunlar yapıldığında kısa vade de Ermenistan ekonomisi canlanır ve Peşinyan güçlenir. Uzun vadede dört ülke ekonomik açıdan tam manasıyla entegre olurlar.
Zangezur koridorunun yerine aynı güzergahta Zangezur yolu yapılmalı. Bu yolun koridordan tek farkı, Rus barış gücünün değil Ermenistan’ın kontrolünde olması. Bu yol alternatiflerinden daha kısa olduğundan yoğun olacaktır. Her yıl on binlerce tır, kamyon ve ticari araç kullanacağından yolun yapılması Erivan’ın da menfaatine.
Bugün itibariyle Nahcivan, Azerbaycan’a sadece İran topraklarından geçen Aras koridoru üzerinden ulaşıyor. Zangezur koridoru yapıldığında iki yoldan ulaşacak ki bu Azerbaycan’ın güçlenmesi İran’ın zayıflaması demek. Türkiye Azerbaycan’a iki yoldan ulaşabiliyor. Gürcistan ve İran. Zangezur yolu açıldığında İran’a karşı Türkiye’nin de eli güçlenecek. ‘’Gürcistan’a karşıda elimiz güçlenecek’’ demiyorum çünkü Türkler Gürcistan’da memleketleri kadar rahat hareket ediyorlar. Bununla birlikte yol sayısının artması rekabeti arttıracağından ve yoğunluğu azaltacağından her halükarda maliyetleri düşürür. Kaldı ki Zangezur alternatiflerinden daha kısa.
Türkiye Türkistan’a iki alternatif güzergahtan ulaşıyor: İran ve Rusya. Zangezur yolu yapıldığında, Hazar denizindeki gemi seferleri arttırılmak ve ucuzlatılmak kaydıyla, yeni bir güzergahımız daha olacak. Fakat Türkiye ve Azerbaycan’ın Türkistan’a, Türkistan’ın Türkiye ve Azerbaycan’a kesintisiz, hızlı ve ucuz ulaşmasını istiyorsak Hazar denizinin iki yakasını bir köprü ile bağlamalıyız. AB’nin hazırlattığı ama Ukrayna savaşı çıkınca gündeme almadığı köprü alternatiflerinden nakil hattı içermeyeni uygulayabiliriz.
Hazar denizinde çok sayıda ada olduğundan köprü sanıldığı kadar maliyetli olmuyor. Ayrıca AB’nin, Türkiye ile ilişkilerini iyileştirme siyasetini değerlendirerek köprüyü AB’ye finanse ettirebiliriz. Kaldı ki AB’nin ekonomik olarak entegre olmayı hedeflediği coğrafyaların başında Türkistan geliyor.
Hazar köprüsü yapılırsa diğer yollar Türk dünyası açısından önemini kaybeder. Hatta Batı Rusya ve Kuzey İran bile Türkistan’a Hazar köprüsünden ulaşırlar. Türk dünyası bütünleşir. Ermenistan önce Türk denizinde bir ada olur sonra kaybolur gider. Yedi Türk devletinin hatta Gürcistan’ı dahil edersek sekiz devletin ortasında kalacaklar ve kalkınacaklar. Neden Türkiye ile didişsinler?
Moğolistan ile birlikte açık denizlere en uzak coğrafya olan Türkistan’ın kalkınması ve petrol ve gaza bağımlı olmaktan kurtulması için Hazar Köprüsü gerekli ama yeterli değil. Zira denizyolu ortalama olarak karadan on dört demiryolundan dokuz kat ucuzdur. Yani Türkistan’ı Hazar Denizi, Don-Volga kanalı ve Karadeniz üzerinden Türkiye’ye ve dünyaya bağlayacak olan Don-Volga kanalı projesini hayata geçirmeliyiz.
TDT’ dan arayan uzmanlar projenin gündemlerinde olduğunu, Binali Beyin bizzat ilgilendiğini ama savaş devam ederken gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını ifade etmişlerdi. Savaş bitmek üzere. Otuz yıldan uzun süre kaybettik daha fazla kaybetmemeliyiz. Türk dünyasını bütünleştirmeliyiz.