Lazkiye alev alev yanıyor. Evler yıkılmış, sokaklar kanla yıkanmış, insanlar kaybolmuş. Bir halk, tarihin en karanlık dehlizlerine itilirken dünya sadece izliyor. Aleviler, kimlikleri, inançları ve varlıkları yüzünden sistematik bir şekilde yok ediliyor.
Suriye’deki iç savaş, ilk başladığında bir özgürlük mücadelesi gibi görünüyordu. Ancak zaman geçtikçe bu savaş, mezhebi bir kıyıma dönüştü. Radikal gruplar, Alevileri düşman ilan etti. Şimdi, Suriye’nin batısındaki Lazkiye’de, Alevi halkının sesi boğuluyor. Çığlıkları gökyüzüne yükseliyor ama kimse duymuyor.
Lazkiye’de Ölümün Ayak Sesleri
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve diğer radikal gruplar, Lazkiye’de bir halkı topyekûn ortadan kaldırmaya çalışıyor. Köyler basılıyor, evler ateşe veriliyor, kaçabilen kaçıyor, kaçamayan ölüyor. Kadınlar esir alınıyor, çocuklar yetim bırakılıyor, erkekler birer birer infaz ediliyor.
Bir baba, oğlu elinden alındığında ne yapabilir? Bir anne, kızının feryadını duyduğunda nasıl dayanabilir? İnsanlar mezarlarını kazıyor, çünkü bir mezara sahip olmak bile lüks hâline geldi. Ölülerin bedenleri meydanlarda teşhir ediliyor, korku yayılıyor. Lazkiye, bir mezbahaya dönüştü.
İslam Dünyasının Suskunluğuna Ne Demeli?
İslam dünyası nerede?
Her fırsatta “Müslüman Müslüman’ı öldürmez” diyenler, bugün nerede? Filistin için gözyaşı dökenler, neden Lazkiye’deki katliamı görmezden geliyor? Doğu Türkistan için yürüyüş düzenleyenler, neden Suriye’de öldürülen Alevi çocuklar için tek kelime etmiyor?
Bugün, İslam dünyasının büyük kısmı, kimlik siyasetinin içine sıkışmış durumda. Zulme karşı olmak, artık sadece mezhep farklılığına göre değişiyor. Aleviler öldürülürken, ümmet sessiz. Katliamı yapanlar Sünni, kurbanlar Alevi olduğu için mi bu sessizlik? Eğer öyleyse, bu, İslam’ın değil, güç odaklarının siyasetidir.
İslam, adaleti emreder. Ama bu nasıl bir adalet ki, öldürülenin mezhebi farklı olunca sessiz kalınıyor? Camilerde adalet nutukları atanlar, Lazkiye’de kesilen masum başları görmüyor mu?
Duyan Var mı?
Bir kadın Lazkiye’nin sokaklarında haykırıyor:
“Ne olur oğlumu geri verin! Öldürdüyseniz, bana mezarını gösterin!”
Bir adam, elleriyle toprağı kazıyor. Neden mi? Çünkü cesedi bulurlarsa parçalara ayıracaklarını biliyor. Kendi oğlunu gizlice gömmeye çalışıyor.
Bir çocuk, annesinin cansız bedenine sarılmış. Hâlâ uyanmasını bekliyor.
Ve dünya sessiz.
Batı için bu, sadece Suriye’deki güç dengelerinin bir parçası. Rusya, İran, ABD… Hepsi strateji peşinde. Ama konu Alevilere gelince kimsenin sesi çıkmıyor. Çünkü Aleviler petrol yataklarına sahip değil. Aleviler jeopolitik hesaplarda bir piyon değil. Aleviler, sadece yok edilmeye çalışılan bir halk.
İslam dünyası ise daha da vahim durumda. Zulmü mezhebe göre ayıranlar, bu sessizlikleriyle kendilerini de mahkûm ediyor. Çünkü unutulan her çığlık, bir gün bir başkasının kulaklarını sağır eder. Bugün Aleviler, yarın bir başkası.
Ama işte o zaman çok geç olacak.