Türkler geyiği evcilleştirmeyi başaran ilk topluluktur. Bu sayede avcılık-toplayıcılıktan hayvan yetiştiriciliğine geçerek diğer halklardan ayrıştılar. Geyik yetiştirmenin bozkırda daha kolay ve karlı olduğunu fark ettiklerinde ormanları terk ettiler. Almanların, Slavların ve Anglosaksonların atalarının ormanlardan stepe ve ovalara çıkışı Türklerden binlerce yıl sonradır.
Türkler stepte yaşamaya başladıktan sonra geyikten daha cazip olan koyun yetiştiriciliğine başladılar. Ardından atı evcilleştirerek yetiştirmeye başladılar. Sürüleri büyüdükçe çevrelerindeki topraklara yayıldılar. Türklerin kadim anavatanın hemen güney batısında olan Türkistan, Türklerin yurt tuttuğu ilk topraklar oldu. Türkistan’ın kuzeyindeki Türkler göçebeliğe ve hayvancılığa devam ettiler. Güneydeki Türkler ise, bu coğrafya tarıma ve madenciliğe daha müsait olduğundan yerleşik hayata geçtiler.
Türkistan, Karahanlı Devleti kurulana kadar taşraydı. Hiçbir zaman Türklerin merkezi olmadı. Merkez Orhun ırmağının aktığı ve Ötüken ormanlarının çevresindeki kadim anavatandı. Türklerde iç mücadeleyi kaybeden boyların yurtlarını terk etmesi ve/veya sürülmesi töresi sayesinde Türkistan’ın nüfusu hızla artarken anavatanın nüfusu aynı hızda azaldı.
Büyük Hun devleti yıkılınca Mete hanedanına destek veren boylar batıya ve güneye göç ettiler. Güneye göç eden Türkler, Türkistan’ı ve Kuzey Hindistan’ı yurt tutarak Ak Hun devletini kurdular. Anavatanda Hunların yerini alan Avarlar, Göktürk devletini kuran boylara yenilince batıya göç ettiler. Uyguların ve onları destekleyen boyların isyanıyla Göktürk devleti yıkılınca en kalabalık göç dalgası meydana geldi. Göktürk devletini destekleyen Karluklar ve Oğuzlar gibi onlarca boy Türkistan’a yerleşti.
Kırgızlar Uygurları yenince bu sefer Uygurlar ve onlara sadık olan boylar Doğu Türkistan’ı yurt tuttu. Anavatanda kalan son Türklerde, Moğollar Kırgızları yenince yollara düştüler. Kırgızlar bugün Kırgızistan dediğimiz coğrafyaya yerleştiler ve göçebeliğe devam ettiler. Göktürklerden sonra anavatan, Türklerin merkezi olma özelliğini kaybetti. Türkistan; Uygurların, Karlukların ve Oğuzların öncülük ettiği boylarca Karahanlı Devletinin kurulmasıyla birlikte merkez haline geldi. Buraya yerleşen Türkler dört yüz yıldan uzun süre birlikte yaşadıklarından kaynaştılar; dil, kültür, töre ve örf olarak benzeştiler.
Cengiz ele geçirmeden önce Türkistan’ın neredeyse tamamı Harzemşahların kontrolündeydi. Cengiz ölmeden önce devletini dört parçaya böldü. Bu parçaların üçünde yani Altın Ordu, Çağatay ve İlhanlı topraklarında Türkler baskın çoğunluğu teşkil ediyordu. Bu nedenle Türkistan’da kurulan Çağatay devleti aynı Azerbaycan, İran ve Doğu Anadolu’da kurulan İlhanlılar ve Sibirya, İdil ve Doğu Avrupa’da kurulan Altın Ordu gibi kurulmasından hemen sonra Türkleşti ve İslamlaştı. Zaman içinde Türkistan’da yaşayan Türklere Çağataylı ve Çağatay Türkü, konuştukları lisana Çağatayca ve Çağatay Türkçesi dendi.
Cengiz’in torunları tarafından idare edilen üç Türk devleti sürekli birbirleriyle mücadele ettiler. Bu devletlerden göçebe karakterini koruyan Altın Ordu, Timur’a kadar olan dönemde baskın olan taraftı, sürekli diğerleri aleyhine genişledi. Özbek kelimesi Altın Orda devletinin karizmatik hakanı Özbek Handan gelir. Ondan sonra Altın Orduya bağlı olup Türkistan’a yerleşen Türklere Özbek denilmeye başlamıştır.
