Hiçbir Türk’ün, terörsüz Türkiye istememe, barış sürecini engelleme ya da sabote etme gibi bir zekâ özürlü olmadığını biliyorum. Bizim korkumuz, Emperyal güçlerin, Türkiye’ye oynadığı olumsuz plana karşı endişe ve kaygımızdır.
Şimdi sizler örgütün, “Liderimiz silah bırakın dedi. Şartsız-şurtsuz silahları bırakıyoruz” diyeceğini mi bekliyorsunuz?
Eğer saf değil de buna inanıyorsanız, daha çok beklersiniz.
Dünyada silah bırakan terör örgütleri vardı. İRA ve ETA. Sanıyorum ki bu kararı alan Ankara’daki yöneticiler, bu olayları ya bilmiyorlar ya da bilmek işlerine gelmiyor.
PKK, Türkiye ve Ortadoğu’da beklentileri olan emperyalist güçlerce kurdurulmuş, birkaç bölücü örgütten oluşan bir terör örgütüdür.
Emperyal güçler, desteğini çekmedikçe; kim ne derse desin, hangi çağrıyı yaparsa yapsın: bölücü örgüt, silah bırakmaz ve bu çağrı, davulcu yellemesi gibidir.
Türkiye’nin milyarlarca dolar harcamasına, 50.000’den fazla vatan evladının şehit olmasına ve 41 yıldır baş ağrısı olan ve Türk ordusunun, bölgede enerji harcamasına neden olan bu örgüt, verilen bölücü görevinden asla vaz geçmeyecektir.
Devletimizin çimentosu olan dil birliğine karşı olmaları da daha bildiri açıklanırken belli olmuştur. Neydi o, uyduruk Kürtçe ile açıklama? Milletimizi birbirine bağlayan kurucu unsur Türkçe’dir. Onlar buna temelden karşılar.
Açıklama yapılırken daha ilk günden Kuzey Suriye’de PKK’nın yan kuruluşu YPG denen örgüt ile DEM’den çatlak sesler çıkarmaya başlamıştır, görülmüyor mu?
Asil Türk milleti, oyunun farkındadır. Bu projenin asıl hedefi, bazı emellere ayak bağı olan Anayasa’nın o maddelerini değiştirmek, ayrılıkçı maddeler eklemek için Kürt seçmenin oylarına gereksinim vardır. Onlara şirin görünme tiyatrosudur. TRT neden vermedi?
Açıklamayı kürtçe okuyan A. Türk, bir toprak ağasıdır, aşiret reisidir. Topraklarında yüzlerce yoksul ve zavallı kürt çalışmaktadır. Eğer kürtçülükte ciddi iseler, A. Türk, bir centilmenlik yapsın, demokrat olsun da elindeki toprakları yoksul kürtlere dağıtsın.
Madem silah bırakacaktı bu terör örgütü, Kandil’de bulunan Türk askerleri ve devlet görevlileri neden önceden salıverilmedi.
PKK yetkilileri ve TBMM’indeki sözde Kürtler, isyancı Şeyh Said’e öykünmekteler. Şeyh Said, İngiliz işbirlikçisidir, şeriatçı görünen bir bölücüdür. Onun isyanı ile Musul ve Kerkük elimizden çıkmıştır.
PKK ile tek ortak yönü de bölücülüktür.
Dolaşan haberlere göre Kandil’de bulunan üst düzey PKK yöneticileri, İsveç-Norveç gibi ülkelere gönderilecekmiş. Elinde silah olanlar ne olacak, onlar Türkiye’ye ellerini kollarını hiçbir şey olmamış gibi sallayarak mı gelecekler?
Bu gerçekleşecekse 50 bin şehidin ailesi ile 82 milyonluk asil milletin onuru kırılmayacak mı?
Terör örgütü, silah bırakırsa Avrupa, pkk’yı terör listesinden çıkarmaz mı? Çıkarılırsa bunlar, Avrupa’da kültürel ve siyasal olarak örgütlenip, daha rahat çalışıp, haraç toplamazlar mı? Oralardaki Türkleri rahatsız etmezler mi?
Bu güne kadar bu konularda, hep yanılmamı istemişimdir. Ne yazık ki hiç yanılmadım.
41 yıldır, ülkeye ve Kürt-Türk ulusuna hainlik yapan örgütün, hangi sözüne nasıl inanacağız? Terörle amansız bir mücadele eden TSK, öyle başarılı eylemler yaptı ki pkk, şu an en zayıf ve eylem yapamaz konumundadır.
Kolu-kanadı kırılmış bir örgütün, silah bırakma çağrısı; kendisini kurtarma ve zaman kazanma demektir ki bu, Türkiye için büyük kayıptır. Aslına bakılırsa PKK zaten çoktan YPG ve PYD olmuş vaziyettedir. Sıfırı tüketmiş bir terör örgütü, silah bırakıyorum dese ne yazacak ki? Suriye’de YPG-PYD devlet olma aşamasında. Bunlara silah bırakın neden demedi? Asıl yılanın başı KCK ne olacak? Hayal güzel de, gerçekler acı. Koltuk uğruna bu ülkeye kıymayın.
Bir Türk olarak bende böyle düşünüyorum.
Eğitimci-Yazar