Özbek Han döneminde Çağatay topraklarının büyük kısmı (Kazakistan’ın Çimkent, Taraz ve Almatı dışındaki topraklarının tamamı, Özbekistan’ın Harezm ve Karakalpakistan bölgeleri ve Türkmenistan’ın kuzeyi) Altın Ordu’nun kontrolüne geçti. Semerkant’ın, Buhara’nın ve Merv’in yer aldığı Güney ve Batı Türkistan ise iki devletin hakimiyet mücadelesini sürdürdüğü, sürekli el değiştiren coğrafyalardı.
Timur uzun mücadelelerden sonra Çağatay devletinin yönetimini ele geçirdi. Kendisi Cengiz soyundan gelmediği için hiçbir zaman sultan, han ve hakan gibi unvanları kullanmadı. Çağatay hanını sembolik sultan olarak kabul etti. Timur, devletin hakimiyetini ele geçirir geçirmez Özbekleri yenerek Batı ve Kuzey Türkistan’ı Çağatay topraklarına kattı. Yani Timur Özbek değildir, Özbekleri yenen hakandır. Çağatay Türküdür. Keş kentinde doğup büyüdüğü dikkate alınırsa büyük ihtimalle Kıpçak’tır.
‘’Özbeklerde Çağataylarda Türk ne fark var? Neden mücadele ediyorlar?’’ diye sorulabilir. Çağataylar yerleşikti ve orijinal bir medeniyet meydana getirmişlerdi. Bilimde, sanatta, edebiyatta ve mimaride çok ilerlediklerinden göçebe olan Özbekleri hor görüyorlardı. Özbekler ise geleneksel Türk hayatını terk eden Çağatayları dışlıyorlardı. Yani Osmanlı ve Şelçuklu devletlerinin göçebeliğe devam etmekte ısrar eden Türkmenlerle yaşadığı ihtilafın bir benzeri Çağataylarla Özbekler arasında yaşandı. Bir başka farklılıkta Altın Ordu’nun ilk hakanı olan Cuci’nin Cengiz Hanın öz evladı olmamasıdır. Çağataylılar ve İlhanlılar bu nedenle Cuci’nin soyundan gelenlerin hanlığa layık olmadığını iddia etmişlerdir.
İki topluluk arasındaki mücadele Timur’un torunu Şahruh’tan sonra, devletin zayıflaması üzerine yeniden başlar. Özbek Hanın torunlarından Ebülhayır Han 1429 yılında Tara’da toplanan kurultayda Özbeklerin Hanı ilan edilir ve böylece Özbek (Şeybani) Hanlığı kurulmuş olur. Özbekler kısa sürede bugün Orta Asya dediğimiz toprakları ele geçirerek artık Timurlu denilen Çağataylılara egemenliklerini kabul ettirirler. Öyle ki Timur’un torunlarından Babür, Özbeklerden kurtulmak için Hindistan’a gider ve peşinden gelen Timurlularla birlikte Türk-Moğol imparatorluğunu kurar.
Bugün Özbekistan dediğimiz topraklar Rus işgaline kadar Cuci oğullarının hakimiyetinde kalır. Özbeklerde zamanla yerleşik hayata geçerler. Özbek bu topraklarda yaşayanların ortak ismi olur. Özbekler Çağatay Türkçesini benimserler bu şiveye de zamanla Özbekçe denmeye başlar.
Özbeklerin bir başka hususiyeti de üç Türk topluluğunun birleşmesinden oluşmalarıdır. Şöyle ki; Kazaklar, Kırgızlar, Tatarlar, Yakutlar, Başkurtlar, Avarlar, Nogaylar, Karakalpaklar ve Çuvaşlar Kıpçak’tır, Özbekler ve Uygurlar Karluk’tur, Anadolu, Balkan, Azerbaycan, Türkmenistan, İran ve Irak Türkleri Oğuzdur. Bu gruplardan sadece Özbekler genel tasnifte Karluk olarak kabul edilmekle birlikte hem Oğuz hem Kıpçak hem de Karluk Türklerinin kaynaşmasından oluşmuştur.
Harezm, Oğuzların ilk yerleştiği coğrafyalardandır. Bozkırdan gelen Özbekler Kıpçak’tır. Göktürk devleti yıkılınca Türkistan’a yerleşen boylar Karluk’tur. Bugün Özbek dediğimiz halk bu üç topluluğun kaynaşmasından oluştu. Bu nedenle Özbekçe; Harezm bölgesinde Türkmenceye, Güney Özbekistan ve Afganistan’da Kazakçaya ve Doğu ve Merkez bölgelerinde Uygurcaya benzerdir. Özbek kardeşlerimizin bağımsız olmalarının 32. Yılını kutluyorum. Özbekistan, ebediyen Türk Dünyasının en müstesna parçası olarak var olsun.